Skip to main content

Full text of "Gök Tanrı - Tengri Kitapları"

See other formats


ÇENGiZ HAN 
(1155-1227) n 
Ürd, Prof, Dr, 


A. ZEKi VELİDİ TOGAN 


1969-70) 
KIŞ SÖMESTRESİ 


ÇENG EZ HAN 
(LO por) 


Ord.Prof.Dr. A.Zeki Velidi Togan 


1969 — 70 
Kış Sömestresi 


2 


GİRİS 18.11.1196: 


CE 


Takülteye intisabımdan beri (1927) Çengiz Han'ın tarihini 
bir defa, 1962 ve Temiirünkini de vine bir defa, 1564 lerde anlatmıştım. 
Simdi Çengiz'i daha geniş ölçüde analatacağız. Çengiz 1155 de, bir di- 
ger rivayete göre ise 1157 de âoğmuş ve 1227 de ölmüştür. Hayatı taisi- 
latıyla biliniyor ve malümdur. Kendisi cihana büyük ölçüde tesirli oldu. 
undan Avrunalılar olsun, Çin&iler olsun, bunun hayatını yazmışlardır. 
Kendisinin yazdırdığı tarih de vardır. Bu bize farsça, Türkçe, Arapça, 


Çince ve Mo”olca olarak gelmiştir. Bu yönlerden tarihi tafscilatlı olarak 


öğrenilüeye m'sajittir. Nitekim bunler devrimize kadar çeşitli âlimler t-- 
tarafından tetkik edilmiştir.. Essilercen tetis de la Croix yvowaır ki, 
önce eserini #rensızca yazmış, sonra a ve Almancaya da çevril-— 
miştir. ingilizcede pe: mufassal ve tarafsız olrak Hovorth'un Moğol ta- 


rihini vardır. Fransızca olarak R.Ürousset'nin kitabı önemlidir ki, In— 
gilizceye de çevrilmiştir. 

Türkçemizde mawlesef Çenciz Han'a dair tafsilatlı bir eser 
hâlâ yoktur. ülkemizde İslâm an'anesi, Arap helifeleri geleneği kuvvetli 
olduğundan din tesiriyle Çensiz'e ve evldcıns karşı umumivetle bir düş— 
manlık hissi mevcuttur. Bunun tesiri hâlâ devam ede 
le Jânetlenir. Bu vüzcen olsa serek havmatı bizim tarihi edebiyatımızda 
pek mufasssl değildir. Hatta Çensiz ve eylâdının h.vetının yazan Heşided 
din'in kitabı dahi, Türk tarihinin temel kaynağı onun ilk toplu hülasası 
oldugu halde tercume edilmemiştir. nusyo daise 4 gili Çok esxller'en in 

arsça metin ve Rusça tercümesi birçok cilt 
ler halin&e ilimler akademisi taralınden neşredilmnkterir. 

Bu eserin asıl nüshalrı Türkiye'de bahusus To kanı sarayın 
dadır. bilhassa 15185 numaradles, Camitt tevarih'in, Ararçesının hayatında 
ve kendi kontrol'nde vazılm ber wenması var ir kı, bon veçıtler hep 


iŞ 
buna göre vanılmıştır. Bunen alınan İfotoğreafl'r, 1940'larda Leninsrad 


muhesarası sırasınaa kayboldu;uneen, i neşirie İuraglne 
Farsça met i Baku' A.Alizöâde neşretti ki, bu 6: Topkapı nüshsı olmak— 
sızın ne-recilmişti. 
Üüaanderndini1 CAT aM 1 ya lr eğ WHergca ve Arance 
e Ncl kll eşek edalı lem OMULC uş, iel eya De 
olarak dört dilde yezmiş ve çesitli kKopyelerini veptırarak çeşitli ülke- 


lere göndermiştir. Bu yaz 1'rın başlıca nüshl rı resimlidir xi, Topka- 
pı ve Peris nüshelsra börledir. Arança nüshslerı eksiztir, Lonüra ve üdim- 
buro'de ki . bus ler kitobim ikinci cilcineo div, bizde ge Ayançe hiselem 
bulunmuş, ancak asıl Varsçalrrı kelsış ki, onler da rezimlitir. Ancak A-— 


2 | . 


rTançasının birinci cildi 


sadece Ayasofya 
alak 


kütüphanesine bulunuyor ki, bu ör eksiktir, heşidelcdin'in eserlerini öğ- 
renmekte esas nokta, bunların başka Sillerde vezılımış eserlerle &xarşılaş- 
tırılmaşının mümkün olmasıdır. bazı kronolojiler, Gizli İarih, Aşılkbaşa- 
zâde Tarini keze Çince tarinlerle <c muköyese etmek m mkündür, Çin tarih 
leri kısmen Avruma dilleri; vereme salliri; 

Reşideddin'in kitsbının Moğolca aslının sadecn şecere kısmı 
bize kağar şelebilmiştir. Bu şö&cerenin Türk tarihine ait olan kısmandaki 
resimler eksik kalmış. Çin, Yahuci, Pape, ves. sısımların varinlerince re- 


simleri kalmıştır. Bu nsaa bize A 


tekmil eserin Mo“olca ve Tİirkçesin 
nuyarelı elüümde wr ki, Temüir'ün 


İm“ © a Tr TNT em yaf 5 pi m 
ia eb ! Sil DR gl im e Cen” Z ii NN :0 ih U 


ÜZLEL 


t 


Na dc 


Reşidedi e © 


gele 


iğ 


lan Tebriz Tarihi'nde Türkçe olan 
düğünü kaydeder. hit bın Xürkcesi 


menlsi elçişi uUkrulrd 


4 mi bi | N . ç v ği a) ? - a ii ği > 
sir, heşidedcin lerininin vem bi 
er wi , b ile la 1 ” 
muştur. Birisi Taşkent Özbek İlimi 
ON Mebel yeahara > ia TA m İç? 
iÇ LAKE .U AÇE Ji sile debi, Meme İ 
Ta Ta z GS Ma TT . 

Emel Esin, N.A sow ve Filiz hınım 
Tatlının ışnı alımansını mascade © 


1 pe : zi 1 m“ i pi > 4 v al —a 7 e İni Vw b 
me akay aşakhau, Verllipi lir. DU 
>g / .? —nm v mey Li 4 vi, Pa ir Ni ri -: 7 > « pi 74 
ce verilmiş. Türkçesi Tonkanı i 1257 


seceresi olerek wazılrış ki caacı A- 

iy © mekip ir. bü m siva Tekil 

serisin Türkçe nüshc“sı bize tem olarak 
ibogiet olrr”k paslı 


bir Azerbevce 


Giz 2 
bu kis:bı dana pafeviler devrinde gör- 
Akkoyunlu ser vwiınco Ge, bulunmuş ki, Os 
've behçet üü-levarih'in.a kavdelmiş- 
nahosı Temür ve evliğcı elinde de bulun 
er Allademisi küt »henesindün bulunuvorş 


er kalmıştır. Bu nishsvı 1569 yazında 

Di mi - 1 “rr A mİ N iç am Ea 1. b 

lar görmişlerdir. Ancak Ruslar fotoğ- 
pöller, 


ex 


Bu sene Çenriz' ir sarınımı enlaveca aş eliz dç 
nin birçol. yemleri ver vb. biz merylemgen ço: yuLuuı werinine Onemli vole 


pi 


budur. Bunu aydınealimnya çalışaca. ız. Mese 


1 
z 


ceğiz ki, ehemmiyetli O 
I8 bunlur'an Çengiz ve oğulleri devrindeki yol ve posta teşxilâtını gikro- 
delin. Vaktiyle bir Sinolog ol 'n Maenchon-Helfen Türkçe ve hoğolce da di 
lirdi, güzel eserler kaleme alyıştır. Bu zat 19204 de Çin'e sir seyahat 
yaptı ve bunubbir eser olsrok yazdı. Bunada Mosxova'dan Sibirya yolu ile P 
Pekin'e seyahatinin hikâyesini anlavır. Bu eserinde Çin hududunda Uran”— 
hay (Hakas) bölgesinde posta yollarındın bahseder. Kendisi bunları tnfsi- 
latlı olarak neşrevmek arzusunda idi. Ancak bu eserini vücude getiramedi. 
Bahsettiği yollar Yenisey nehri baglarınca bir geçidi eaşıyordu ki, Kem'e 
müvazi olarak gidiyordu. bureları sarp dağlık olduğundan ça ımız yolları 
gibi kayalerı düzelüip, 4 atlı yrüyerek şekilde yollar yanılmıştı. Bu 
yollar biiyük orduleriın sevkine müsait idi, ki Çengiz tarihlerinden böyle 
IÇhar esb" koll.r zikrecil.iştir. Bu tinte yollerı sadece Yenisey taral- 
larında değil, Boruhor ve İle.nehri kuzeyinde de yanmışlardır. Bu yollara 
"Yam", posta yolu denilmiştir. Bu yıl üzerinte muayyen mesafelerde posta 
istasyonları da yapılmıştır, Bu ssyvsde, çağının en büvük sür'ati soğlean— 


4 


mışgtı. Avrupadan gelenler #e bu posta ile gönderildiler ki, munler isti-: 
rahata vakit bulmecın bu sür'atli gicişten memnun kalmamışlarcı. Bu yollar 
dan Türkstan'ın güneyinden gelen yol, Huten'den Kâşgar üzerinden Belh-Ni- 
sabur-Rey-Tebriz üzerinden Sövas'n kodrr gelmiş, Bizenş'a ulaşmıştır. Ku- 
zeyden geçen dizer vol Han yolu, Kazeakişltlen orsalarından geçwirli. husla- 
'rın havatına da “Yemçı" büyük ölçüde tesir etmiştir. .Puşkin'in bir şiiri 
Yamçadan bahseder. Türkiye'de de Yem Teşkilâtı olmuş; Bir yol Hin'istan'a, 
n'in şarkınlen Singenun'a keder ilerlemiş, 

senfgiz'in ve evl&dının bürük imosaratorluğunun asıl sırrı bu 


noktaden anlaşılmalıdır. Büvük mesafeleri birleştirmişler, aradaki nakli-— 


4 


yatı çabuklaştırmışlardır. Pek önemli nir diğer hususiyetleri de aradaki 
küçük devletleri ve gümrük duvarlarını bırakmamalarıdcır. Çengizden önce 
gümrük pek çoktu. bBağdat'dan çıkon bif mel; Bunara'ya gelinceye kadar 28 
A iümwiilr TOTd BR IG hare m2 a Fa 1 7 a ez eau 1 
yerde gümrük veriyordu. Bu ise bezen melın esıl fiyetının birkeç mislj 
arımasına semen oluyordu. İşte Cengi? We eylıodı bumu orooddn salcırdı, ie 


keyi tek bir gümrüke tâbi kıldı, Çengiz kezâ ülkede mer“ birimini sabit 


Gi ij e m ağı rlıleka İlynatmalMiard e eğ 14 eli 
kıldı ki, burada esas 2,5 be asırlık “yasıyu "lardır. Duru yes uvuk e 


5 Pp 
.. .. . .. .. ME ant e MENE Rİ Sa R e | pa pe ve — 
altın veya gümüş olmuş. Gerçi bunun küçük hirimleri ör ticarette kullanılmış 
g u ol 


5 
Ancak esıl sabiti kıy etbu olmuştur. 
Çengiz'liler ellerine toplenan parayı keçırmamak için çek, 
banknot usülünü de vezettiler. Bu seavede bir yandan Tezin dir yanan leb 


g 
* ; » gı La 2 — Lan il N m 3 17 r 
riz voye Kırım, Saray ile Taşkontü arasında ticari mübdcelede bieek kol 


La 
v 
Ga 
K- 
ny 
m 
DM 
H 

G 


Çengiz cihan çanındeki büyük inkilapları vücuda getirirken, 


elbette bürük felâketler de yarattı. Ve nu felöâketlere muvezi olarak ye 


nilikler yarattı. Çengiz'in vıknek istedizi düzenin ce yearattı/ı genir-— 


ler ve onların kalabelik kudretli ahrlisi vardı. Çengiz ise bu mübâdele 


yolu üzerindeki şehir ve kavimleri yok edece Nisabur halkı, asırla- 


vın kazancını yitirmek istemedi. ÇŞeniz'e korkunç bir mukavemet gösterdi 
Bu ise onlara ancak felâket getirdi, Neticede gsülâleler ve bunlerin vera 
tığı gümrükler yıkıldı. Çengiz yemveni bir nizam, Cinva Güzsni yorlutı. 


5 


Bu arede çok seçmeden yıkılan sül&leler sıhrivet yolu ile Çengizlilere 


yanaştılır ve bir yarım asır sonrs münâsenetler di'zeinleşti. Ancak bu za 
man zarlında, yeni bir nizem va keğnn büy çatı m“l9r oldu. çen 
wiz'in tarihi iste bu mücadelenin Asya'deki bivik değişmelerin tarihi de-— 


mek gibicir. 
#OslllyO9 


e e, Xx —.— ezam .—A z— 


Şengiz İmporrtorluğu'nun kurulmasının isnelleri: 

Çengiz'in devletinin kurulmasının âmilleri nelerdir?. Çen-— 
giz devletinin kuruğuşu, Çengiz'in 1227 de öldüğü zaman ssmemlanmış bulu- 
nuyordu. Sonradan oğulları ve torunlırı bunu genişletmişlerdir. İşte Çen- 
giz'in du devleti kurulduğu sırclarda Asve ve doğu Avrupa ufak ieodel dey. 


1 


letlere bölünmüş bulunuyordu. Çin sehasında Kidanler vertı ki, bunlara Kı 


tey Perl de denir. 997 de T'ane'lardan sonra kurulan Kidan devleti 


Ni Mi ğı Seir ti iŞ p a Si Re İp YE , 5 m ea p ye e OUZ 


orta kısımlarıne hâkim ol rok yasımıştır. Çin'in güne'inde ise Sung sü- 

Jâlesi verdı. Bu d: 9990'larda kuruluma ve Kubilay'ın 1279 daki istilagı- 
ne kadar Gevem etmi vir. bu Ca güne ve kuzev Sunsş'lar olaok üzere ikivae 
ÖYLLLile <uzeyi Jlef-ce, ney «ebe ipe eoNca 1 e va sem, . veye m" 
de Ühin(Jin) sülâlesi bulumusordr. İşlâm kaynakları doun Alüln Han, Türk- 
ler ise Çürçit demişlerdir. Çürçit ismi OÖğüuznâme'de âe soçer ve Oğuz'un 

burasını zaptet.iği koevrçedilir. 1204 de Çengiz bunlerı ort den keldırmış- 


l 


1 
tır. Ancak birden olmadı; zira bu devlet Sungs'lara dayandıklarından 


1 


hayli uzun zaman mukevemeti etviler, 


isl&m ülkelerinc ila İren sehnsınde çeşitli devletler 
İn! pi a Eş yo . Gi Ba iL in Ge Eri 1 m - ye e 12 İ in ia e pa in! pe — A 7 Ki TN ÜN < 1 #5 — 7 
bulunuvrordu. Bunların oagınde EB ın merkezi bulunduğu Abuasli devletli 
» : i . pe EM e ağ ES . ii a hT a 
velir; genciz devlesi kuvulçulu sir I'ramşNasir, Zahir, iie Lansln ve yg 


baba oğul sülâleleri devam etmiştir ki, Hulegu Hen'a me im devam 
etti. Merkezi Aral'ın günevi olen Harezm gahagına ve batı Türkistan'ın 
birçok yerlerine Harezmşahlar hâkimlir. “iii ilk yallırındı Muhammed 


Tekeş basta idi. Sonra Alâedlin Muhammed beşa geçti. Bunun oğlu da Celâ- 


ledin Harezmşahların batısına, Bağdat terefl:rına hâkim bulun n Abbasi- 


lere kadar arada çeşitli devletler, Atabekler verdı: Bunların beşlıcalerı 


şunlerdır? musul Ateabelleri, Halep, Sincar, yam Atabekleri &i, Nureddin 
T 


a a <“ — -|İ ki iy —Ç ya za a ii 
rodeo Krüykosulişrı bulumukerol. Har 


n 


i healâ vaşgıyorcu; Ahlat da bir ermeni krallığı 
Rrın'a Seddcadoğullırı bulunur. Bunleriın kuzeyin 
de Şirvanşahler vardır. Anadolu'da Ansdolu Selçuklul.rı ounlumuwordu. An- 


1 Ni H J. — ri a y 3. n i: yn gr, bike en 1. Ni ad! pe. eN Mİ Li 2 — > rte" iç ” Sİ “ GC. ; 
cak bu devlet de. icodali devletlere mnölünmüme: istidadıncda bulunuyordu. bim 
Til ip Kapma ği ye Man )GMAY ? Gi zg | MM 0 VAN (Pp e ia! ni ni 
VaAğmiya le ya bk ek >romalyiz ui O. LL ekledi sekli as iç Le JE ılA4can Ce, 
7 ei iş vi yaa e i EN e e : a çar ep 
iengücek oğullur erzurum tar tl rimg© ol suko nllari bulunuyor. irem 


yi 
Azerbevcanı tereflmrında Atabekler&den Eldeniz oğulları vardır. Güney e 


in 


yani Fars'de Selgurlular, Luriştan'dea KHezfresn Aatsbekleri, keza Yezdi'de 
yerli Ata»ekler bulunuyor. Diyarbelir-usul taresfların e keza İnahoğulin— 


rıda zikredilmelilir. Bindcişstan'de, Memlük Genilsn Dehli sultonlisrı, ÂAf- 


a 


LU ya ledi a 1 il - ga pe İk Par ei İş ele ali 
ganistan şnusında ise Gurlulr bulunuyor. Bunisr da kentli aralarında 180 


dallere bölünmüşlerdir. Bingale'de Knalaç Türklerinin Sultanlığı vardı. 


— nn m “—. px re —. yö pm di —. 7m gi - İsi ni — Lİ 1 Lr Z - a 7 m az Rİ (nl ba | li 
Iazrınd” ise Tİengutisr bulumnurordu. Örhon-Ünon—kerulen neşlezrın'< asıl Şen 
: e lr al . mA çi İM RK e e PE > a ii be > e yin 
giz'in Zuhur etbizi seh“da, bakim bir kebile deril; koynışna halinde kn- 

— a n ini —m — - UD al 2 m'de v j | - TA, TA ak; ? Di 7 7 
leler mevzunahistsi. Bunların nüfuzliulerı Çengiz'in mensun olcdcu/u Börçe- 


, e .. . e N İn! kel. * Mela, R * . EN RE e da a 3 e 5 . — ve 5 
gin (Börteğin)lerdi. Baytal ciw'rındn ve kuzerinde de he'en hepsi mistam 
X Ni 
eş Di N , h ah 2 17 eri ei (7 ln Tm vi Ça - 737 2 in in çi 1 zi im player Xx ip ba 7 A ZE ölçü <5 al > T Ğ Ci 
ei İRİ e A MN <a ZN AK GN om nNUSY a a ÖZÜ iVLU bs REN ke Lti 


Hazarlearil e nsin. dana 


J 
UM Ge 
a 
(— 
> 
1) 
e 
id 
MY 
5 
MO 
Nİ 
2) 
o) 
— 
9) 
-Ş 
2 
İm 
ai 
© 
Iİ 
) 
Ez 


Volo Soyle. 
m ld k Vİ — sin Spil alk dn 0 


sonra vabancı k *mneklarda “Polovits" yani sarışın denilen Kıpçak (Kuman 


i le Eğ Miri ç map Tgima v 2 r Şia m3 “7 77 7 ya z ri. 7 ” Ja 
ler) hâkim oldul-r. Kafkrslard: Ermeni ve Gürcüler zikre değer. Bu kef- 


0 e a TR e > 5 a eri ii ne e ER çk «ŞE Mm ear. 
kas sahasındı hemn her dere, her vâci misünrkil. gibicir. Aflganiszan'dea da 


00) 


oy idi ki, .her cereye bir bey hâkimdi. “#usların oturdukları sahelar de 
ufak devletçiklere, knezliklere bölünmüştü. En marfüilerı suzcal, Novgo- 
rod, Moskova, Clağimir, Kiev, Ryazen idin 

Görülüyor ki, Çengiz'in devlet kuracağı sehada yüzlerce 180- 
dal bulunmaktadir. Bu devletçiklerin boaaşlarında kimince iyi, kiminde pek 
kötü hükümdarlar bulunuyordu. Karakter itibariyle karışık hüküncarlar & 
bulunuyordu ki, bazen pek iyi, bazen ise pek kötü idi, Meselâ Celâledcin 
Herez MŞ ah böşl& idi. Musül Atsbeki Mes'ud dawbötle idi. İbn Esir, Abdul- 
latif Bağdadi ve Yakut bunları tarif eder, fazilet ve hatalarını şöylerler 
Bilhassa A.Bağdadi bunu açıkca anlatır, i ,şengiz'in zuhur ettizi yıllarda 
çok yerleri gezen Yakut da, devrinin karekterini eserinde iu'cem ül-Büldan' 
da yer ver aksettirmiştir. 

Yukarıda zikredilen bütv'n visteiklear mist kil seavrılıyordu. 


de 
Tabii ki bunlurın hepsinin apayrı gümrükleri vardı. İren s-hrsı, çeşitli 


devletle anin olduğundan en çok gümrük alının bir yerdi. bBuralerde bir 
birini Ölçermezten çekinmeyen sarık mezhepler de vardı. Batıniler Azerbem 


can'ın giney taraflarında Alamut'de. üs câinerek etrsfa teriir Snaçıyorlardı 
Huzistan de böyle idi, ki Nasireddin Tusi'yi bile esir edip çalışmsizmış- 
lardır. Bu feodallor gerçi kendi ülkelerinin medeni imarına, kelkınmasına 


— 


çok çalıştılır. Bu feodallerin kendi tarihçileri de vardı. Işte Çengiz'in 


vtarihini gerçek yerine oturtmak bu bekımcın zordur. Zira bu müellifler 
kendi hikin.arlarının Çensiz tvearafınlan orümcoan kalcırılmasını, cihanın 


en bb di ak olarek gösterirler. Önlerin yozdığı tarihi eserler ise, 


“2 
#x 


u hekkında başvurcceağımız esas kiv-nlardan- 


tabii ki bizim Çengig'in hevet 
dır. Bu bakımdan bunun felöket #i., voksa mes'ud bir olay mı olduğunu ancak 
N Z U C3 


hislerten sıvrılsrak şnlıyebiliriz. Diğer tareftan devletler arasında ti- 


>» vela 


cari ve iktisadi baxımdın bir anlaşma vo tu, sadece k“lüürel sahada, 1s- 
)âmın tesiriyledir ki, bir birlik teessiis etmiş gibiydi. isl#miycot öncesi 


bu birlik Hristiyanlık, Budizm ves. gibi dinlerin binodir mezhebinden sonra 
j ş ab) 
ki befr aklığı ifade ediyordu. İslâm bütün bu din ve mezheplerinin hepsini 
: » a t 4 * * Le Ea z iz 4 . ya LA. 
 temizlemi ti. Ancak iktisadi sahada birlik yoktu; Ticaret işi çok sakattı 
aret yolları şedece meşkün verlerden ve şehirden şehire geçerdi. Bu 
ise yolun uzam .nssıpa ve malivetin yükselmesine sebep olurdu. 


24 Kasım 19069 


Bu dersimizde Çengizli âevleti kurulmadan önceki asırirın 
ticaret yollerındın bahsedeceğiz. Bu zamanın ticaret yolları, şimdi Rus- 


Var) , mı“ Pili ” - beri mW — e 7 in <— M 1 
ların inga et:iş olduğu demirvçollsr: istik&matinle veya onlar. muvazi de- 


Bildir, Ancak daha güneyden Kazakistan ortalarındın bir yol olmuş. bu ise 
büyük Hun ve sonraki Göktürklerin hâkimiyetleri devrinde işlek olmuş. Bi— 
zanslılarla Göktürkleren temasları arşılıklı elçi gidin gelmeleri, bu 

. yol üzerinde cereyen stimiş. Keza bu yol, ipek alışverişihe de sahne olmuş 
Feakzt bu devletler yıkıldıktan sonr. âr yollsr yine kolmış. Ancak bu büvük 
doğu batı yolu işlemediği zanınl"r günev-kuzey yolleri canlınmış. bu son. 
yollar Aral civarına n ve Tivanşan dağlarından kuzeye doğru gitmişlerdir. 


İşte bu güney-kuzey vollzrından iki örmek burad: verilecektir. 


Asva kıtası için karakteristik oln yollardan birisi İbn 
Fadlan tarfından anlatılmıştır. İbn Fadlan 9272'lerde, daha Oğuzlar İran 
sahaşsına inmeden önce bu sevahatını yavmışgtır. Bu bir elçilik neyevi idi. 
921 de Bağdat'dan hereket edip, Harezm'de Cürceniye'ye gelmiş; Aral'ın dı 
kısmandan giderek Kazan'ın günevincle bulunmnu bulger şehrine varmıştır. İbn 
Fadlan'ın ve elçilik hevetinin birlikte gittizleri kervan gayet büyüktü. 
Tahninen 3000 at, 5000 insan bulunduğu söylenir ki, bu gerçekti, 5000 at, 
5000 insen olmalıdır. Bu halde bile böylesine kalebalık bir kervan, ade-— 
ta bir yüri yen pazar olmuşbur., Yolculuk üç ay kadar geri. muazzam kala 
balık olan kerven, yolda da ticaret yepıyordu. Bu yolun güzergenı şöyle 
idiş Beğdet'den çıkılıyor, sonrmx da Rey, Nissbur-nery ve Buhera. Buhara' 
ya Samanilerin en şevketli zamanında vardılar. Bu sırada Samani Nasb ibn 
Ahmed'in başveziri meşhur coğrafyacı Ceyhani idi. Daha Harezm'e, Cürcani' 
ye geldiler. Mışın burnda kaldılr ki, bu sırada İrac oğulları orada hâ- 


kim idiler. 


Bütün kış mevsimi boyunca sevahat hazırlığı yaptılar. Niha— 
yet 3 Nart 922 de yole çıktılar. Bu sirada Harezm'de bulunan halk İran 
dili konuşurdu ki, aralarında Türkler, Kücatlar da vardı. Harezm'den son— 
ra Zencan'a geldiler. Burası Türk Kapısı tesmiye ediliyor. Sonra Cit'e 
geldiler. Bu sırada kar yağmasına rağmen yollarını devam ettiler. Sonra 
Harezm dağı denilen Üst Yurt'a geldiler. Orada tesâdüf ettikleri Seksevül 
ağaçlarını yakarak ısındılar. 15 gün sonra çok nehirleri olan yerlere gel- 
diler ki buresı Oğuzların yaylaları idi. İbn Fadlan Oğuzların heyatından 
da bahseder. Bliçilik heyeti Selçukluların atası Subaşı'ya misâfir oldular. 
Subeşı bunların şerefine bir av nertisi tertip etti. Bahar olduğu için pex 
çok kaz varmış, ki taş atarak isâbet ettirilebiliyordu. Hğuzlar ekmek 
kullanmazIsrmış. Sonra Buğundu denilen yere gelindi ki, bu nehri hezır bu 


lunan sallarla geçtiler. Nenirleri geçerken her zamen bir müfreze asker 


Cz 


önden gönderiliyordu ki, bundar kervanı Başkurtların saldısından koru- 
yordu. Bon ra Çam aâlı nehre geldiler ki, bugün Cim diyorlar. Daha son— 
ra da Cahş, Edil, Erden, Varş, Axtı geçtiler. Bunlar belki küçük nehir- 
lerdi, ancak bahar olduğu için ker sulerıyla büyümüşlerdi. 

İbn Fadlan'ın kâtibi bulunduğu elçilik heyetinin dehil bu— 
lunduğu kervan daha gonra Peçenek ülkesine geldi. Bunlar Ural nehri do- 
laylarında Peçenekler Oğuzlara nisbeten fakir idiler. Halbuki, Oğuzler 
arasında 10000 at ve 100.000 koyunu olanlar bulunuyordu. Daha sonra Ca- 
yıx'a geldiler. Bundan sonra da Cahn, Azhan-Baca-Şamur-Kemel nehirlerine 
geldiler. Bunlar bugün de aşağı yukerı aynı isimlerle merufdur. Keza 
sonra varılan Solh nehri bugün de aynı isimlidir. Kicle nehri kıyıların- 
da Beşkurti'izra restladılar ve onlerdan pek çok korkmuşlardır. Bunların 
arasında müslüman olanların valunduğundan ve akidelerinden bahseder. A- 
raları iki-üç günlük yol olan Çerimsan-Ürel-Baynak-Ütis-Nayasna ve Çav- 
şun nehirlerinden sonra Bulgar hükümdarının karergâhına bir gece ve gün- 
düzlük yol kalmıştı. Bulgarlıra 4 padişah tâbi imiş. İbn Fadlan bu me- 
yanda yapılan t&câreti de anlatır. Bulger şehri, şehir adıns pek lâyık 
bir yer değildir. Cami ancak yeni yapılıyordu. Evler pek yoktu ve ehali 
çadırlarda yaşıyordu. Oğuzlarda ekmek olmamasına rağmen, bunlarda derı 


ekmeği vardır. Padişahlarını gördükleri zaman secde ederlerdi. 


Bu seyahat 70 gün devam etmiş, encak İbn Fadlan bu arada 
köy ve şehir görmemiş olse gerek. Zire zikrettikleri hemeh tamamen ne— 
hirdir. Şehir olarak Harezm ve Bulgar'ı zikreder ki, bu sonuncusu zaten 
o zaman yeni yapılıyordu. İbn Fadlan'ın dahil bulunduğu elçilik hayrti 
bir ticâret kervanı ile gitmişlerdi. Yukarıda da dediğimiz gibi, bu Sss. 
yede, âevrin ticâri hayatı ve kervan yolu hekkınde da bilgi edinebilyo- 
ruz. Bu kervanın bir diğer özelliği, pek muazzam bir kafile olmasıdır. 
Hemen bütün mensuplerı silahlı idi. Kendilerini korumak, için, ayrıca 


askeri kuvvetler de bulunuyordu. 


İbn Fadlan'ın gittiğinden gayri 10. asırda faal olrn diğer 
yol, doğuda Tiyenşen'dan kuzeye gidendir. Bu yol Uygurlardan, yahut İs- 
Iâm kaynaklarının ifâdesi ile Dokuzoğuzlardan Kırgızların ülkesine, Teni- 
sey havzasına gidiyordu. Bu seyahetin hikâyesi Abdülhay Gerdizi' 
dedir. Zeyn ül-Ahbar ismini tasıyan &seri Türk tarih ve etnografyası için 
belli başlı kayneklardandır. BU seyahate ve Türklere ait kısmı 1997 de 


Prof. Bartold tarafından Petersburg'da neşredilmişti. Gerdizi bu eserin-— 


de İbn Fadlean devrinde Samanilerin veziri olan Ceyhani'den pek çok na- 
killerde bulunmuştur. Keza 840 larda yazılan İbn Hurdadbih'den de isti- 
fdâde etmiştir ki, mâlumatı şu halde 900 lere, İbn Fadlan'ınki ile aynı 


senelere aittir. 


Asya'nın merkezi kısmından, dehe kuzeye giden bu kerven da 
pek kalabalık bir kervanmış. Bunun güzergâh (Marşerutu) şöyledir. Ti- 
yanşan'ın merkezi kısımlarında Uygurların devleti vardı. Kervan bunla- 
rın başkenti, şimdiki Urumçi yakınlarında Cinancket, yahut Koçu'dan ha- 
reket ederdi. Bu zamanlarda Kırgızlar Altayların doğu kısımlarında Kem 
(Yenisey) nehri nehri boylarında otururlardı. Bunlar serı saçlı beyaz 
tenli insanlardı. Çinançket'den son da Kısım'a geliniyor. sonraki Nukbet 
bir kasabadır ki, içinde ahalisi vardı. Buradan Temizart'e, hep otlak yer. 
lerden birbuçuk ayda gelinir. Bezen bozkırea da rastlanır ki, bu ancak 5 
gün devam eder. Daha sonra Menbeklu'ya gelinir. Burası 2 gün sürer. Dağ- 
lar, sık ormanlar, sonra bozkır, sul-k yerler ki aycılığa da son derece 
müsaittir, birbirini takip eder. Nihayet Bayan dağlarının bir kısmı olen 
Kögmen dağlarına gelinir. Burada otlar boldur, her taraf, yolu karanlık- 
ta bırokan yüksek ağaçlarla kaplıdır. Bu yol da yedi gün kadar devam eder. 
bonra da Kırgızların merkez olan keasrbeaya geliniyor. Burada Kırgız ha- 
kanının karargâhı vardır ki, burası bugünkü Kızıl olmalıdır. Yol burada 
üçe ayrılır: Birisi doğuya) birisi güneye, üçüncüsü ise batıya gider 
Güneye giden yol, gelinen yoldur. Batı ğ gideni Kâmâklere ve Karlakların 
ülkesine gider. Üçüncü yol ise Furİlere gider ki, Yakutlorın ülkesinden 
giden yol olmalıdır. Kırgızların paytahtına giden yol üç ay sürerdi. Tas 
cirler bu seyahat esnasında kıymetli mallarını nehirlerden geçirirken, 


ıslanmaısın diye sırtlarına alırlardı. 


Gördüğünüz bu iki Kuzey-Güney yolu aylarca devam eden yol- 
culuklara sahne olurdu. Şu halde Orta Asya'dan kuzeye giden iki esaş 
yolun birisi Aral-Hazar aresiınden Volga havzasınes Bulgar şehrine öteki 
de Tiyanşan'ın merkezi kısımlarından Yenisey boylarına giderdi. Her iki 
yol da ticaret için müşkilât golu ve seyehat eylerca sürerdi. Ticareti, 
kervanın harekete müsait olduğu yaz aylarında yapılabilirdi. İlk ba- 
har kervanların gidişi, Sonbehar ise dönüş mevsimi idi. Bütün ticari fa- 


aliyet bu yaz mevsimine sığdırılırdı. 


19 


ofallı L9O9 


—— .—— mi .... —— —.— — isi — —— — 


İç Asya'da doğu-batı istikâmetindeki ybiları: 

| Bu dersimizde doğumNan batıya giden yollardan bahsedeceğiz. 
Burada zikrediihesi gereken yol Kırım'dan ve Bizans sınırlarından Pekin'e 
Yahut Moğolistan sahasına, Uygurların ülkesine ksdar devam eden yoldur. 
Bu doğudan batıya veya batıdan doğuya doğru gidilirdi. Bu yol, Kuzey-Gü- 
ney yollarına nispetle çok daha zor bir yoldur. Zira o yollar daha kısa— 
dır, daha kolaydır ki, Mer sene üzerinde bir kerven muhakkak gitmiştir. 
Harezm-Bulgar, Uygur-Kurguz yolları umumiyetle yılda bir defa da olsa iş- 
lemiştir. Buna karşılık doğu-batı yolu kesintisiz olarak, ancek büyük 


devletler kurulduğu vekit işlek olmuştur. 


Asya'nın büyük bir kıbmını, idareleri altına alan Hunlar 
devrinde bu yol, işlemiş olmalıdır. Göktürkler devrinde de işlek olmuş. 
Bizans elçileri bu yolla ve ticâret kervanlearıyla Göktürk hakanına git- 
mişlerdir. Karahanlılar devrinde de işlediğini biliyoruz. Fakat burda 
en muazzam faaliyet Çengiz evl&dı devrinde olmuştur. Çengizli ülkesinde- 
ki çeşitli ticeret yolları içinde en çok para getiren, geliri en büyük 
olan bu yol üzerindekikervan ticâreti imiş. Burada doğudan batıya giden 
yollardan birkaç tanesi mevzubahis edilecektir. Gerçi bunlardan güney 
istikâmetinde olanlar daha önceki terihlerde de işlek olmuştur. Buna 
karşılık, şimdiki Sibirya demiryolunun biraz güneyinden Kazakistan sahra- 


larının ortasından geçen kuzey yolu zaman zemen kesilmişti. 


Güneyden giden yol, Çin seddinin niheyetinceki Tung uyan” 
dan sonra ikiye ayrılıyordu. Bir kol, kuzey yolu olacak Turfan-Kücü üze- 
rinden Isıkgöl kıyısından Teşkent'e veriyordu. Güney yolu ise HotenşKâş- 
gar üzerinden Fergana ve gemerkant'a geliyordu. Bu güney yolu de Kaşgar'da 
ikiye ayrılıyordu. Bir kol, kuz&y kolu, Fergena üzerinden Semerkeani'a gi- 


diyordu. Diğeri de Pamir dağlarını aşerak Belh-Hernt ve Nisabur'a ulaşı- 


U 


yordu. Pamir'den geçen bu ticâret yolu S.A.Stein tarafından terif edil- 
miştir. Fakat bu yol, bazen Hindistan'a pek yokın olarak, dağlern yüksek 


kısımlarından de geçmiştir. 


Bu yolun muntazaman işlemesi Eftelitler devrinde olmuştur. 
Eftelitler Afganistan, Kuzey Hindistan teraflerına hâkim olarak Milât 
yıllarından VI. aska kader hâkim olan bir Türk devletidir. Eftealit camio- 


sının başında Kerlukler bulunmuştur. Fers edebiyatında, şiirlerde Çin'den 


zl 


ve Karluktan gelen kefvanlar zikredilir. Anâaşılıyor ki, bir zaman doğu 
sınırlarında Çin kedar Karluk da önemli imiş. Nitekim Kerluklor, sadece 

bu güney yolune değil, öteki Fergena yoluna, hattn Turfan-küça yoluna 

dahı zaman Zend hakım oldular. Kerliuk devleti, mutlak bir merkezi devlet 
değil, müşterek hükümder tâbi kabileler cdanisası idi. An- 
çak dahilen bir intizem olmuş ki, bunu pek iyi bileomisoruz. Şu kederı bel- 


1i ki Buhora-Termiz ve Semerkant arasındaki sohade, Nesef-Karşı ve Kaş 


tealitler devrinde bir heyli hanlık mevcut olmuştur. Bunlar A ver, Hun 
Karluk, Halaç, Kay, Kasan vş. henlıklearı. Kezs bir 
kısım laterlar da orada bulunmuş. Demek ki 6-7 kavim hemen aynı s<hsda 
bulunmuş, ancak aralarında mücâdele olmamıştır. Herhalde bu ticâret ker- 
venlerının geçmesi, birleşmelerinin büyük &mili olan gerek. Bu hanlık- 
lar bu yoldan geçen kervanlırı basıp yağma etmemişler, aksine onlerın 
düzgün işlemelirini temin etrişlerdin. Zira bu şekilde alınacek günrük, 


bu hanlıkizr büyük »sra getiriyordu. 


Bu yol ancak Eftalitlerin h#kim olduğu shelerda emniyetli 
olmuştur. Bu emniyet, Bftalit camiasını teşkil eden kavimler arasında 
ticaret için bir eanlsşma olduğunu gösteriyor. Hatta Araplar geldikten son 
ra dahi bu ülkede yoşayan Türk kevimlerine bir nevi otonomi verilmişti. 
Belh'teki Helaçlar ilk Arap fethinden sonra orode koldâıl:r. Ancek sonra 
Afşın gibi kumondanlar yetiştiren bu Halaçları din davasıyla yok ettiler. 
Bu mehelli Türkler Abbasiler devrinde büyük hizmetler görmüşlerdi. Efta- 
lit sahasında görülen bu emmiyot, yolun diğer kısımlarında mevcut değil- 
di, Ticaret yolunun en çok kesildiği, kervonlsrın en çok soyulduğu yer- 
ler, Arel gölü civarinde Oğuz, Peçenek, Kıpçekların hâkim oldukları saha- 
lar idi. Bu sebeple buradan geçen yoldan kervanlar pek işleyemenişler- 
dir. Burelardon kervenler, encok bu sahaya büyük devletler hökin oldu-— 
gu zeamenlar işleyebilniştir. Bu yoldan geçenler arasında iki Bizsns el- 
çisi de bulunmaktadir. Zenarkhos 568 de, Valentin'de üç yıl sonre 571 
de, bu yolden Tiyenşan değlisrındaki Göktürk başkentine vernmışlerdı. Gök- 
türk devleti bu seahalers hâkim olduğu holde, bu clçiler bozkırdâsn geçen 
yoldan değil, dahr güneyden geçmişlerdir. Hezer denizinik kuzeyinden geç- 


tikten sonra Herezm'den geçip, Aktağ'da Göktürk bekonlarını görmüğlerdi. 


12 


Bozkırdan,şimdiki Kazkistan ortolearından giden yol, belki 
eskiden beri işlekti. Ancak bu terihen malümddeğildir. Ancek, Çengizli 
İmparstorluğu devrinde, Avrupadın veya Önasya'dan gelon elçiler ve heyet- 
ler bu bozkır yolunden, yani Kezekisten'ın ortasınârn geçen yoldan gidip 
gelmişlerdi. Eski ticaret yollesrı, yukarıda behsettiğiniz güney yolları, 
Eftalit sshssından geçen yol de işlek olmuş. Ancek devrin asıl büyük Ö- 
zalliği, bu bozkır yolunun işlemesidir. Bu yol altı asır sonra, 1892-1302 
yıllarında yapılan Sibirya demir yolunun gördüğü vazifeyi görmüştür. AS- 
yanın tarihnde büyük inkilâp yapsan da işte bu özelliğidir. Çengizli dev- 
leti kurulduğu zemanlarda, hen kuzey-güney yolları üzerinde, hom de doğu 
batı yolları üzerinde iktidar çeşitli kebilelerin elinde idi, Bazen bun- 
Jar birleşerek büyük devletler teşkil etmişler. Fakat çoğu zrnan kendi baş-— 
larına yeşsnışlardır. Ancak böyle olduğu zaranlerda da, kervanları brsıp 
soynak yerine, onlardan gümrük almayı tercih ettiler. Bu yol üzerinde ipek 
mücevher, deri, çeşitli ilâçlar doğudan cam, madeni eşya, kılıç, iğne 
vs. de batıdan gelriştir. Öyle olmuş ki, bir iğneye bir deve verilmiş; 
ancak, iğneyi yerine uleştırmek için de pek büyük meşekkatler çekiliyor 
du. Bu doğu-batı yolunu tarif eden eserlerin belli boşlığı A.Herrman'ın 
kidir: S.Aruel Stein, Serindin!'sındo, Sven Hedin de Southern Tibet'de, 
bu yollar hakkınd: bilgi verilmiştir. 


2.12.1909 


Çengiz ve evlâdı Tarihimiz Kaynaklarına Deir; 


Bu dersimizde Çengiz ve ewlâdının kurdukları devletin ta- 
rihinin kaynaklarından bahsedilecektir. Biz Türk terihinin eski devrile- 
rini, meselâ Göktürkler devrini dahe ziyâde konşu milletlerin terihle- 
rinden öğreniyoruz. Meselâ Göktürk devri tarihi için Çin tarihleri bi- 
rinci derecede önemlidir. Keza Sasani İrenj nihayet Ar«p kaynskları da 
gereklidir. Arap kaynakları Göktürk tarihi için geçtir. Ancak eski ta- 
rihlerini enlaton bahisler verdır, Kezma grekçe ve Lâtince de öğrenmek 
icap eder. Türklerin kendilerinden ise sadece “yazıruLtır© kalmışslLu 
Yani bir yazılı terih es&ri kelmemaştır. Çengizli devletinde ise kendisim 
nin ve oğullarının devrinin ksynakları vek çoktur. Bugüne keder Çengiz- 
li tarihi aeareştırmalarında, Çengiz'in kendi devletini kurdukton sonraki 
kaynrkler esns alınarak öğrenilirdi. Çengiz'in ecdedı, hatta gençliği 


için kaynak yok denilirdi. Çengiz hakkınen derli toplu bir eser yazmış 


12 


olan Rene Grousset böyle der. Umumi kansst şu ili ki, Çengiz'in ecdedı 

ve gençliği hekkında kaynak yoktur. Halbuki vercır. Yalnız bu kayıtları 
gereği gibi incelerek için çok dil bilrek ve bu meselede vukuf sahibi ol 
mak icap ediyor. Bu cümleden mcsel3 Çengiz'in birçok defalar savaştığı 
hatt& onlsrle savaştan sonra öldüğü Tongutlar vardır. Bunların ülkesin-— 
den şimdilerde pek çok vesik-ler çıkıyor. Keze Tibet kaynaklarının ihti- 
va ettiği orijinci bilgiler encek yeni ilim âlevinin önüne seriliyor. 
Çengizli İmporatorluğunun esns kısımlarında Çin seddi e Çu hav- 


2281 v8. deki kazılarda vek çok melzeme çıkıyor. Meselâ Sven Hedin 1938 


li! 


lerdeki tetkik seyehatıssırasındı milyona varan vesika bulmuştu ki, bü- 
yuk çoğunluğuna hal& el bile sürülmemiştir. Doğu Asya'da yerleşmek is- 


teyen yin yama İç Asya'ya doğru kaydıklırı ilri faaliyetlerinde de 


bir hayli zengin malzeme ortaya koyduler. 


Orta Asya'da bulunan şehirlerin değişik ve hususi durumle— 
rına dikkati cekmek icep eder. Taklamokan çölü kıyısındaki şehirler, da- 
gın ova ile irtibetı olan mıntıkalarında kurulmuşleardı. Bu şehirlerin 
bazıları bugün harabe halindedir; beazıl'rını kumlar istilâ etmiştir.Bu- 
nu görenler, başka kaynaklara beşvurmrden, OÖrtaasyr'nın kurumskte ol- 
duğunu söylediler ki, bu efsâne hal: da izlerini devam ettirmektedir. 
Halbuki bir kuraklık mevzubahis değildir. Aksine Tarım nehrinin seviye- 
si çoğu zaman artıyordu bile, Böyle olunca şehirler niçin viren oluyor- 
du. Bu tamamen tebii bir oleydır. Şehirler nehirlerin ve onlsrın svuları- 
nın sulrnea gahsları ile ilgili olkerek Kurulup, gelişiyorlardı. Onlar 
varlıklarını en büyük ölçüde bu nehirlere ve onların sulama kabiliyeti— 
ne borçlu idiler. Ancek dağlarden inen nehirler, zananlca yataklarını 
derinleştiriyor, böyle olunca o sahalarde sulama imkânsız oluyordu. Şe- 
hir de, daha uzağa nehir suyunun müsait olduğu bir yere naklediliyordu. 
Keza meselâ nehrin sulsrı bir yıl çok olunca MSCr1sı değişiyorüu. Ve es- 
ki mecra üzerindeki şehirler terkediliyor, venilerine geçiliyordu. Bu 
tip şehirlerl/en, meselâ Hoten şimdilerde, hoöyli yukerılerdadır ki, ne- 


hir derinleşnmiştir. 


Doğu Türkistan'deki kazılarda çıkan vesikalardan Hoten ve- 
sikaları zikre değerdir. Bu seahoân Türklerden önce bir İrani kevim ya- 
şamış, ki buraya nasıl geldikleri mâlum değildir. Belki Sakslar devrin-— 
de bu muhaceret olmuştur. Anlaşılıyor ki,.Sekaleardan önce Türkistan sa- 


hası heyli boş imiş. Bu zenanda bir fatih çıkmış, ordusunun çeşitli gar- 


nizonlarını Çin sahasında, Mançuryn'da, Rusya'da bırskmış. iİronlılarânn 
ençok As'irr zikredilir. Ancak onlardan vesika pek kolmedı. Buhzra 56- 
'merkant tarafında Soğdlar, Herezm'de Harezmliler ve Şarki Sürkisten'ın 
güneyindeki Hotenliler pek marufdur. Kuzeyde Küçe tarofirrında da vegiiü- 
ler bulundu ki, bunlara Tohar, güneydekilere ise Saks denildi. Zira Av- 
rupa İlim Âlemi Sakalsrı temnmen İran'lı olrak ksbul eğer. Bunların di-— 
Ji İranlı olduğunda İran şahının nakdi yardımı ile vesikslorı neşredil- 
miştir. Bulunan bu vesikoların bazıları pek önemlidir. Meselâ 9. ağra 

ait olanlarında Çengiz'in ecdadına, Şato Türklerine, Karataterlara ait 
bilgi verdır. Bu vesikalar şanskrit tesirinde, ancek eski İren dilinde 

bu dilin de Soğd, Harezm, Hoten ve Tohsr diye anılan şivelerindedir. Bun- 
ları incelenmek için behemnahal Farsça bilnrok gerektir. şimdilik Türk ta- 
rihi tetkiklerinden şanskrit vesikelerına pek inemiyoruz; oncak gelecek— 


te one da sıra gelecektir. 


Cengiz'in kendi devrine ait fütühatını belirten vesikalar 
en çok Çince ve Arapça kalmıştır. Zira Çaângiz devrine kadar Arapça pek 
muteberdi. Gerçi bir ara Selçuklular devrinde Farsçaya önem alimi on 
cak Fersçadın asıl gelişmesi Çengiz evlâdı devrinde oldu, Ve Farsça ya- 
zılan eserlerin en büyüklerinden olan Reşidedlin'in Cami üt- 
Çengizli devri tarihi için ilk kısynaktır. Doğu sınırlarında Hemedon'de 
yetişen bir yahudi tabib ailedendir. Bunlar Moğuel hükündarlerıyle gerip 
bir şekilde tanışmışlardı. Bilindiği gibi Botıniler'in merkezlerinden bir 
risi Alsmut kelesi idi. Hasen Sabbeah'ın kurduğu söylenen Botınilik, ade- 
tea bir terör teşkilektı idi. Batın! târör teşkilâtınr deir yelkınlarda 
Dr. Minucehr Situde'nin bir yazısı vardır. Bunda Koleleri, Alamut ve 
ÇYuhisten kalesi tesvir edilivor. Tohkimatları sağlan olmuş, &ncek ncden- 
se Selçuklular oralorı alamemışlar. Herhalde alamamalarının ssns sebe- 
bi, ülke içinde onlsrın fikirlerin: terviç edenlerin bulunmısıdcır. Kü 
1es-i Alamut, bezen Kale tb-ül-Mevt, yöni ölüm koluuz de okunurdu. çengi 
&ülddı buna pek dikkat etmişler. nasıl olur de, de8 başında türeyen bır 
eşkiya çetesi, büyük bir ülkeyi tehdit eder demişler, hatb. bunu kondi- 
leri için bir izzet-i nefis megvlesi yemmişlardır. Burasını ve Kuhlistan'o 


ki ği İ 1Nn71 EA ayy sa A aa ey 
daki merkezlerini al ip yok e A yl el ae emi LA le e 


a e ve e, ri e gi RE EN OR MM, e e e MN Le : 
deodun'ın babusı cd bu verce Yem las tram ew e, all an 


ii Me RP. , e EE e AŞINI MENE AE a b RL 
ha Karskurum'da iken bu terör çetipinin eline reohgan buyucu lim.oril 


ye A J m : . ei EL a di e VE e avi Dİ 
MWoucla Nosıreodın Lugı'nin ye dtec-' erin Mi £ yp. b 


1 


Alamut kolesisi aldığı z<mon kapıl'rını açın Alim ve sanntkörler gerbest- 
çe çıknbileceklerini ilân etzirdi. Bunl-rın emniyetini seğlisdıktsn sonr, 
bu fesat ocağını t#hamen yok etriştiş İşte Reşideddin'in babası Alamut' 

âaki Slimler meyanındr ili ve Çengizli ailesi ile DÖslece tanıştı, heşided- 
din'in ailesi Türklere yıklaşıyor, onisriz kız s#lıp veriyor ve asıl Öönenm- 
)isi Çenpgizii henlearının tbemayiüllerini mpok iyi tekin edivrorlardı. Hegelâ 
Gezen Han, $erihi bilsek isterdi, heşideddin hemen bir terih, Cnmi Üüt— 

Tevorih vezdı, Oldöyku han devrimle bu genişletildi ve Ili bir cilt hâsıl 
oldu. 1, cill Fürk ve Hoğol kövimlerinin, Çengiz ve Oğullarının terihi idi. 
11. eli 13b Birsoihn Loarıhiğır; ei Avrnpaş Çip vyesyind benileri dahi 

buroda yazılmıştır. Rasideddin bunu yazaşk'ı ın her uikedeon Alinler setir— 


Nişti. Rabı Reşidi &dâını verdiği vekıtfl'rını yon ırmış, eserini yogdiktan 


Ge söylendiği gibi 


Ce 


sönra bunu çoğaltmışlifu Eserin Aslı, ilk dersl39 
Türkçe ve Hoğolda olmuş. Sonrr Farsçaya ve Arnpcaym tercüme etmiştir. hu 
şiâeddin sonra din? münökeşclere da kotıldı ki, bugün hile onun müslüman- 
Jıcının.sonini olun olurdı”ı konuşmlur. Prof. Togan'na göre o gwrimi ola 
ve Ki a Müsli" plato! Kh bum olanlar. 
2m Ata Melik Cuvoyni, Bunl'r Çenriz'don solir: Hormsn inrof- 

Tarsndân vali bırıkılmış olsn Üyret beyleri nezdindeki yerli (İranlı) Mün- 
şi (kâtip) lerdi. Ancak bunlar kendilerini "vezir" ol*rsk görüvorlırdı. 
Gerçekte asıl vezir, Körküz ndâlı Uvgurdu. Tecikler kendi kendilerini vezir 
sayıp, böyle olup gitüil:r. Ânadolu'de nüfuzlu bulun'n çewsedâcin Cüveyni 
gibi Ate Melik de Bağdet velisi ici. Tarihi Gihsngüşa, “cihon fethinin 
tarihi" isimli eseri pek kıymetlidir. Forgçemn aslı GKS de neşredildi Ki; 

üç: cilttir. 1917-1957 J.h.Böyhe; eser Impilizceve tercüm” elti. İho*Hi5 


tory of the worlâ-congueror, 1559 Manchester. 


16 


3. Tabakat-ı Neasıri. Müellifi Çengiz Han devrinde Hindis- 
tan'de yaşamıştır. Kendisi bizşat hadiselerin içinde bulunmamıştır. An- 
cak Çengiz'in ölümünden sonra hadiseleri görenlerden naklen eserini yaz- 
dı. Bu zat, Bağdathalifeleri taraftarı olup, eseri Çengiz'e düşmanlık 
hissiyle yazılmıştır ki, umumiyetle 1ğnetle anar. Bu eser asırda H.G. 
Raverti terafından neşr ve tercüme edildi. 

4- Yüan Çao-Pişi, yani Moğolların gizli tarihi. Çin hari— 
leriyle Moğolca yazılan bu eser, eskiden sadece bir Ruşça tercümesiyle 
istifade ediliyordu. Şimdi P.Pelliot, RK. Hscnisch'in himmetleriyle Av- 
rupa dillerine tercüme edildi. A.Temir'in Almanca'dan tercümesi Türkçe 
olarak da neşredilmiştir. 

5— Yüan-şi. Moğolların tarihi. Çin'de hâkir oldukten sonra 
"Yüan" adıyla bir sülâle teşkil eden Çengizli evladının resmi tarihi, 
Aslında bu pek mufassalmış. Ancak kendisinden sonraki sülâlenin tahri- 
batına uğrsmış, ki şimdi yine 100 cilt kadar vardır. Batı dillerine kıs- 
men nakledilmiştir ki, Bretschneider, F.E.A ler. Umumi Türk Tarihi Kü- 
tüphanesinde Çincesi vardır. 

6- Şin Yüan-şi, Yeni Moğol terihi. Bu, öncekine nazaran daha 
mufassal, nncak çok daha muahherdır. Geçen yüzyılda Yüen-şi'nin eksik- 
liklerinin başka keynoklarla tememlenmış bir şekligibidir. 

7-8-— Güney Çin'de hâkim bulunsn Sung sülâlesi elçisinin 
1222 de Karakurum'a gelen elçisinin yazdıkları ös önemlidir. Meng-Hung 
adlı bu Sungludan başka 1252 de Mundaye'nin hatıraları da, Meng-hun'un 
eseri diye 1850 lerde Ruşçaya tercüme edilmişti. Her ikisinin eserini 
Vang-Huanı 1926 da Pekin'de bestırdı. Bu metinler Celâleddin Veng-zin-— 
şan tarafından mezuniyet tezi olrak işlenmiştir. Çengiz'e muasır ve 
pek kıymetli olan bu kaynak, daha neşredilmedi. 

9- Çengiz'in zamanında Çin seferine iştirek eden bir zatın ege 
eseri zikredilmelidir: "“Gheng-wou ts'in-tcheng lou". Bunu P.Pelliot, 
mükemmel oleresk işlemiş, ölümünden sonra L.Hambis'in sâyi ile birinci kıs- 
mı neşredilmiştir. Paul Pelliot-Louis Hambis, Histoire des campıgnes de 
Gengis Khan, 1951, Leiden. Pelliot, bu eserin ne vakit yazıldığı hekkın- 
da de bilgi verir. Ona göre bu eser, Beyaz Tatar (Öngüt) kralının, Kubi- 
Jay-Temüür Kaan devrinde yaşayan torunu tarafından yazılmıştır. Öngüt kra- 
Jı "Alpkçın Tigit Kuru", yani Tekinlerin mayası Alskçın adındoydı ve t0- 


runu ân Aybuk”'dır. Aybuke bu eserini Çince yezmış, sonra Çağan adında 


2 


birisi Moğolcaysz tercüme etmiştir. Bu eser kısa cümlelerle ifâde edilir 
bir tarihtir ki, Türklerde de kısa cümle kullanılırdı."Histoire des cam— 
pagnes de Gengis Khen", daha ziyâde Çin seferlerini anlsten bu eser Türk 
tarihi için pek mühimdir. Zire P.Pelliot, Çin işaretleriyle ifade edilenler: 
lerin Türkçelerini dahiyöne bir şekilde tespit etmeye muvaffak olmuştur. 

10- Çengiz Han'dan heyli zaman sonra yazılsn birkaç Moğolca 
eser de verdır. Bunlardan birisi Altan Topçı, yâni altın tarih'dir. Bu 
efsanevi bir mahiyettedir. Ancak her hükünder için verilen pek uzun ün- 
venler, kıbmen Oğuznöme'yi hatırlstıyor. Sagan Seçen, ise ânha istifnde- 
li ber eserdir. 

11— Çengiz'in betı seferi sırasında kendi'ine gelmiş olrn 
Çangs-çun'un eseri de pek önemlidir. Kimyager keza taoist olan Çang-çun 
Çengiz'in Maversünnehri istilAsı sırasında bulunmuştur. Eserinde İslâm 
Harezmşah'ın Hristiyon Küçlükle işbirliği yaparak Müslümanlara korşı He— 
reketini, bun: karşılık Çengiz'in Müslümanların tarafını tutmasını gü-— 
zelce oanl-tır. Bu de» İngilizceye ve hülasatan Türkçeye çevrilmiştir. 

12- Arapça koynakların belli beşlısı bu çağlarda yeşesyan 
İbn ül-Esir ile Yakut'dur. İbn ül-Esir "“E1 Kömil" adındeki eserinde, 
Yakut da Mucem ül-Bülden de birbirini temsmlayan bilgi verirlâr. Bunlar 


&eğdnt Healifesinin tarefterıdırl:r,. 


Bu kaynskl»rdan istifade edilerek yazılan belli başlı iki 
eser vardır ki, sonrad-n Çengizlilere ait hemen bütün tetkiklere kaynak 
olmuş gibidirler. Bunlsrın başında aslen ermeni olrn CoD'Öhsson'un eseri 
gelir; Histoire des Mongols depmis Tchinguiz Khen Jusgu's Timour bey ou 
Tamerlan, I-IV, Lahsve ve Amsterden 1934-35 1940'de fotoğr»sf olarak Pe- 
kin'de bir deahe besıldı. Bu eser Çengiz'e düşnenlık hissiyle yazılmıştır 
ki, müellifi koyu bir ermeni nutasssıbıdır. Bir diğer eser H.H.Hovworüh' 
unkidir: History of the Mongols from teh 9th to ike 19töh century 4 cilt 
netin, 1976-1888 London. Beşinc& cilt indekslerdir. 1927. Bu eser Türk 
dostu bir kimsenini eseridir, ki Çengiz'i ve Kubil&ây'ı pek sevmiştir. 
D'Ohsson'un Aropça, Farsça bilmesin karşılık Hovorth ssdece Rusça bil- 
miştir. Avrupa'da Çengiz'e ait hemen bütün eserler, bu iki eserden is- 
tifede edilerek yazılır. 

Monogreafilere gelince hepsini burada saymanın imkonı yok- 
tur. En eskilerden birisi F.Erdmınn'ınkidir: Temudschin der Ünerschüt— 
terliche, Leipğig 1862. Çengiz'in müspet tarafındın alnıştur. Çengiz'e 


ait devrimizdeki en iyi eser lerden birisi Rene Grousset'ninkidir: Le 


13 


congucrant du mende, 1944 Paris. Şimdilerde İngilizce ol rak da çıktı. 
4.Desmond Martin "The rise of Chingis Khan end his congucst of North 
Chia, Baltimore, 1950, naâlı eserinde.Çengiz'in zuhuruna2 ve kuzey Çin' 
deki fütuhatını incelenmiştir. Popüler eserleri, saymak da lüzumsuzdur. 
Ancak burad? dikkate değer nokt: Çengiz'in tek başına incelenemiyeceği— 
dir. Çengiz kendi beşıns, hayn.tını bilmekle anlaşılmaz. Onun asıl eseri, 
yarattığı devlet, ölümünden sonr vücud geldi. Beğdat bile 15. asrın 
ikinci yarısınde alındı ki, Çengiz trrihi derek, sadece kendi hayatının 
değil, oğullarıyla birlikte olan devrin torihidir. 


9.12.1969 


Çengiz'den evvel Moğülca konuşan kavimler sıfatıyla Amur nehri 
üzerinde, onun kuzey ve güneyinde, keza deniz kensrında biten köşesinde 
yaşıyan kavimler gelmektedir. Bunların en güney kısmı Kidanlar Hıtay- 
lar'dır. Gerçi bunlardan kalan dil vesikelerı ivice öğrenilmiş değildir. 
Fakat msvcut vesiksların okun'n kısımlarındaki şahıs ve coğrafyr isim 
lerinden Kidan yani Kıtsyların doğrusu Moğolcaya yekın bir dilde konuş— 
tuklsrı anlaşılmıştır. Bunlerın dahs şarkında, deha milâddan evvel 200, 
senelerde Onay Yahud Onhu'lar yaşemakta idi ki, Mençu kovimlerinin cod— 
lg&didir. 

Çengiz ve oğulları zamanında munyyen şeklini alen Moğol di- 


li ile konuşan ksvimler, Şivey kavimleri idi. Bunğar Amur nehri kuzeyin 


İ 


de, şimdiki Çits ile Blegovikişki arosında, yâni bugün Rusya'ya ait yer 
lerde yaşıyorlardı. Bunlar kalabalık bir kütle idi. Bunların arasında 
Mengü isminde bir zümresi verdı; bunun sonradan Moğol ismini alen kavim 
olduğu anlaşılmaktadır. Moğol dilinde konuşan bu kovimlerin içtimai te- 
şekküllerinde Türklerden farklı cihetleri olmustur. Bilhassa inck yerine 
domuzu ehlileştirmişlerdir. Kayalarn yaptıkları resimlerde de bu domuz 
reşsmi pek fazla gözükmektedir. Fakst aralarınde haysti tarzlırı itiba- 
rıyle Türk oldukları görülen Kumukhlar, Ursnkhaler ve Su Tatarları de- 
nilen kavimler verdı. 

Bu Kavimler çok eski zamanlarda, yani Milddan önceki asır- 
larda veki mecburi muhaceretlerden burslara gelcrek yerleşen ve Moğol 
dilini alan kavimlerdi. Kumukhloera gelince, bunların "T'ukiu"linrle aynı 
nesilden gelen ve Kidenlerdan baska heyat süren bir kavin olduğu kayde- 


a! 


dilmiştir. Bunlar beş kabile idig Nu-h&, yahud Kumusi, veya s:d:ce Hsi, 


9 


sonrada Mu-hs-fey ve Bayfpnçü İisimleninde idiler. Bunlardan Hsi'lerin 
"Kay" oldukları, Bayançu'ların da "Bayandır" oldukl'rı anlışılmaktadır. 
"Urenkhsy" Beyaz Key demektir. Bunlsrın Yenisey hevzesında oturanları 
gamanımızaki ahfadı gibi Türkçe konuşmuşlar. Fakrt Şiveyler arsında 
yaşıyan Kumukh (Si(Hsi) ve Beyançu) lar âse asırlrr zarfında Moğolca 


konuşmaş görünüyorl:r. 


Bu kavilere ait Çin kaynaklarını tetkik eden Prof. Vasi- 
lief Nengu, Hsi ve Kumukhların garpt:, yani Yenisey-Selenga vareiların— 
da yaşıyanıinrının Türkçe konuştuklarını, Amur nehrinde yaşıyeanların ise 
Moğlleaşmış olduklsrını ileri sürmüştür. Çengiz Han'ın Zuhurundan evvel 
bu Mengu isimli kavmin reisleri, 12. asrın ilk yarısından pek kuvvet- 
lenmişler. Onlar 1139 senesinde Cucenleri mağlun ettiler. 1147 senesin- 
de Cucenler Amur nehrinin kuzeyindeki 27 kaleyi bu Mengu kralın bırak- 
mek mecburiyetinde k-idılear. Moğol riveyetlerinde Cucenlerle harbeden 
Moğol'izrdan bahsedilmektedir. Vİadimirtsof bunlsrı Reşideddin ve Gizli 
Tarihte isimleri geçen Çabul Han ile Çutulo Han'ın fcaliyetliri olarak 
tanımaktadır. Gruh Garjimsylo dr bu fikri ksbul etmektedir. 

Amur nehrinde yaşıyan Şivay ve Muke kavimlerine dair "GCu- 
cenlerin Altın Memlsketi tarihine ve komguları"na ait yekınde neşrettliğ: 
araştırmalarında V.E.Lavritsef (İstorili Sibiri, 1, 1968 s. 320-342, bil 
hassa 334-35) Cucenleri Amur snhasınd2 27 kaleyi kendilerine vermek mec 
buriyetinde bırak'n Mangu yahud Mengu'lerin Çengiz'in ecdadı oldukları 
fikrine hiç yanaşmıyor. Herhs«lde Çengiz'in cedlgeri olsn Çabul Han ve 
Çutul: Hen'ler Cucenlerle harp etmiş iseler de, onlar Amur nehri kıyı- 
larındr yaşıyan Mengu, Mangu'izrın reisleri değil, Orhun, öelönge ve 
Yenişes havzasında yeşıyn Tayciyut ve Kırgızların reisleri olmuşlardır. 
Yeni onlar da Cucenlcrle harp etmişler ve Cucenler Boyurnor toaresflsrın- 
da yaşıyan Tatearinrla arslerı açıldığı v kit, bu bstı Mengularına Gayan 


mek mecburiyetinde kalrı .lardâı. Mengulsr, hem Amur nehrindeki Doğu Hengu- 
iarıyla, hem de Sclenga-Yenisey hevzesındaki Menğularla temssta bulun- 
muşlir ve kendilerine itaatsizlik gösteren, gerçekte ise Cucenlerin «8- 
keri olen Taterları t kip ederken onl'rın yardımlarından istifade etmiş. 
ler. Bu şekilde nihayet 1194 senssinde Kireyitlerin reisi Ong Han, Ta- 
tarların r&isi Sayın Teginve Temuçin, yani sonrski ismiyle Çengiz, Cu- 


cenlerin müttefikleri sıfatıyla terih sehnesine çıkmışlırdır. Prof. Vasi- 


20 


lief'in Uzokdoğu ve Amur havzasındaki kevimlerin terihine dair 1878 de 
neşrettiği eserinde, Menguları ikiye ayırcrak Çengiz'i ve ceâlerini bun- 
lerın, Yenisey hsvzagsındaki Moğolların reişleri sıfatıyla gösterirken 
isabet etmiştir. Buns delil, Cuveyni'de zikrolunan Selengna ve bir haber- 
üLE; | | 

Ogeday Kaan 29m-nınâz, sonrmden Orhun kitnabelerinin bulun 
duğu Karakurum-koşu Isaidam snahrasındski bir kuyudon kitabelerle dolu 
taşlar bulunmuş. Bunlerın kirse okuyamamış. Fakst Kiâsnlsrdan birisi bu 
yızıyı okumaya muvaffak olmuş. Burnda Uygurların menşeine dair meşhur 
rivayetler tafsilstiyle nnlatılmnış imiş. Bunu Cuveyni kitsbının 1. cil- 
dinde s. 40-45 de anlatmıştır. Burada Orhun nehrinde iki ağecin aresında 
bir dağ zuhur edip, bu 9 ey 10 gün içerisinde şişerek nihâyet içinden 5 
prensih doğduğu enlstılmıştır. Bunların en küçüğü olsn Buku Hen umumi 
nhükümdzr olmuş, kardeşlerinden Sungur Tekin'i 100.000 askerle Moğollar 
ve Kırgızlar terofınm göndermiştir. Korm, yahud Kutur Tekin Tangut tar:- 
TL, Tüngek Tekin'i Tibet tarafını yine o kemer askerle gönderdiği, ken- 
disinin ise 300.000 askerle Hıtey memlzketine gittiğ ini, yerine dördüncü 
kardeşi Ortekin'i bırsktığı anl 'tılmış. Derek ki Sungur Tekin'i batıya 
Moğollara k'rşı gönderirken bu Moğollar Kırgızlerir beraber, Tekin'i ba- 
tıya, Moğollar: korşı gönderirken bu Moğolter Kırgızlarla beraber, yani 
Yenisey havgasında yaşamışlar. i | 

Bu hikayeler Oğuz Destunınde Oğuz'un fütukatına iştirok et- 
meyip onm karşı gavaşan üç amcasının, sonraları Moğolistan tesmiye:olus . 
nen UOrhun taraflarına kaçmak mecburiyetinde kaldıklarına dair olin riva 
yetle boğdngir. Bunlara Oğuz Han "Mung ol (Mun ol)" ismini vermiş Mung' 
un man-sı "bunlu, yani msğmum, kaygılı, kederli demektir. Oğuz deonleara 
“işte siz artık Türkistan'a gelenezsiniz. Burada kaygı içersinde yaşır- 
sınız" demiş imiş. Blibette bu Mongollorın bir kısmı Yenisey-öclenga snha- 
ayında kaldığı gibi, diğer kısımları daha uzeklora, Amur nehrinin aşağı 
kısımların: gitmiş olurlar. Herholde Plano Kerpini ve Rubruk'un zikret- 
tiği $u Tatsrları, şimdiki Habarovsk ve Viedivostok taroflsrınde ynşa- 
dıklafı Çin kaynakjarından anlrşılan ve Çinliler tarecfından Karasu Mo- 
golları tesmiye edilen kavimleri de olmuştur: Fekat he Çengiz ve ne de 
onun beb-lnrı bu teraflordân yaşamış ve bu Şiveyler ar"sındıs yerleşen 
Mengulrrlz temasta buluhmuşlardır. Çengiz Han'ın seferlerinde onun Amur 
nehri hevzssına gittiği yorler Belcuvans ismiyle maruf olup, terihböre 
geçen Yukarı Amur bataklıklearındın ileriye gitmemiştir. Bu dx şimdiki 


Nerçenski'nin birrz şarkında olmuştur. 


cl 


Çengiz'in yükselişende büyük rol oynayon kavimler, O9rhun- 
Selenge nehirleri üzerinde ve onun batısında yaşıyan kavimlerdir ki, bun- 
lardan en kuvvetlileri UÜUyratlar, Tayciyutler, U y- 
eyi ae, ös © YG. P & rl a8; Urugut;, Ur em 
küt,Bayku t kabilelerinden ibsrot olmuştur. Bu ailenin urumi işmi 
Börçegin"dir, ki Börü Tekin demektir. Mahmud ibn Veli'nin topleadızı ri- 
vayetlerde bu isim değrudan doğruya Börü Tegin olerak, iki kelime gek- 
linde yazılmıştır. Bunlar elâ gözlü ve ssrışın olduklarınden umuviyetle 
clâ gözlü ve sarışın insshlarsa Börçegin demişler. Börçegin' ler Kerulen 
ve Orhun hevzelerınde vwsşıiyean Kıynt eşiretierinin başınde gelmiştir. 
25.12.1969 

Şivey kabilçlerinden Çingiz'in Zuhurunâa ve Faaliyetlerinde kendisine 
yardım eden kabile pek yoktur. Yalnız Üürenkhıt ve Mengu adınde iki kabi- 
le zikredilir. Mengu'nun ne olduğu zoten pek mölum değildir. Ancak pek 
cesurlardır. Diğer Türk kevimleri dört hsyvenı im koyun, deve ve inek) 
bıkcıkleri halde, bunler aşnı zamnda domuzu. ur biliyorlardı. Du Oeklz 
dan Türk olmayabilirler. Zeten Könrülüzâde de öyle der. Bazılzrı iongü 
yü Çengiz'in ecdradı olsrek addâcderler. Halbuki daha bundan 100 yıl kadar 
önce Vasilief bu soksat görüşü tenkid etmişti. Çengiz'in yakın münssebet 
kurduğu, akraba olduğu kebilel.r ie inei ve Kukcnor hrttının batı- 
sında otururlerdı. Bunlerın hepsini bilmek gereklidir. Bu k-bilslerin 
ve kavimlerin isimlerinin sonund-ki çoğul eklerini “at veya "as" atıl— 
dığı tskdirde geriys Türkçe isimler çıkzri 16-20 aşiretten ibaret olan 
Nirün aşiretlerinin başlıcası şunlardır: Tâyciyut, Salciyut, Kanglıyat; 
Bunlardan Dat oka ebılıncs Teycı,. Salci ve Könsli k lar 


Çengiz'in meşhur bir kumsndnı Sübidey verdır. Bu isin, Mo- 
golda değil, Türçedir. Mesel Gazneli Mehmud'un bab-sı Sübektekin'dir, 
ki "sü" yani ordu kelimesinden gelir. Yukorda zikredilen ksbilelerden 
Urankay'irsr Baykal gölünün güney-batısınd: bugünkü Üronkha ülkesinde o- 
tururlrr. Ureanzay, beyaz Koy demektir. Uren, Kâşeorlı Mahmud da manâsın-— 
dadır. Bunların bir kısmı bugün de Savan dhğlarınde otururl'r. Dilleri h>»- 
lis Türkçedir ve Radlof, Proben,.'inde bunlerın dillerinden örnekler 
vermiştir. Şimdilerde içlerinden birçok Âlimler de imz Hristiyan 
lık propağandesına rağmen, çoğunluğu şamenidirler Barul-s“deki "as" da 
Altay kavimlerinde kullsn:lan çoğul ekidir. Geriw: Be daa nm ismiyle 
Erdemli Barula kalır ki, faziletli Berylis demektir. Kozs bir Urnavut agi 


reti de vardır ki, çoğul edatı k-ldırılınca geriye "Urun" kalıyor. Bu 


za 


çok maruf bir Kıvçek kabilesidir ki, Fuad Köprülü bunlerı tetkik etniş- 
tir. Çengiz'in maiyetinde İğres ve Siğrcs adlı iki krbile de wırdır. 
Bunlsr d. İğrek-Giğrek diye Dede Kokkut'da geçmektedir... Yino Çengiz'in 
dayandığı krbilelerden Nüküz verdır ki, mağann nbanasında imiş. Ancak 
Türkçemizde mağara manmsındea böyle “ir kolime yoktur. Fakat bu kelimeyi 
SAZ (lir) esasına göre tahlil edersek, kelime "nükür" şekline görer. 
Türkçemizde "mağara" manasında “üngür" kelimesi verdır, ki r,(z)olmuş- 
tur. İ 

Çengiz'in büyük annelerinden birisi Alangua'dır ki, bunun 
hakkında de Hz. Meryem kıss>lorı gibi bir hayli hiköye veardır. Çengiz'in 
naiyetini teşkil eden kabilelerden en kudretlilerinden birisi Uyşun 1s- 
miyledir. Çin kaynakları ds bunu bu isimle :keydederler ki, Dada korkut' 

bu Uysun Khoce olmustur. İğrek ve Çiğrek Ge. onun oğulları Olarak 

zikredillir. Uysun'ler önceleri Bntı Türkisten'de, Arel'ın doğu kısım- 
li srında oturuyor erdi. Çensiz'in zuhurundan bir asır ksdar önce ĞOĞUYE 
koaymışleardı. Çengiz devrinde, Şarki Türkistan'da idlil:r. Çengiz'e yakın 
keabililrden birisi de Beyautleardır. Bunlerın Bayat oldukl-rı açıktın ki, 
Kıpçak dilini konuşurlardı. Bunların dilinde "“y" yerine "ç” (meselâ 
Yedi-cedi gibi) kallanılırdı. Keza "ç" yerine de “ş" kullanılırdı. He- 
rezmaşrh'ın annesi Türkân Hatun bunlardandı. Harezmşah Gurlulerı mağlup 
ettiği sırada doğan oğlunn, Gur'u yendi msnmasında Gursançtı adı veril-— 
miştir ki, bu kaynaklarda Şeanştı diyş kaydedilmiş, ki bu tem bir Kıp- 
çak şivesidir. Baystların birçok eşiretleri vardı ki, birisi Yedi Bayat— 
bi | 

Çengiz'in yani Tinucin'in Hakan olduktan sonrr aldığı "Çen— 
giz", deniz âemektir ve değişik bir şekildir. Çengiz'in ccdoadında Deniz 
isimli şahıslr çoktur. Ancak Çengiz'in zuhuru devirlerinde Moğolca ga- 
lib geldiği için kelimenin Türkçe aslı pek bilinmemiş Çengiz diye deği— 
şik biçimde söylenmiş. Çengiz'in meaiyetinin büyük ksbilelerinden Kong- 
revir verdır ki, Kongrat, Kangr'den geliyor. Kongr ismi dâsha Ptoloma- 
ios'un eserinde vardır. Dede Korkut'un Bamsı Beyrek hik#yesinin asıl 
hamill&ri ve kahramanları ds Kongratlardır. Dede Korkut'un Özbek riva- 
yetlerinde bu açıkça belirtilmiştir. Kongratiar Cengiz'in Herezn'i al- 
n.sınlan hemen bohnr. .un”Ş“ bapii” Çıkar olduler ve oreyı idere ettiler. 
Keöngrallar burayı alır almaz ilıireheirın d satıldıler,. Are Lerında pek 


kültürlü şahsiyetler, hatta üç dilde (Arapça, Farsça, Türkçe) şiir yö- 


25 


Tİ 


zanlar hile çıkmıştır. Bunler moğolce bilmemişlerdir. Zeten Moğollar içim 
de de böylesi hiç olrsmıştır. 

Çengiz devri kebileleri earmsınde sonra Aâktatarlar geliyor 
Bunlar Çengiz'in ilk mücadeleleri sırssında ona cüşnmnan olmuşlardı. dirn 
bunlnr Çengiz'in ded&sini öldürmüşlerdi ki, arda bir ken davası vardır. 
Fekat Çengiz sonra bunlerı tenkil etmiğ, bir kısmını ezmiş, k-lenlorını 
ise dost edinmiştir. Bunlar da şunl:rdırı: Celâyir, Yala cr deswktir. Bur 
nit. Yani Sunler.Sügun, Sun bir Kipçak eşiretidir. Kürlevüt, Kürle'ler 
Kürle Şarki lürkistande bir yerdir. Kingüt, Kaşgürlı'da da zikredilir. 
Turgavut, gece bekçisi uyumamış menmsındedır. Ancak bu kebile bugün mo- 
gollaşmıştır. Tamgalık, Ttamga ustası, ki hsyvanların hangi kabileye git 
olduğunu belirten damgayı hoyvehların sağrılerına vururlardı. Tülengüt, kö- 
le, İidyesi ödenmeniş pnaresı verilmemiş meneasındıdır. Bugün do mevcut 
olan Tülengütler, helis Türkçe konuşurler. Küriknan, Yakutlorın ol- 
duğu sshslerda yaşadılar. “Üç Kürikan" Orhun yazıtlnrında ân zikredilir. 
Küri şimdiki Yakutlardır. Sakayit şimdilerde Altay dağlrsrında yaşayan 


küçük bir aşirettir. 


Çengiz z-nmanınCa en bü:ük rolü Tatarlar ovnmışuır ki Ak, 
Kara ve Vehşi Tatar diye üç kısma ayrılmışlardır. Karatatarlr kendi men- 
sup olduğu kavirdir,. Aktatarlisr Çin hududlerınde yaşıvorlardı ki, büyük 
babsını öldürdükleri için bunlre düşmandır. Bunların terihleri bellidir. 
Karatratarlar Çengiz'in mensup olduğu büyük bir aşirettir. Hotn vesik 
larında bunlar Çomul aşiretiyle birli' te zikredilir. Bunler 920'lerde 
Kansu'ya gidip orsyı aldılar, Lobnor'dan hareket ederek Kansu Uygur hükim- 
darinı öldürdüler ve onun iki üç vesındeki oğlu Buku'yu Hen yeyptılar. Şeh 
ri aldılar, istediklerini Han yeptilsr, ancak halk kendilerini sevin 
benimseyince göriçekildiler. Hoten vesikslarındı bunlar "Karalar" diyo 
zikredilir ki, Altın dağlarde otururlarnış. Bunlnar yovuz ve kervan basan 
çok cesur insanlermış, Keaylarimn pek yakınmışlar. Şüphesiz avrı hususi- 
yetleri de olmuştur ki, en iyi misk ordudan çıkıyordu. Bu“misk i teteri 
denilmiştir. Geçen asırda yaşıy»n Çinli Âlim Tu-ci'nin tonlodığı vesi 
lards Karakatarlor dokuztatar diye geçiyor ki, gerçekten de dokuz aşi- 
retmnişler. 

Çengiz'in mensup olüâuğu Börçegin'ler, Şatolar, Karatnbtarlar 
arasında dolssan sülâlelerdir. Çengiz'in ecd-dı, Lobnor-Kansu arsındr: 
Altındağ'larda dolasan bir aşirsttir. Bunlar osnredan Orhun ve Kerulen yö- 


resinc gidip Şiveylerle karışmışlırdır. Orhun kitabelerine de Sokuz İster 


24 


ismi geçer. Şin keynaklarınân geçenlerle her ikisüin bir olduğu Prof, 
B.Ögel (CAJ, VI, 1961, 169-181) spot etriştir. "Şato" Türklerindeki 
Şato'nun, bir Türkçe ismin Çince telâfuzu olduğu ve buradn asıl kelince- 
nin ise "Bart" olduğu malümdur. Bir diğor isin "Çümikien'dir ki, bu ka- 
vin ticarctte mshir ve ekser mensupları höp tüccar olmuşlardır. Bilin- 
diği gibi Çengiz neslinde de ticarette büyük kaabiliyct olmuştur. Çengiz' 
in asıl mensup olduğu aşirct Börçeğin'dir. Burada durumu bir gözden ge- 
çirirsek şöyle görürüz: En büyük camia Kerstatar'dır. Bunlerın içinde 
Çönükisn(Şato)'lar vardır. Bunun içinde de Börceğin sülâlesi olruştur. 
Börcegin'lerin gözleri mavi imiş ve umumiyctle serışın addedilmişlerdir. 
Börcegin kelimesi de enteresandır ki, T/Ç olkuş. Bunun asıl isni “Börü- 
tegin", yahut Börhtegin'dir. Börtegin'ler kurt anneden doğan bir »vrens- 
den türenişlerdirr . Börç&ginler bazı büvük hediselerden sonradır ki, Or- 
hun taroflarıne hicret ettiler. Birkismı dn Baykal gölünün batısında, 
vselenga tarafına vardılar. Bütün bu karışık ve muğlsk meseleler yüzün— 


den Çengiz'in mensup olduğu kabilcler üzerinde çalışmak pek güçtür. 


Çengiz'in pek yakın saydığı kabileler şunlsrdır: Kürlevüt, 

Eiçiliğin Bargut ve Kongrt. Kürle Bağreşgöl yonındaki bir yerin adıdır. 
Buradın noşct sden meşhur şahsiyetler hayli çoktur."Eliçiliğin" in aslı 
Eltegin'dirş yine bu ac sahagsındadır. Çengiz'in zuhurundan çok ön- 
celeri ye oyan Gerdizi, Karsşehir'de yaşamış bu isimde bir Uygur prensin- 
den brhseler. Oğuznâme'do de Buğra Hen'ın Kortegin ve İlteğin diye ? 
oğlu olruştur. Hoyli vaygın ol:n bu tip hikâyelerden Oğuznâme'dekine gö- 

Kortegin'den sonra İlt&gin geçmiştir. Beargut'isr daBayurku'lar 'olsa 
gerek. Bunlar Beayknl gölünün kuzeyinde yosnnmışlardır. Bu keobileler her 
zaman Çengiz'in maiyetini teş-il sttiler. Yurtçı, Kuşçı ve Korçu , Ke- 
zikçi hep bunlrrda çıkmıştır. Yurtçı hanın çadırını yapın ve yıksn, ye- 
neğine de baxsn kimsedir. Kuşçı ay kuşlarını yetiştiren, avda bunları 
idare edendir. Bu özelliğiyle Kuşçı'da o heksnın en yakın moehrenlörinden 
seyalsşbllır. Korçı silançı denekyır. Kor silik derek olup; Oşeonlıların 


voLLandapi kerim iç hil. GN mal doru Me dört kö- 


biu e sayılan bu dört kobileden Giğigüle etmiştir. 


Likri geçen Uymavut aşireti ise Üyea'ler, yani Yağme'lIrdır. 
İağml'r h'yli eskidir ki, Orkun kitabelerinde de Tinesi oğlu Yadamna diye 


geçer. 10. yüzyıl sonlsrında Yağmslar 2000 krder kabile imişler. Des- 


25 


tonlarda de "Kırbinevli Kıyat, onbin-evli Uymavut" diye geçer. Bunlar 


Karahanlıların dayandıkları başlıca kabilelerden biridir. 


Geçen derste zikredilen kabileler, Şengiz'in ecdadı dev- 
rinde de bir yerde oturmuş Olmalıdırler. Zirs bütün bu kabililerin dam- 
gaları birdir, Keza Çengiz'in ve ecdadının evlenip en çok sıhri münüse- 
bet kurduğu kabilt*ler de bunlar ve Kongratlerdır. Tabii ki böyle sıhri 
minasebetler bir nesilde teessüs etmiş olemocz. Arada nesillerce bu tip 
münasebetlerin devam edip gelmesi icep eder. Çengiz'in hareketlerinde 
bütün bu kabileler ona vek muti olmuşlardır. Çengiz'in ecdadının nere- 
den geldiğini tespit etmek için, Çengiz'in ekrsbalık kurduğu kevimleri 
bilmek gerekliğir. Bu onun nesli için en büyük delildir. Bu kavimlerin 
belki bir kısmı ŞSiveylerle birlikte oturmuşlardır. Ancak asıl onleriın 


vatanı Baykal-Kuke-nor hattının batısıdır, 


Çengiz'in şeceresi kisaca şöyledir: Çengiz-Yesükey-Berten 
Baha dırsÇabul Han-Tümene Han-Baysunkur-Çaydu-Dutun Menen yâni Tudun Me- 
non, burada Tudun, bir rütbedir-Buke-Buzencer yahut Budunçar-—Alangua- 


Duyun Bayan-Ümcne-Yulduz Han. 


Cengiz'in şeceresi de birçok bakımdan çok enterasandır. Bir 
kısım ecdadı Tibet lakapları almışlardır ki, o taraflarda yaşemiş gös- 
teriliyor. Bunların bir kıbmı, Börçegin sülâlesi Budizmi kabul ettikten 
sonra Tibetli rahiplerin uydurduğu şeylerdir. Gerçi gerekte de Tibet 
Hükümdearları ilede Çengiz'in eçdndı arasında gıhri beğlılık mevcut ol— 
muştur. Aybek ed-Devaddari, Çengiz'in ecdadına âair mufassel hiköyeler n 
nakleder. O bunları Beycu devrinde Azerbaycan taraflarına gelen Moğol- 
lardan öğrenmiş olmealıdır. Buna göre Çengiz'in büyük ceddi Kargarslu 
imiş. Bu bir Tibetli katının çocuğu imiş. Tibetli kadın orucna ağaç Top- 
lamaya gitimş. Ancek orada vakti gelmiş, bir erkek çocuk doğurmuş. Lâkin 
bu çocuk demir gibi, mek eğırmış ve eve getirememiş. Ormandaki erslanş 
lar ve vahşi hayvenlar arasınde bu çocuk büyümüş. Olgunlaştığı zaman in- 
san dili bilmezmeş, Burada dikkate değsr olsn, annesinin İibetli gös- 
terilmesidir, Azerbaycan taraflarındaki Meğollardan Abdülhak İbn Süley- 
man'den alınsın bu riveyet Tibetli lemslerın uydurması olamaz, Yani 


Çengiz'in anne terefı Tibetli gösterilmiştir. 


26 


Diğer taraftan Çengiz'in 9. cedâi Alangua adınde efsanevi 
obir kadındır. Bunler Herağoğd'da Amazon diye de geçen Bir Kadınlar ülke 
sinin sâkinleridir. Bureade da esas nokta, ksdınların hakim olduğu bir 
ülkedir, Çinlilerin Bey-su tarihlerinde Kukenor teroflarınde bir kadın- 
lar ülkesinden bahsedilir. Burade bir hükümdarın adı da Alengua'dır. Bu 
tarihi kayıt Çengiz'in efsanevi cedöini tarihe bağlamaktadır. Bunu Rus 
Kyuner, 1961 de "Ordaasya kavimlerine ait Çin kayıtları" adıyla neşretti. 
Çengiz'in ecdadına ait rivayetlerde Alangua'nın çocuklarından Budençar' 
“dan bahsedilir. Bu kelimenin man&âsı münakaşa mevzuudur. Bir Çek âlimi, 
Çengiz'in neslini tarihlerden Iİ. cedüce kadar takip ctümiş ve bunları ger- 
çek kabul etmiştir. Ona göre 9 cedden sonrası efsanedir. Budançer, Bzen- 
cer, Budunçur, Budun-çur domektir."Budun" millet kevim, “çur, çor" ise 
kul, hizmetçi vo Buzançer da milletin hedimi demek oluyor. Milletin hiz- 
metgndc olan çor, tegin ve prens demektir. Eski Türk deşstonlarını Hen- 
ans adıyla kelene alan İnsmi'de Buzencer'don bahseder. Forsça nüshası 
yakında bulunan, Türkçe aslını ise Prof. Togan'ın daha 1915 de Buhersa'da 
gördüğü Hanneme bir "Zeban-ı Buzenceri"den, yani Türkçeden bahseder. 
Buzencer âevrinde anlaşılıyor ki, Çengiz'in ecândı dehe Türkçe konuşmak- 
ta imişler. Alangua devri, Çengiz'in ecdanın henüz Kukenor tersfli'rınde 
yaşadığı devre aittir. Çin kaynaklarının Alangus'dan bahseden kaydı 
259-542 yıllarına asittir. Timur'un mezor kitâÂbesinde de Alangua'dan, tıp. 
kı Hz. Meyrem gibi ihtirem ve hürmetle bahsedilir. Bunaları gerçek .kabul 
Ücbiliriz. Diğerleri Çengiz devrinde uydurulan hadiseler olarak kebul 


edebiliriz; 


Çengiz'in ecdedına ânir daha bozı hikâyeler de veordır, ki. 
en önemlisi Ergenekon efşanesilir, Bu efsanede Çengiz'in cedli bir kur,- 
tan doğar. Kurt onu bir mağereya kaçırır ve ceği olen şahsiyet, oreden 
bir kahraman olarak çıkar. Bu zat, mağarada yetişmiş ve nilli kıyafet 
ve üniformasıyla milletindüi, ortasınes çıkıp, onlara rehberlik etmiştir. 
Bu üniformalı pren$ hakkındeki hikeyeler islâmiyetten önceki Buda di- 
ninin yayıldızı sırrlerde Kabil'de de olmuş. Börütegin ecdadı, kaynak- 
lara göre boşında şeapknsı olduğu helde Türklerin huzuruna çıkmış ve 
milleti onu clkışlamıştı, Bu bakımdan olsuna gerek, Çengiz'in scdadını 

ethecen halk şairleri onları “elbiseleriyle doğan prensler" olerok 


tavsif edip Övmüşlerdir. Bütün bunlar pek dağınık rivayetlerdir. 


21 


Kurt efsenesi Göktürlerde de vardır, Kurt anne çocuğunu 

alıp, düşmanların sıkıştırdığı batıdaki denizin batı sahilinden doğu 
sahiline kaçırmıştır. Bu hikâye Kuke-nor'a ıtlek edilir. Batıdan Goğ 
geçip bureda mevzubahisdir. Bu hikeye &rgenekon kıssasıyla bağlıdır. | Bu 
a türlüce yazılmıştır ki, birisi British Museum da bulunın İbret tin- 
Nazirİi adında Timurlular devrinde yazılmış bir eserdir. O der ki "Erge 
nekon'a Nüküz ve Kıysan alında iki prens kaçmıştı” Diğer bir rivayete gö- 
re bunlar kadınmış. Nihayet bunlar hömile kalıp, çocukları olmuş. Kurduk 
lorı devlet ise Amszonlar ülkesi olmu uş. Bureyea, mağaraya koçmak, dağ- 
lar arasında saklanmak, hicretin 200 senelerinde olmuş imiş. Alangua 
kıssasının Çin kaynaklarındaki terihi de 539 yıllerı idi. Halbuki hic- 


retin 200 yeni milödi 815 yıllerını gösteriyor. 


Bütün bu hikâye ve kıssalardan çakan netice şu ku, Çengiz' 
in ceddine anne tarafı hakimdir. Kadının rolü büyüktür. Nitekim Çengiz' 
in evladı arcsındn ân birçok kadın hükümdürlür dü olmuştur. Bütün bu 
desten ve kıssalsrda Çengiz ve evladıne sizin eslınız batıda idi, doğu- 
ya gelmeye mecbur oldunuz denilmiştir. Çeşitli desltenlear hep bunu anlat— 
mıştır, Çengiz'in ccdadıne ait şecareler Moğolce ve Türkçeleri pek mu- 
fassaldır ki, terihi bilgilerle de takin edilebiliyor. Gerçek bilgile— 
rimiz 9. cedâen bu tarafa olandır. Burada Baykal'ın betısındea olan kabi 
leler bahis mevzuudur. Şiveyler ige Amur nehri dolaylarına hokimdirler, 
Gerçi Şiveyler hayli cosurdurlar ve Çengiz sonradan onlardan da istifa-— 
de etmiştir. ÇŞengiz'in ecdadı Kabul Han'ı Şiveyler öldürmüşlerdi. Bu 
hikâye hem Çin kaynaklarında hem de Reşideddin'de bulunmaktadır ki, iki 
taraflı kontrol imkânı vardır. Çengiz'in menşeine ait hikâyclerin en 
mufassalı Aybok eâ-Devadderi'ninkidir. Diğer-i Desten-ı Nesl-i Çengiz 
Han adı ile Kıpçak riveyetidir ki, 1820'lerde basılmıştır. Burada Alın- 


gua v8. hiköycler Kıpçak şivesiyle anlatılmıştır. 


Bir diğer rivayet Sibirya'nın fethinde büyük hizmet gören 
Rus ailesi Strogonovlerın letofisinde zikredilmiştir. Burada Neymanlar- 
dan bahsedihir. Neymenlar Çengiz'in zuhuru sırasında ona karşı mücadele 
eden Üç uruktean biridir, Naymanlar Çengiz'in üstün gelmesinden gonre 
Altay'lara geçtiler ki, Taybuğa başlarında idi. Sonrağan burslara bu sc- 


beple Taybuğe yurdu denilmiştir. Bunlara dair Taterca bir riveyet Stro- 


28 


gonov ailesinin sline gecti. Gerçi bu hikâyenin ten metni noşredilmedi, 
ancak V.Zörnof'un Kasim Hanlerı Terihi, II, 3586-83 de bir hülrsesı ve- 


1 
rilmiştir. Buruc: Nevmenların Çengiz'in kaurşısınde ikiye e&yrılması hi- 


1 


kaye edilir. Bunlardan Küçlük batıya gelip, Meveraünnehr'dş Harezmşah- 
larle ittilak etmişti. sibirya voroflarına ül İaybugea ise Çengiz 


ülimarı ile bursl'ra sehip olmuştu. Taybuga devrinde Taterlerın başında 
I 


bir bey verdı. Bu aslında ehemmiyetli değildi. Tsybugo'nın scdadı deha 


mühgmdi. Çengiz İsvbuga'yı çağırıp, ona Sibirya tarcflerını verdi, Tnyv- 


e 


Fiil 
buga da oralara gitlerck bugünkü Çengi Tura şehrini kurdu. Taynpuga'dan 


sonrse yedi neslin şeceresi tekip edilmektedir ki, bunlar ortık Müslüman 


olmuşlardır. Yeni bir kısım Naymınlar İrtiş havzasına yerleşip bazı şe- 
nirli'r kurcui 


Bu Neymanların neberidir. Kıpçakların rivayeti Destan-ı 


siz Hen'dır. Bütün bu rivayetlerde Çengiz ve ecdadı hakkında 


2 


Ç 
© 

çok entereson bilgi veriyorler. Bunlorda Mo#folca hicbir kelime yoktur. 
smış olmakla bereber gerçektir. 


Hayot hikayeleri, pek eski rivavetler keori 
Bu kevimler içinde en kudretlilerinden birisi Kıyatlardır. Buntardan bil 
Kıyat 


denmiştir. Bunler 4 kebilse imişler: Yörikin, Yörük ?.2-Yasor, 3-Çenkgi- 
1 


5 


hassaUrenkeay'lar, yani Beyaz Kavlar olmuş. Key'izra çoğul held 


yut, 4-Börçegin Kıyntlırı. Çenkşi, hükümde 
bir kelimedir. Kıpçeklerda de müstömeldir. Herezmşeh'ın onnesi Türk 


AMunlu” wepa 


hk 
Gi 
La 
F3 
—i 
<2 


vtun'un babnsı "Cenkşi" idi, Hearezmlilerde ayrıca 
Kıyetler da olmustur. 
50 Arelık 1969 


çengiz'in İlk Mücadeleleri: 


Çengizlin devletinin kuruluşu ve fütüheta başlam:sı esıl 
1206 dan gonra olcu. 1175-1206 nrasında gi sene Çengiz'in hrvatı rakin- 
leriyle mücadele ve değınık kebileleri toplamakla geçti. Bu ksbileler 
sında bilhassa ikisi Kireyit ve Naymonler zikredilecekiir. Kireyik— 
ler ii Bunler Çengiz devleti kurulduğu sıralarâc Kerckurum- 
Orhun. hoymısı tereilsrımom oLuruyo lerce. imeeonler 154 Altayvirrdu adilem, 
ahs eski zemeanlarde Kireyitler Kukenor'da bulunmuşlar Tibetlileriş ko" 
şu olmuşlardı. Dah Mil&dcean önceki yıllarda, simdiki Afgcnisian'da 
n 


.“.» » 4 


m pe .. r. 7 “ m" Pe a a e . öy — e” N İm a — digi pa 
hüküm süren Kuşan hükümdüsrleri ornsında Geray adında olonder vardır. 


29 
Bu isim tıpkı Kırım Hanlorındaki gibi hükündera yakın olonlcra ıtlak 
edilmiş. Hüki'indarın oğulları Geray kobilesinde terbiye görmüşlerse son, 
rodan kendilerine Geray denmiş. Kireyitleri teşkil cden kabilelerden 
. 


bazıları Bifâzlit devletinde de bulunmuştur. Bu şekilde onları üzkip 


ötmek mumrkuadur. 


Göktürkler ve ÜUyguürler devrinde Kireyitler güney ve güney 
batıda, Afganistan, Pamir ve Tibet tereflearındea yaşamışlardır. Hristi- 
yeanlık bunlara 10. asırda girdi ve muldâasıp Hristiyen oldular. Kerehan 
Jı devleti Müslüman olarak teşekkül ettiği sırade, doğu Türkisin'da 


bir Müslüman devletin kurulmem.sı için bütün güçleriyle çalıştılar, An 


AŞ 
(4 

) 
Cc) 


ak Karshanlılar galip gelmişlerdir. Çengi >vitlerle yeskın, hatta 
akraba sayılabilir. çira vaktiyle Kukenor'da berzber idiler. Ancak Kire 


pronagandası 


e 
mel 
0 
e 
le 
9 
3 
— 
R 
öö 


yitlerin siycsetine yanaşmağcı. Hele onların EH 
yapmalarına as'a yol vermedi. Aksin» İslâmlara yanaştı ve Hristiyen 
Kireyitlere karşı bir vaziyet aldı. Kirevitlerin Hristiyan olan hüküm- 
derlarının isimleri Merkuz-Markuz'dur. Bunun oğulleriı olsrak Kücatır 
Buyruk-Toğrul-Erkekarc-Karakgtu gibi isimleri de biliyoruz. Nerkuz'un 
kendisi Pava ile münmsbetts bulunup İtelya'ya sefirler gönderdi, Türkçe 
olması gereken bu mektuplerin biz» eanceok Latince tercümeleri kolmıştır. 
Çengiz'in ilk hereketleri sırssındm Kireyitlerde edile hükümceardı. Öne 
Çin hükümdarı Veang lakabını Maya iğl ki, Türkler bunr Öng hettğ Hristi- 
g 


yan olduğu içinde İvan geklinc bile ktöular, Hoçlılsr isl&öm ülkelerine 


dsotdırırtarımn, bu Hiriıstıean kırevıçlercesa Duyur vardın, ümid simislöre ig 
ş -İ a M < 


- 
ii 


Zira Avrupa Hristiyanları bntıden, bu Kireyitler de doğudâen sıkıştırd- 


vak İslâmiyeti tamamen yok edeceklerdi. Ancak Kireyitler öyle pek kudrei- 


li bir kavim değildi. LÜükin oturdukları yerlerin coğrafi ve stratejik 


3 
O 
4 
— 
yi 


Ö 
önemi büyüktü ki, kuvvetlori asıl bun iyordu. Kriyğtler herhalde 
Ş 


Türktürler., “ire Kireyitlerinmn regLiancn isimleri sürkçedir.. Yukarıda 
zikredilen hükümünr isimlerinden başka, kedın isimleri de Türkçedir. 


Kireyit Surkuktenni Beki Kubiley'ına nnesilir, 


Naymanlar, yukarıda âa dediğimiz gibi Alteylarda oturuyor- 
lardı ve Hristiyanlığı kabul etmişlerdi. Burada de bir nokte son derec: 
ehemmiyvilidir. Çengiz'in zuhuru sırssında Asya'da Hrisviyanlık alabil-— 


diğine gelişiyordu. Bu Hristiyeonlık propsgeandasının beşlıca teşvikçaâler 


de 


yi 


de bu Nayman ve Kireyitlerdi. Bu iki kovim kendi yerlerinde dahs bir yarın 


«sır kelıp, bu yoldaki faaliyetlerine devan etselerdi, Örtazsye kâmi- 
len Hristiyen olurdu. Zira Hristiyanlardan;, Avrups'de Papadan büyük öl 
çüde yardım görüyorlardı. Fakat Çengiz'in Hristiyanlara karşı Müslüman- 
ları tutunsı, Örteaasya'de Hristiyanlık ve onun gelişme yolinrını vama— 

en tıkımıştır. Neyi anların milliyetinin Türk olduğu artık tamemen taha- 
kuk etmiştir. Gerçi Nayman kelimesinin aslı Moğolcnadır ve sekiz demek 
tir. Ancak Naymanlarda bundan geyri hiçbir Moğolca kelime görülmüyer. 
Tabakat-ı Nasıri ve Cemal Çerşi Küçlük'ü, Küçl''k-ü Sakizi, yazıyorlar 
ki burada “sekiz" yöni Nayman'ın Türkçesi verilmiştir. Naymanlerın ma- 
lum hükümderlearından önemlisi İnanç Bilge Bükü Han'dır. Bunun Buyruk ve 
Taybuka adlı iki oğlu vardır. Küçlük, Taybuka'nın oğludur. Naymanların 


isimleri de kânilen Türkçedir. Oturdukların yerlerin coğrafi ağlerı de 


Türkçedir. 
Çengiz ilk önce etrafında bu iki ksbileyi bulmuş ve onlar- 
ia müttefik olmak istemiştir. Kireyit Tuğrul ile Çengiz'in babası Yesü- 


key zaten dosttuler. Bilge Kars, Toğrul'a karşı isyân edince Toğrul Ks- 
rahıteylara sığınmış, ülkesi de dağılmıştı. Çengiz'in zuhuru ve ilk 
mücadeleleri sırasında durumun müsrit olduğunu görünce sonra ülkesine 
dönüp, yins başa geçti. İlk zamenlar Çengiz'le müttefiktiler. Ancak ara. 
lerının açılmasını isteyenler de çoktu. Nihayet bozuştular, çat:ştılear 


ve Ong Han bu harp sırosındea ölecektir. 


Çengiz'in siy8set sahnesine çıkışında bu Toğrul Hanlarla 
birlikte bir olaydan bahsedilir, Bunler Çin hükümderının devetine icabet 
edâcrek Moğolistenin Şark tercfındeki Taterlerın isyanına karşı hareket 
etmişlerdi. Bu isyana karşı Öng Han ve Çengiz birlikte hereket edip bu 
isyını baestırmışlardı. İşte bu sırsds Çin hükümderi bunların hepsine Ün- 
venlar vermişti. Bu ünvanler dikkrte Geğerdir: Toğrul'a Wang, Çengiz' 
Cavut Çurı, Aktatarların reisi Alakuş legin'e de viyeii Kuru önvenlarini 
verâi. Bu suretle OÖrtüsasye'nın belli beglı siyasi zümre ve kuvvetlerin 
âsn birisi olduklirarı Çin hükümderı teresfındon de tanınmış Ool'u. Çengiz' 
in büyük ve devletler arası ölçüde siysset sahnesine çıkışı bu olayla 
olmuştur. Bunlrdan Vâng, Çince bir ünvan olup, diğer ikisinden deh» üs- 
tüncü. Çengiz'in aldığı "“CUavut Çuru ise, Yabguların mayası, Özü, ©8181, 
demektir. Yabgu (Cabgu) ta Bunlardan beri, Oğuzlnarda da olan bir ünven- 


dı. Çengiz'c Yabgaların kaynağı, özü demiş oluyor. Aktaterların beyine 


3 


pa: 


ise Tegit Kuru, yani Teginlerin maynsı, özü, kaynağı ünvanını verdi. /i- 
a Alakuş'un beabsı Teginler neslinden geliyordu. Çin hükümdarı, Türk 
tarihinden haberdar müşavirlerinin tesiriyle bu ünvanları vermiştir ki, 


şüphesiz herbirinin büyük ve şümullü mnasını dn biliyorlardı. 


Şimdi Çengiz'in Tükklerle münasebetini cle alalım. Bu noktsa- 
da bilhassm vazettiği ksnuhlar zikredilmeye değerdir. Bunun ismi "yasa" 
dır, ki Türklerce de narufdur. Bu örfi kanunlar asıl Moğol olon Şiveyler- 
Je Türkler arasında çok fark vardır. Halbuki Çengiz eski Göktürklerin ve 
Uygurlisrın gelenegini takip etmiştir. Çengiz "yes" yı, devletin temel 
direği, dayrsnağı olarak konunlaştırdı. Yasenın dini bir tarafı olramış, 

o teramen dünyays, hayata heasredilmiştir. Bu bnkımden do devrinde dini 
kitaplara üstün tutuldu. Çengiz devleti kurulduktan sonra devlet idnre- 
sinde ve içtimai heyatta birçok örf ve adetler resmileşti, düzenlendi. 
Iörenler, defin, vs. içki meclislerindeki birçok hususlr tayin ve tes- 
pit edildi. Bunlsr sadece devlet ideresindeki yasa gibi değil, bir iç- 
timal hevet vakıesı olrak dr gelenek hslinde yerleşti. Bu yasa'nın ve 
gelcneklerin hakimiyeti Çengiz'den Temür'ün ölümüne kadır devem etti. 
Mesel& cemiyette kodınlerın rolü yasıva ve Çengiz aletlerine göre yürü 
tüldü, Hükümdör öldüğünde cenyeye kadınirın kotılmcsı, şeriatte ysnk 
olduğu halde yerine getirildi. Diğer taroftan kebileler arnsınaânki ev-— 
lenme münasebetleri de Çengiz yeasosına göre yapıldı. Hatta evlenme iş— 
lerinde, brzılorı müslümin oldukları halde, İslâm öncesi adotlere uymaya 
devam etuiler. Meşel& eski inanışa göre üvey anne ile evlenilirdi ki, 
sonrrdon bunu Müslümen olonlar da icra ettiler, veya henımı savılmasına 


müsaade ettiler. Bu gibi adetler devam etmişti. 


Dil meselesi, iki dilli oluş da aynı durumdadır ki, tabia- 
tıyba Türkçe ve Moğolce mevzubhistir. Çengiz ve Oğulları devrinde cnçok 


Moğolca kullanıldı. Anca günlük konuşmm dili, pazor dili, cari ol'n dil 


oldu. İlhnlılıarla Moğolcn bilen az olduğu için srdece meskükotir kullanıl-. 
dı. Temur ferweanlsrın" “Öge menü" yani benin sözüm diye başlardı, ki Mo- 
golca idi. Çengiz ise "Çengiz Han sözüm" diye brşl-rdı ve Türkçe idi. 


Bunlirr hergeyi kıs?, kuciz ve öz olarak yaznrlardı. dire İfernanloar ve © 


De 


mirler elçilere ezberletilirdi ki, kıse ol:“sı, öz olrrsı bu bakırdan g- 
sastır. Fermeanlarında kenlilerini uzun boylu öven ibârsler yoktur. Keza 
diğer tarafı dr. Öövmezlerdi. Meselâ şöyle idi: “Çongiz Hrn sözüm: Filan 
yerdeki topreoğı tr verdim" Bu adet İlhanlıl:r da ve Altınordu da 
takip edildi. Sonrsden batığaki ülkelerde Türkçe cari olup çok yayılmış— 
tl, ki moğolcanın hiikmü kalmndı. Çin gibi ülkelerde ise Moğolca hekim ol - 
du, arada Türkçe de kullanıldı. Çengiz'in kendisi de Türkçe biliyordu. Kn 
disini Çengiz'e yakın gösteren bir Hristiyan arap, Ögedey'a, Çengiz Han'ı 
rüyrsıni” görcüğünü ve kendisino “bütün Müslümenlinrı kesin" diye emir ver— 
diğini iddjla eder. OÖgedey, sadece Arapça bilen bu ermba babsgının Moğolce 
ve Türkçeden baş'e dil bilmediğini söyleniş ve bu voal'ncı Arp, heven öl- 
dürülrüştü. Bu hikayeyi Cüzcüni bir Türk'ün beşın'on geçmiş gösterir ki, 
böyle olunca Çengiz Türkçe bili.ez olurdu. Ancak Cuveyni'de ve onun Peris 
nüsh”sında bu husus açıkca yazılmıştır. Bunun vesikosı İslâm Tetkikleri 
bastitüsü dergisinde neşredilriştir. Çengiz'in diline en çok Temür devrin- 


de ehemmiyet verildi. 


Çengiz'e ithaf edilen, daha dofrusu onun söylediğini Uluğ 
Bey'in kabul ettiği bir Türkçe şiir Terih-i Ulus-u Erban'da nakledilriş- 


tir, Çengiz'in söylediği kabul edilen bu şiir güzeldir: 


Uluğ Bey'in Şeceret ül—Etrâk yahut “Dört Ulusun Tarihi" igşim- 

li eserinin Britisb Muscun nüshasında, sg. 1653 enriz'in maiyetinde bulu- 
5 : ş © a 
nan “Ulus Cırçı” ile Çensiz ersındu banzuk bir konus nakledilmiştir; 
2 5 Cc 4 

"“Uır"Anadolu Türkçesinde"ır" yahut "yır" en çok münderecatı ciddi olan 
şiir ve şarkılora denir; bunu söyleyenlere "“cırcı" demişler. Hatti Moğol- 
Jlerda bu kelimeyi kullonmış. Çengiz'in büyük oğlu Gü ci oluncc Hekm'ı 1520 


Ja telaşn düşürmenek için bu "“cırcı" alegorik mahiyette manzum maruznatbta 


- 
dl 


bulunuyor: Diyor ki: 


İengiz başdın bulgandı 
Kim tundurur ey Han'ın, 
Tirek tüpten cığıldı 


Kin turguzur Ey Han'ır 


2 


Buns karşı Çengiz diyor ki; 
Tengiz başdın bulgansr. 
Turdurur oğlum Cuci'dir, 
Tirek tünpden cığılsa 
Turguzur oğlum Cuci'dir 

X 
Közün yaşın cüğürtür 
Könlün toldâu bulgu rı? 
Cırın könül ürkütür, 


2Guci öldü Dulgurmı? 


Uluğ Cırcı de şöyle diyor: 
sSüylemekte erkin yok, 
Sen söyledin ey Hen'ın. 
Öz yarlığın özüne çeb, 


Ey oyladın ey Han'ıwu 


Çengiz âge nihayet şunl'rı söyler? 
Çulun alıngan gulandny 
Çulundan ayrıldın 
Ayrılışgan ankavdsay 
Er oğlundan ayrıldın 


Bunların şimdiki Türkcecmizde meli göyledir: 
Doniz başı bulansa, kim âdâumdudur Ey Han'ın, 


Servi eğocı kökünden yıkılsa, kim yerinden kaldırır? 


Çengiz buna, oğlu Cuci'yi överek aynı meğlde karşılık veri— 
yor ve diyor ki: Gözünden durmdın yog akıyor. Gönlün keder mi doldu. 
Söylediğin şiir, insanın gönlünü korkutuyor. Cuci öldümü yokso? Uluğ 
Circı ân "Bunu söylemeye kudretin yoktu. Ane sen kendin söyledin cy Han' 
1m. Kendi yearlık, fermanın yine kendine cevap, iyi düşündün Han'ın. 5o0- 
nund” da Çengiz şöyle diyor: “Yovrusu elinden alınmış yapn kısroğı gibi 
kulun yani Cuci'deon ayrıldım, Ahroklığı ile evladından oyrılan hir “en- 


kav" gibi aldatılırık öz oğlundan ayrıldın" 


z4 


Burada, bu şiirde göze çarpan cihet, "y" yerine "ec" kullan- 
nılmasıdır. Meselâ "yırcı" (halk şarkılrı söyleyen adan) bu şivede “cır- 
cı" olmuş. Türkçeye Arapça kelimeler de Türkçeye aydurulnuştur. Cevap 
yerine “Çab" denilmiştir.(Çengiz Kağan son sözü olcrok diyor ki: Yabeni 
atın y-vrusu kendisinden zorl alınmış gibi, ben de ond'n, yeni Çuçı'ân 
ayrıldım. Er arkadaşından ayrılın sadetdil gibi, er oğlundan ayrıldım. 

Ve Çengiz oradan ayrılmak istiyor. Çengiz bunu şiirle söylemiş. Çuçı'nın 
ölümü Çengiz birden büyük bir kedere kapılır, sövliyeni ve ötrofındakile 
ri öldürtür diye, yavnş yeveş şöylediler ve nihsyvet Çengiz' desenize Çuçı 
öldü " deniş ve onlarda “biz değil, siz söylediniz" diye sevin'işler. Çen- 
giz bu şiiri, bundan sonr. söylemiş ve) Uluğ Bey bu şiiri kendi torihim- 
de nakletmiştir. Uluğ Bey elbette, araden ancok iki nsırümn az bir Zzrvn 
geçtiği için, eodadının ne dilde konuştuğunu geyet iyi milirdi. Bu iti- 
barla yalın olensn. gerek. Ayrıcn Çengiz Kağan'ın ölümincen sonra yanıl- 
nış olması gereken Göktürk alisnbesiyle yazılın iki stırlık bir kayıt 
vardır. Bunda "Çengiz Kağan, Alp Kağan imiş” yazılıdır. Bunu Abdülkadir 
Iyân, ihtiyatla neklediyor. 

Çengizli sülâlesinin dilini açıklayon ikinci bir söz, Ku- 
bilay'ın ağzından çıkmıştır. Son tetkikler, Kubilay'ın soroy dilininin de 
Türkçe olduğunu göstermiştir. (B.Ögel, Sino-Türkicni 1964 Taipei, 8.102) 
Burnda bahis mevzuu edilecek sözler, Kubilny'ın Tibetli rahiplere icat 
ettirdiği köşeli alfabesi ile zavtediluiştir. Bu yozı Fatih devrine sit 
bir Necmus t'ül-Garceib, adlı slbümde bulunmaktadır: Bunu Fatih'e herhsi- 
de Beysunkur Mirze, Herat'tan göndermiştir. Burcân çeşitli yoezılar, Uygur, 
Arap vs. meyanındâr, Aâört köşeli Kubilsy yazısından 6 örnegi vardır. Bu- 
nun fotoğrafını Prf. Togan, vaktiyle Prof.Ramstedt'e gönücrmişti. Yekın- 
Jarda bu yazıyı O.N.Tuna ve İ.E.Bosson J8SFOU de, 1962,63 cilt, 1-16 
sahüfede neşretnmişlerdir. Burodr Kubilay Keğnnın sözleri mevzuboehistir. 


Burada deniyor ki: 


Mentin sonkura ulusnı yığar bulsanız, elining bâylerını yığğınca könül— 
lerini yığğınız; könüllerini yığğıntan sonkana boyları kevdr beorgoy dip 


yarlığ bulruş" 


52 


Türk an'anesine göre Ruh öldükten sonrâ kuş olup uzçuyor- 
du. Bu itiberlia cşski metinlerde kuş olark uçtu diye geçer. Kuş olurkun, 
yani ölürken Kubiloey Kağan ayduış, denmiş: “Ey benin milletim, benden son- 
ra eğer milleti bir oraya toplnmmk isterseniz halkın vücutlorını topla 

7 


mekuüansa gönüllerini toplamıyı. çalışınız. Gönüllerini tvoplmaıktan sonr 


onların vücutları nereye gilenilecek?" 


Bu çok enteressn sözleri Kubilay ölün vaktinde söyleniş ve 
bunle.r kendi icmaâı olamız kere olfabe ile koeydedilmiş. Fatih de bunu ajl- 
bümüne koymuş ki, Fatih doğu Türklerinin kültür ve yrzılarınn gerçekisei 


evine ve woreklı iii 


Lengiz eallesindce bu tör yezılar, isimler ve kelimsler hay- 
li çokuur. Buro b yi Mevzuu olum Çongiz Ve oğullarının iki dilli oluş- 
arıdır. Onlares Jürkçoe ve Moe olemaynı sayılı ış ve vunlara müşuçrek bir 
isim olarak Türkçe demişlerdir. Türkçe âsnince de Türkçe ve Moğolca ikisi 
de anlaşılrışı Böyle iki dilli olsak o zoemen için bir tabii hali spyılmış 
KIŞ bu bilhnser isin ve 1âkaplarda görülüyor; Çocukların bir kısmı Türkçe 

bir kısmı ise Hoğolen isiuler alışliar. Bunların bozılarının asılları 

Türk olduğu halle, Çengiz'in zuhuru zamanında Moğollaşi:ışlardı. Buninrdan 
iki kabile zikrelelir: Teayciyut ve Mongmt. Bunların çocuklarına verdik— 
leri isimlerin çoğu Moğolecadır, oncek Türkçeleri düe vercır. Kongrai aşi-— 
reti ki, Kongr lardır, bunların isirlerinin ekseriyeti lürkçelir,; Arcdn 
Mogolen do averuır. Bunlar rolslerinçe “onyın Iekin'scesış'ercır. Uyuluuklapı 
yer de "Ötgü" dür. Burası Çin sedâninin geçilerek bir yeri oldugu için 


boyle öecüler, KeMo olcan Çi anergir. bunlen akındıllı Adil gi 


Selenga'dn OÖyr“t-Uygur-at ve Baynvut Bayci'lier, sekize, 86- 
kiz demişler. Oysa boşkolrrı Bunun yerine Moğoler “nayuon'ı tercih st 
mişlerdi. 'Çengiz'in venınde Kerulem tarsflerınderdıp iyon LCel&yir'lerin 
içindeki aşiretlerden birisinin “cı Kınıkavut, yeni Kınıklordır. Tülen— 
güt ise, evvelcede söylediğimiz gibi esirler, hizmetçiler, fidyesi Öde- 
neceklerdir. lülenek, azma olumktüır, porml”rı olonınrı bu aşiretlerin 


7 


yani dostluk vg enâ içler, hile 


4 
>. 
© 
Mo 
te 
LE 
y 


hepsi, Uyrmtü, Bayavut 


bağlannışslar. <krsba ve dünür olmuslardır. 
az ho 5 


36 


Uyratların dilleri Moğolca ile Türkçe arasında idi. Meselâ 

38" g “gekiz" demişler, nchir moancsında ise Moğolca "“müren'i kullenmış- 
lardır. Onun için Hulagu gimeden önce Horasan ve İran'ı idare eden Uy- 
ratlar hewen Türkçe konuşnuşl? nr. Reisleri de Turogay, Uluş, Kekebay, 
Kutluğ gibi adlar taşınışlar. Bunlar için Kur'an doğu Türkçesine ter- 

cüne olunmuş. İlhanlılar zamanınd reisleri İsenbuga idi. Ankara ve Di— 
yarbakır tereflarında oturnuşlarcı. Anadolu'da 198.000 hen kecsrdılor. Ke” 
atu hean'ı öldür..ek isteyip, muvaffak olareyınca Mısır'o kaçtılır. Feket 
halâ İslâni olmayan slamayage hakimdi. Ramazanda yerek yerler, hayvonın 
başına vurup öldürürlerdi. Bunldâriın çoğu Musul torofl-rında idi, Ornler- 
da şarkılerı maruftu. Gözünüzde ueşhur "Hoyractler" onlarârn kalındır. O- 
bacon Migir tor'rloarına sibullern. Ibn Furdü'anrdodizdine söre, cilu VELL, 
8.204 "bunlar" insanların en güzeli" idiler. Yaşadıkları yerlerin çoğreaf! 
isinleri enteresandır: Kökmüren, Önmüren, Karosu, Akrınüren gibi. Kireyit- 
lerin reislerine Ubagötürücü Buyruk Han düenmiştir. Obn, yeni köy, aşireti 
ve obayı nakleden, götüren “Buyruk", vali monmsındrdır. Buyruklar, yuka- 
rıdâan emir alırlardı. Bir diğeri “Elçi Tutkevul"“, ilk kelime nmalümn nânm- 
sındândır. Tutkavul tutmaktan, yeni hudutları, geçitleri, corbendleri tu- 
tan, muhafazadendir. “İuğluk Kuşçı'", bilindiği gibi Kuşçı, hükümdarın av 
kuşlarını idare elen mühim bir menuriyettir. Kireyitlerin bu cins isinle- 
ri çok enterasandır. Bütün bunlorın isimleri, giiciye kalor iie ile 
izah edilnok istenişordu. Zira bunların Moğolluğu peşinen kabul ediliyor- 
da, Yine Kireyitlerden olan Kubilay'ın onnesi "Kökküktenni Beki" nin igni 
de böyledir. Sörkuk, yumuşak; süncn, mânasındadır. Ten ise milun. Yeni 
vücudu yunuşak, anlamındadır. Burada isminin “Tenli, tenli, tenliğ, tenlik 
vs. şeklinde değil de "tenni" keydedilmesi de ecnternsanlır. Bu tip, yazıgş 
kıpçak şivesindâedir, ki Çengiz'in bu torununun annesinin odı, holis Kıpçak 
şivesi ile Türkçedir. Oğuzcada böyle sir igin Prof.ltogan'cuymanıştır. An 


Cak Kırgız ve“Kazaklarda bugün de "tonni" derler. Naymanlera golincö bun 


Jerın reislerinin ismi “İnanç Bilen Buku Han" dar, Uygur Türklerinden Buku 
Hn pek marufdur. Inanç ise Oğuzlu rer &“Wilinen.bir isiu ve Umyanddır. Bil 


- 
I 


ge ise lin unnasındadır. Dunlerın göçtükleri yerlerin isinl-ri olarak 
şunlar getiriliyor: Anorak, yeni bugün de bilinen Ayrık, Alotirin. Tirin, 
Kıpçak şivesinde derindir. Naymanların dili Kıpçak şivesidir. "Köksığı" 


göğsü boş, veremli anlamında. "Yedi Toğluk" yeri bayraklı. İlierkitlerin 


517 


reisinin adı Tokta Bek, bir âiğerinin adı Fudur Bilge Tekin'dir. Çengiz'in 
Merkitlerden aldığı gelini Oğulkaymış, yani oğul istenmiş, ancok Oğulkey- 
Mış, yerine, şimdi bu ismi üngıyan kız doğmuş. Bütün bu isimler, Türkçe 
ile ancek izah edilebilir ki, bu &e Çengiz ve devrinin terihini anlamaya 
büyük ölçüde tesirli olacaktır, 


3 


Çengiz'in kendi işmi de Türkçedir ve "Deniz" demektir. 
EsLerin -Ç” olduğunu, ümilemin in. Börçegin olluğunu cvvolcu âe söyle- 
miştik. Burodn Tapgiz” de “ensiz olmuştur, Çengsız'in bebealarının ve ogula 
larının ismi Cu ekseriya Moğolca değildir. Ancak Moğolca ekler almış, ya 
hut Moğolen telâffuz edilmişlerdir. Bu bakımdan Çengiz'i ve çevrgsini. 
öğrenen Prof.Vosilicf Çengiz önceleri Moğolca konuşmuyordu, sonrsüânn Mo-— 
Zolca konuştu Tikring varuıştı. Enteresan olanı sülâlesinde de Tengiz 
Oğuz şi- 


3 


aâlı hanlar olmuştur. Oğlu Cuci, hem kıpçak şivesince Cuci, her 
vesince Yuşi olrak zikredilir. Keza büyükbabası Boysunkur'deki Sunkur da 
Türkçedir ve bir kuştur. Moğolca “eğildir. Çengiz'in, bu ünvenı almann 
önceki asıl isxi Terüçin de demirci demektir. Bunun için olsa gerek İbn 
Esir ve Meli hep İenirci diye yazarinr. Bunlar bidöâyütte Türkçe ko- 
nuşuyorlardı. Hoğoleryı sonradan öğrenliler ki, bir ara ordusunde WMoğol- 
iershaylı ml Çinccki ilk savaşları sırasında Mengu Moğollarını 


* 


( örGusunm ke lis im 


Çengiz'in ve babesının yakın olduğu kabileler Boykal'ın be- 
tısında ve güneyindedir. Asıl Şiveyler, günümüz Moğollorının atolarıdır, 
doğuda Amur nehri üzerinmedirler. Çengizise OÖnon ve Kerulen'in yukarı kı 
sımlarındo oturmuştur. Bugünkü Ulanbatur, yani eski Karıkurum şehri ci- 
varları hep Türklerle meskün olmuştur. Bişlengıçta gerçok olan Çengiz'in 
en çok Türklerle m&öşgul oluuştur. 1194 de, Çinliler, Çürçütlerle temasın- 
dan sonr» Moğollara, Mengulera dayandı. Onun gençliğinde dil bakımından 
bir soallöntı vardı, Günlük konuşma dili Moğolcayea kaymışsa da teşkilâtı 


tamamen Türklerin, Türkçe teşkilatı idi. 


Çengiz'in yakın olduğu kabilelerden Urenkaylar hekkındea bir 
parça fazla mâlumct verelim: Urenkeylerın Börçegin ailesiyle, Kıyat ve 
Nüküzlerle birlikte yaşıyan kısmına umumivetle Ürenkıt demişler ve bunlar 
Moğol sayılmış. Kıyat yahut Keayat, "Kay''ın çoğulu olduğu gibi Uronkay da 
Beyaz Kay demektir, Bu câhetten Reşideddin'in Urenkıtları Kıyat ve Nüküz- 
lerin Ergenekon'da beraber bulunon bir şubesi olarak göstermesi yerinde-— 
dir, Bunlarâsn Çengiz nezdindeki en biiyük emirleri “dört köpek" den ikisi 


ÜCelme ve Sühidey'dirler, 


58 


Çin ve Batı seferinde Çengizle beraber bulunsn bunlorın mci- 
yetinin ve oğullarının isimlerinin çoğu Türkçedir. Gelwe bidüyette ken- 
disi "Kezikçi" yani nöbetçi enirler/endi. sonra "Üge" Moğolca telâffuzu 
ile “Uhe" denildi. “Üge" Saneniler, Karahanlılır ve Uygurlor devrinde en 
büyük emir manasındadır. Oğulirri İsu Buke Tayşi ve Esin Buka Torkı 8ol 
ve gağ kol emirlerinden ve Çengiz'in "korçu"'lardandır. Bu kolimu, Snmdecg 
silâhlı okçu anlamındn olnn Korçudan farklıdır. İsu Buk” e tâbi 
riyle "Tayşi" döesniye ediliyordu ki, okur-yozoar bahgı ve büyük üsünü mo- 


nasındân olmuştur. 


Üürenkıtlearın ikinci püyvük emiri südzidey Bah-dır'dır. E 
kaynaklarında Subektay diye yazılır ki "Su" asker, “bek" asker beyi, “ty, 
erkekmanasındadır. Onun oğulları da Timur Buke Bovurcu, onun oğlu Boyıt- 
niş, Kencek ve Kutluğ Hoca olmuş. Yine bunların arcsınca Böyıncar, Bay- 
der ve Küke İlke isimlerine rastl-nıyor. İran'a geldikten gonrc bunlor 
hemen Müslümnlığı kabul etti. Celne Üge'nin torunu Ahuedâ, onun oğullar 


Hasan, Akıncı, bir âe Ürün Timur ve Hocs Noyan'ın isinleri görülüycer. 


Ürenkey'lerın Sayan dağlerıandâr kealrn kısmınc Örmen Ürenkey— 


Jarıi demişler ki, ciger işinleri Lubr-Luve'Gir. Dunirrinm bir kısuı çin 9 


gitmiş, Tobo devletini kurmuşlar. Bunlar 260-550 hatt& 647 t lerine 
keder nüştekil sülâleler şeklinde Kuzey Çin'i idare etmişler. Bunior bu 


çün uye muh uar LumnurıyeLını kuron Uruankerl rın cl lorudın, Bugünkü Üren- 
kalar Rağdlof'un Türk Halik bdebiyetı Nümuncleri'nin 9. cildini teşkil eden 
n 


TI 
edebiyatı yoşcunn İürkler olduğu gibi Çengiz zıunında da öyle olduklorı 


5 
vazıhan cikar heşidedcin onların söz'nüen nesil yeğiğtirmek nnnmslp- 
de “"oruğlnmuışı" kelimesini nakletmiştir, Bunlar ân Volga Bulernrlorı ve 


Başkurtlar gibi ilkbaharda ı kayınağaçı usaresindon içki yennriermış, 


U 1: 


Bu Orman Urankaylerı için “bunlar Hoğol değildir" denmiştir, 
Yani bunler &rgenekon'da bulunuanışlar. Kuri yani Yekut, Burgut yeni Moğol 
Buren ve Türk Tü'meklerle sınırânş yaşamışlar. Bu Örmen Urenkeoylearı Çen-—. 
giz'in ecâmâının azed kulları sryılmış ki, bunn' "“Ütelü Boğul" denilmişti. 
Yani öğenmiş, parası verilmiş, nasıl ki, marası verilneyaon kullan içir 
Tülengü demişler. Çengiz wi Orman Ureonkavlerınin en büyük emiri 


Oğacı olmuş. Çengiz'in sol kol emirlerindenmiş. Çengiz öldükten sonra 


Uğruk Yusun denilen mezarlığını bu Ötnrcı ve oğulları muhsfaza etmişler. 


Toluy, iiengü ve Kubilay Keonler âr orayadafnedilmiş, Otacı'nın evlmdın- 


22 


Ürenkıtey isminde birisi Hengü Kaan! ın en büyük ordu kumundanı Ol- 
muş ve Kubilay terofındcon Çin'in Karaçoan vilâyetini fethe göncterilmiş. 
Yani Sübektey ne ise, Ürenkıtay dâs onun gibi olmuş. Sübidcey'in bir yeğe- 
ni Aju'de Menküyas denen Güney Çin mıntıkclarını fethetmiş. Bir de Cavur- 
ga İlagen diye Mi Çengiz'in kardeşi Cuci Kascr'ın büyük emirlerinden 
idi! Ilagan" ağlamış demektir. bugünkü Ürennaylerın dilinde de "“oğla- 
mek“ aynı kelime ile ifnde edilir. 

Çengiz'in kendi zamanında, Börçegin ailesincen olan akra- 


1 


baları Cuci, Baltı, Secebeki, Surhnatlu Yürük; Bu simi ii dir ai, 


kendi aralerınlea elıp, hepsinin herbirinin oyrı hissesi olmuştur. Kaydu 


li 


nun çocukları öp-emen eski Türk an'anelerine gör. yaşıyan oir aile idi, 
Bunun bir misâli şöyledir: Timnuçadân küçükken babesız koldıktan sonre Kon- 
grant âşiretinden olan annesi Ülün Eke çok okallı bir krdın'ı. Fakot Ye- 
sükey'e $Âbi olan kabileler bu kadına tÂbi olumk istemediler; kendi işle- 
rini kenlileri görmek iste'iler. Bunlrın en büvüklceri Sclenga'da voşıyan 
Tayciyutlardı. Bunlar Çengiz'i bıraktıktan sonra bazıları bunlinrin gibti. 


Kimisi de Ulüm Eke'nin yanıp gelsi. Lökin bik milenin Zye” olduğunu görünü 


ce Tayciyut ve Herkütleroni'rı yeğna ettiler. Hatta kadınları, bu nra- 
Ülün EBke'yi bilo esir edin gittiler. Bu sırada da Çengiz 25 yaşların- 
da idi. 1175 de, 350 yaşlarında iken Çengiz, düytük bir zater kazondı ve 
bu zaferden sonroe şenlikler "toy yantırdı. Bu hadise hen gizli tarihte 
hem dâe heşideddin'e zikredilmiş ve Çengiz'in müdsfaası ve karşı hücumu 
şairane bir şekille tasvir ecilniştir. Bun en Çengiz'in ve maiyetinin 


ÇOK munucanm bir ordu balın“ bulunduklarını anliyoruzZu 


Çengiz bu savaşta “Küren'" usulünü $etbik etmişti, ki bu 
egki bir Türk şeklidir. Bu şekilde bir aile, merkezde toplanıyor, etro- 
fına arabalardan bir barikat kurerak düsmenı defediyordu. &ilenin bütün 
nalı, hayvanları, eşyası dehep küren'in içinde olur; böylece Cüşmanı kar- 
şılerdı. 1185 de, Tayciyutlerın Çengiz ailesini ortedan kaldırmak iğin 
giriştikleri bu hareket sırmsım ce Çengiz,kendi nkrobo ve kabileleri 19 
kürene taksim elti. Çengiz gerçi sonrağdon ordularını 16,50, 100, 10.000, 
kişilik birlikler halinde AA Fakat daha bu safhada kür 

teşkilâtını tatbik etti. Bunl-rdon ilki ennesi Ülün Eke'nin kürönilir. 
Ülün Eke kendi yakınları, çoluk çocukları, koyun ve hayvenları ile küre- 
nin içinde bulunduz 2'cisi kendi Temüçin kürenidir, Börte küreni de de— 


HİYOKu 


dÖ 


3Z.sü Kavoan ve Kavorlas ki, Çengiz ailesine en yakın iki kebile- 
hir küremış | 
4.sü Kıyat-Budak küreni ki, Kıysatların Bulak kolunun küreni idi. 
6-5.si Kürenler Yürkü, yani Yürük Kıynt küreni, Börçegin Kıyatlarının 
bu kısmının başı. Seçe B&ki idi. Seçe önce han, hükümdar olan Yak'ın to— 
runuydu,. Kabul Han'ın diğer varisleri, birisi Çuci ki, diğeri Ge bu to- 
runun Oğlu Seçebiki jdi. S&çe Biki'ye Yürkükıyatları, birde Celâyirliler 
tâbi oldu. 
7e3) Kuron, kKıyotların ULçı etli birisinin kolu; kıyeu'Uuçı kuron. 
8.si Küren, Cenkşi Kıyct ve Bayavutların küreni. Cengşi, kâtip, 
divanı idare edendir. Bayavutlar da Baystlardır. 
9.su Küren Duğlet, Nüküz ve Sekoyitlerin kürenilir, Duğlat, Buğ— 
Jo'dan geliyor ki Nüküz, Örgür yani mağaradır;' Sakayit de Şakslardır. 
JO.su Kutula'nın oğlu Cuci'nin küreni. 
1l,si Kutule'nın diğer oğlu Altan'ın küreni, 
1i2.si Kingeyik ve Sükon ki, Kâşger taraflarınd: yaşıyan aşirettir 
ve Çengiz'e tâbi idilcdri | 
15isi Nüküzlerin başk& bir Kolunu ivsre eden Börçegin prenslerinin 


küreni. 


Çengiz bu şekile kendilerini 15 kürcne taksim etti ve Güş- 
manı böylece bekledi. Saldıren binlerce Teayciyvut ve Merkiti munğlup edin, 
kürendekiler&ğ zarar gelmedi. Bu savaş Alovut ve Turavut eclı verlerde ol- 
du, Hayli sert ve kanlı olan bu mücadelede Teayciyütlardan 6.000 kadar 
adan ölmüş. Bu çatışmayı Çongiz'in kazanması üzerine birçokları Çengiz'o 
itant ettiler. Merkitler Khadudin Çengiz'e itâat ettiler. Onlar itaat et-— 
tikten sonra Çengiz, layciyuilardan esir alcılarına acımadan öldürdü. Bu-— 
nu gören Taycuyitlar bu adamın şakası yok dive, hemen itaat ettiler. Çen- 
giz'in yanındaki kuvvetler çok muntazam bir disipline tâbi idi. Kadınlara 
hiçbir tecavüz olmamış, onler kenci düşman kürenlerinde kalmışlardı. Deha 
sonra Curyat alında cesaret ve kahramanlığı ile tesnyüz eden kebile itaa 
etti. Bu sırada Çisuutlerden Cebe Moyan adâınân genç bir kahraman da itaat 
etti. Bilindiği gibi Cebe Novnan, Çengiz'in ört köpeğinden birisidir. Bu- 
rada "köpek" ts-biri ile "onun adın« soldayan" anlomı kasdâedilnektedir. Çen- 
giz bu köpeklerin(ten birisine mesclâ 100.00 kişilik bir ordu verivor ve 


"üç senere husları dize getireceksin" diye emir ediyordu. Her birisi ger- 


41 


çekten mukvecir olan bu koumanenler; ol'ikloerı emri Şahe kıs” Zeyeaniğ 
yerine getirip dönüyorlardı. Cebe Noynn'ın itaatı, dahe bir çok inat eden— 
leri de yunuşetmıştık Bunlardan birisi, 120 sene yaşıyan Barınların re siği * 
Alok ici. Çengiz öldükten sonr onun doğduğu sırnd: yepılsn merâsiri nok- 
ietmişyirş Dun ni e e ki, ÇŞengiz alâlade bir kabilenin ferdi o- 
Irak doğu“nış, doğumu kavileler arasınde büyük bir hadise olarak kutlus 
lanmıştır. Alnk ün bu mercsimlerde bulunmuş iri. Bu ş&kilde Teyciyutla- 


1 


rın ancak dağınık şekilde türlü şubeleri kaldı, 


Çengiz Tayciyutlara kerşı kazondığı bu zaferini Cnon nehri 
üzerinde şenlikler yanıp tes'idc etti. Bu “şenlikler; yeni Toy ha4isesiz 


geçnedi. Büunlarcan barışı içki vweclisimu Oldu. Bülindiği gibi kımızın jik 
olarak kime sunulacağı, &inin kilv.en sonra kodehi tutacoığı koidelere bağ- 
Iz idi. Diğer hidise alti biraderi ve yasavul yani Polis müdürü olen 
bilgutey ile Börü arasınön oldu. Belgutay bütün toyu idere etmişti. Bu 

iki hadesi toyu önce çok koriştırdı. Anck sonra Çengiz için büyük bir 
2zcfer ollu. Hecis.- şöyle'irs: Kutulr Han neslinden Seçe.ine Yürük Kıynt- 
lârıyla bulunuyordu. Ülüm-üke'nin bawırcusu, yani yenmek işleriyle görev— 
li adamı (ki, sonradan bu nerodeyse bütün Asya kıtasının iktisadi heyatı- 


nı idare edecektir) yeT-Çça adınla ici. Bu ziyefette "başlamış"'ın yani ko- 


— 


üğhk ilk kime sunacağını, içki-kımız içmeye beaşloms işini kinin yapıca- 
gınce bu Bawurcu yanlışlık yeantı. Aslınün en yoşlı, en muteber kadın ola 
Seçebike'nin 1. kadınına takdim edecekken, onun yerine bir küçüğü olen 
Eney'e inköin citi. Erey Koğın koHehi al 


idi, Araân kavga oldu ve kedın, Ulün Eke'nin aünmı Şa-cu'yu tokatirdı. 


ıl, ancok bu bir hakka tecövüz 


bu mühim zat da, mukabele etrcadiş sancok oturup oğlndı."Beni milletin hu- 
zurunüdc berbed ettin. Yesükey olsoylı, bune imköm vermezdi" Bündeon anla- 
yel 
ılıyorkü, Ycsükey, böyle neclislerde câri olan an'anelerde bozı kücük 
ş v7 iş 


T 


değişiklikler yapmış ve bu, onun nüfuzu saycsinde olup gi'iyormüuş, O,"ka- 


dehin ilk bmey'e verilmesini Yesükey tasvip ederdi: diyor. Fokct bu hadi- 
sede Çengiz ve annesi gerçekten tar-fsız devremfılar; bir terafı tutmadı- 
lar. Çengiz'i büyüten hnad&selerden birisi bu'ur. Bunlor memleket işleridir, 


halk görsün ve bir rehbere ihtiyncı olluğunu anlaşın diye düşündü. 


42 


Bu toy dn yaşavul işlerine Belgütey bakıyordu. Belgü (Bil— 
ge) tay'a bu vazifeyi vermek bilo bir morfiginle "“yasamış" ile olmuştu. 
İayciyutların Börü ndında bir subeyının bir odamı Ateğeri çalmış. Yasr- 
vul Bilgütay, bunu getirin dövüyor, Fekat Börü gelerek “ben oha ceza ver-. 
men” Ciyerek hırızlık yapının tearsfını tutuyor. Bilgütüy'in dövüşüyorlar, 
Bu dövüş, çelılaârir; oluyor, wire kılıçlIk dövüşün de kaireleri vardı. Bu 


kavgada ân kılıç kullanılırdı, encok Börü, Belgütey'ın koluman birz 


lb Yerle 
yaralndı. Bursda Börü niza'a aykırı hare et etmisti. Ancak Belgütüy Çen- 
siz'e gelip "gerçi hen yerolendım ama, bu iş artık kopsnsın, millet bir- 
5 İn iz Lale Z e Li 5 5 v.. vel Tee . ini LE PLAN Ş b 13 'u p ML 


birine girmesin" diyor. Hadiseler Gs Çengiz ve annesinin ter-fsızlığı ile 
heltediliyor, Toy-um vekilleri Kurucuk Hatun ile Kuvençın Hatun onlsrı 
varıştırıynDı"r. Burnan ksdıniırın rollerinin büyük olduğu dikkati çeki. 
yor. ÇŞengiz'in şaccreşinde bir “Alangua" yeni Anazon gibi bir kadının 


bulunduğu da unutulnesın. 


Bu haliselerdâe Çengiz tsmnmen olayların dışınde kaldı, on- 


Lore müdvehele etmeni. BureĞa milletine ders veriyor ve onların bir baş, 


a | 


)İr reis aromalnrınn ses elmivordu. İşte herkes reis aradığı sırada Çen- 
giz'e tevecüh etlilerş"Bizi sen idare et" dediler, Çengiz'i Çengiz yapan 
hadiselerden birisi ve beşlicnsı işte bu "toy" dur, Bu toy'da Çengiz ve 
annesi idarecdliklerinin, siy8âsi kebilivctlerini mikemmelen göşstermnişler- 
Cir, Enteresan olan, cihet burnda geçen istılahları ve tabirlerin hep 
Türkçe olımsıdır. İ | i 

13.1.1970 


Çengiz'in Merkitlerle ve .Camuka ile Mücâlelesi 


Çengiz'in haystı sir romen, bir destren mahiyetindedir. Hayn— 
tının bütün tefsil#tını burodn zikredemneyiz, Burais ancek onfan bazı kım 
sımlar, enteresen yerleri veriyoruz, Şengiz devrinin özelliklerinden biri- 
si, devletler veya önemli şehsiyetler arasındaki haberleşseler de nadiren 
ndektun kullanılnrşsılır. Mektup yazmışlar, lâkin bu pek nz olmuş, Asıl 
haberleri ağızdan ve elçilere ezberleterek göndernişleröir, Ezberliemede de 
şiir, yani nazım dahe kolay olduğun'an bu haberler şiirle ifade edilniştir 
Çensiz'in terihinle mektuplar şiir ve ezkerdcir, Bunl-rın bazıları zomr— 
nımıza kadar gelniştir. Anlaşılıyor ki, hem Türkçe hen MHoğolcaları de kal- 


iişsir; 


45 


Çengiz'in osıl drawctik tarntı onun dörü büyük düşmanı ile 
micağdelesini tevsif eğen hikâyeyerde anlatılmıştır. Bu dâüşmrenisrinden 
birincisi, önceleri çok yakın arkadeşı ikon, sonradan üüşüumn olon arkadaşı 

anuka. Diğeri babasının çok yokın erkosdnşı, kenlisinin de önceleri hi- 
:layeye yardımını gördüğü Kireyit Tuğrul, yani Ong Han. Üçüncüsü Nainan Rei— 
si olsn Buyruk Han ve tahs henüz o zewanlar genç olon Küçlük. Niheycti so- 


nuncusu Merkit aşiretinin reisi olsn Tokta Bek. İşte Çengiz bu dört kişi 


ile buem ele çimek zorun e. kalış Lr 


Merkitlerin Beyi aslen Kıpçektı ve Kuke Nor taraflarından 
Baykal tareflarına gelmişlerdi. Aralarında bazı Oğuz kabileleri de Bulun- 
muştur. Bunlerlia Çengiz'in ailesi arsında çok yakın.ailevi münasebetler 
olmuşuur., Hem dost, hemn düşman idiler. Aslında göçdükleri yerler, yurt-— 
İarı da çok yakın olmuştur. Çengiz'in annesi Ülün Eke aslında bir Morkiz 
Beyine, Tokte Bek'e verilmişti. Gelini göçürmek için gönderilen kâfileyi 
Yesükey basmış, gelini kendisi almıştır. Bu hadise WMerkitlerle Çengiz'in 
maiyetini teşkil eden Kıyat ve Gel&âyirliler arsındaki (üşmenhiğin büyü— 
mesine sebgp oldu. Bu cihetten Merkitler Çengiz'in ilerleyip gelişnesiği 
çelmelerek istiyorlrdı. Hatta bir defasında esir vile, almışlardı. Çengiz— 
le Merkitlerin nrasncaki düşmanlık, nileler arnsındâoki adavetten doğmuş 
gibiydi. Aslında onlar Çengiz ailesine çok yakın idiler. Yukarıda da de- 
dizimiz gibi göçtükleri verler birbirlerine pek yakın ici. Onlar de Çen- 
giz ailesi gibi “y" yerine Wc" ve "4" kuldanmışlardı. Herhalde birbirle-— 
rine pek yakın idiler. Ailevi düşmonlığı sonrsden Merkitler devam ettir- 


vi 


diler. Çengiz'in başarı kazonmonası, Ortaasya'da hakim olmaması için bü- 
bun süçlure;le korçı boyuuinr. Hals noir ara Longız'in hanımı. Bör4e6 yi 

esir al/1l'r. Ancak on kötü munmelec etmeliler. Sonradan de Çengiz geri 
almıştır. Böyle harfp ve esirler mevzuunda aralarında kaideler vardı ve 


bun riayet etmişlerdi. 


Merkiğ$ Beyi, Çengiz'in kuvvetlenmesi karşısında bu şıhada 
barınnmaadı. Bir kısın halk, Beyknli taraflarında kalıp Çengiz'in hakinmiyeti— 
ni kabul edip, onn itdat etti. Beyleri isc âtcat etmeyip Altay'larn göç- 
tüler, oradaki Naymanlerın arasınn geçtiler. Fakat çok belâlı ve enerjik 
olan Neymenlerın arasında da barıngmenılırı vaha bavıyoa, Kıpçak ülkesine 


bugünkü Keazekistanın orta kısıml“rine, Balke ölü kuzeyine ejtütiler. 
& 9 Ş y 


44 


Bu taraflarda ise Horezmşohlar verdı. Çengiz'in askerleri Naymanları ta- 
kip edip mücndele ettiler. 1216 da Çengiz'in haken olussından on yıl ka- 


der sonro, Doğu Urnlarda Merkitleri yaknlandı ve Çengiz böylece WMerkizt 


Kelfsıncnn Kkurbuldar. 


Merkitler bu sohnda önemli bir yer işgil etmişlerdir. Mer- 
kitler orun ve ânğ halkıdırş kayok ve kızok kullanırlardı. Dağ halkı ol- 
duklarındın, Çensiz'in değlık yerlerd& hakim olmasınn engil oldular. Çen— 
giz de onlorı ye ken'isine mil etmek, yahut tamnmen yok etmek fikriyle 
hareket, etti ve öyle yaptı. Bu Merkitler Çengiz zon'nınd Sarki Türkistan 
Üygur ülkesinde, dağlar arasınd ywnsıyorlear ve kenmilerin& Merkit deni- 
yordu. Bunlsrds Beketin diye vir aşiret de olmuştur, kü Bektegin olsa 
gerek. Bunlsrd*n bir kışmı halen deBeşkurtlar arasında vardır. Bunlar 
dağluk yerlerde, vilhsssa dağların bslıkçalığa nüsâid göllerinin kıyıla- 
rından oturuyorlardı. Bu pek eskilerden beri böyle devan edip gelir.iş, 
Hayatları Baykal teroflerında iken âe orman, değ içlerinde olmuş, Ural-— 
larda Başgkırtlor arcosında da böyle yaşımışlardır. Bunlar böyle kabul elil- 
miş ki, her terocfta dağler, bu dağler nmarasındcaki göller ve göllerin balık- 
Isriş bunların soyılaıştır. Bü tebii kı; yazılı veşgik larla onlisra veril 

ş değil'i. Faknt asırlordır böyle gelmiş bu herkes ünrsfıncan kabal elile 

niştir. Meselâ İbn Fadlan'da, Oğuzl'rın icinde "“Yasa"nın bazı izlerine 
rastlıyoruz. Bu izler, Skitlerde de görülmektedir. Arala uzun zannın geç- 
Pegine (M.Ö, VI. asırdnn, M,5,10. asra kadar) rağmen yasanın böyle kaldığı 
süphesizdir. Bu â yazılı olarrk değil, ancak halik arsında bir kanaati, 
bir fikir olorsak şuurlara işlemiştir. Halkın hafızssın"a yer etmiştir. 
Merkitlerin de Türk ülkelerinde oraonlık, dağlık yerlerin seshisi sayıl- 
nası halkın şuuruna yerleşriş, herkes vwunu kabul etmiştir. Neherler, or- 
nmanlar, göllerdeki balıklr onların soyılrış, kirse buna karşı gelreniştir. 
Su halüe, Çengiz'in Merkitlerle ihtilafı ailevi olruştur. Önceleri bir 
likt& yaşamışlardı. Merkitlerin tarihine ait Prof. Togan'a bir eser, 40 


yıl önce yezvıştı. 


Çengiz'in ikinci büyük düşmenı cenuka idi ki, lakaol da Se - 
çen yani fasih, demektir, Gerçekten de Camuke çok fasih ve adı ustası idi. 
Söz söylemekte, çok mahir olup, eski destanları ve gelenkelrci pek iyi bili 


yordu, Ancak sözü önenli sayıp, gerçeğe pek hakkını vecrmraşler. Bu gibilerin 


45 


A 


siyasi davalarda rehberliklerine, licerliklerine pek kulak nsılmanıştır. 
Heselâ 19. yy. da Rusya ile Çin arasın/aki Kazokleriın hüküldarı bir Popı 
Seçen olmuş. Bu Ğe söz ustası, üstelik çok âdildi. Güzel konuşur, başkn 
işe bakmazmış. Onun için Razekler arasında “"Popı Seçen bir toklunun meh- 
kemnesini altı sene sürüürdü" diye darbı mesel veırnış. seçenler hakkında 
holkın kanaatı umunivetle böyledir. Comukn âa gerçi enerjikti, ancak söz 
ustası olduğundan cdebiynta düşkündü, ediblere, söze chenviy gt veriyor- 


du, 


Lamuka Ga Alangua; Buzancar neslinden'i. Çengiz'in ecdadının 

Kıyntlara hekim olmnsı givi, o de Cacrat'ların üzerinde hüküm sürmüştür. 

O zamınler şöyle ekifeler ol uş. Bir hiikümar ailesi bir yerde hükümdarlık 
etse, kendisi o kavmin sayılmıştır. Oamuks da Cacratlarden Coğmuş kabul 
eüâiliyordu. Halvuki cncratlar pek eski bir aşiret olun, Cami üt-leverih'de 
70.000 hanelik bir cania ililer. Bu k-/ar kalnbalık kütle, kenisini ancak 
5-6 nesil önceki bir hükündarın evlödı gösteriyordu ki, bu yukarıda zik— 
"edilen akideden doğmuştur. Kobileler kendilerini hükümdarlarının ait ol— 
duğu aileren neş'et ettiğine inanırlardı. Cnamukr da Börçegin sülülesinien, 
ancak bu sülâlenin Cacoratlara hakin kolun'andı. Camuke'nın bir cif/er ö- 
Zelliği de vardır. Camuks halka yakın olup, onisrın içinde büyünüş bir 
prensti. Snfece Cacratl-orı değil, birçdk kabileleri de etrafına toplamış-— 
tır. Çengiz ise Aristokrat idi, kendi milesi gibi, pek yüksek ailelerle 
temas etmiş, onlnrın muhitinde kabul etmiştir. Bu temayül bicayette ken- 
disini göslernedi. Cnpmuka ve Çengiz, birlikte hareket ew iyor, birlikte 
göçüyutlinr, birlikte boy ya ıyorlar, bek yakın arkalaşlız sliyorlarçı, 
Bir buçuk sene, birhirlerine pek vokın olmuşlar, hatta aynı yorgan altın 
la yatnmışlardır. Böylesine yakın “ost idiler, Bir ho#ise, vu Mogtluklarının 
oan n bnşlengıco olcu. Bu şu şekilde olmuştur: Bir yez mevsiminde 
göç ettikleri sırnla ikisi atla yenyana gi'iyorlardı. Göç e'enlerin “ir 
kısmı, yukarılarda tepelerin üzerinden, bir kısnı ise aşağılırde vadinin 
içincten geliyorlardı. Tenpelerden gilenler atçıl'r, yılkıcıler, vadilerlen 
gelenler ise sürüler, koyun sürüleri ici. Yeni yukarıdan gilenler at sü- 
rülerinin sshivi, zenginler, aşraf; aşnğıdsn koyun sürüleriyle gelenler ise 
çobanimrdâz ve onler daha fakir i iler. Cemukn bunu anlattığı zornan, Çen- 


giz dinleyip geçmişti. Fakat akşam ayrıca toplanılCığı zmn, sonrain 


Tr 20 ' çi 
* pa m m dp is 


Çin'in telhevlecek olan Nukplu, bunca Sir Dep Vr yıyora MMA POE 


M va 17 l j ie, rpm ia şa e ii pi ir lari bü Sarpa © Ç iy 
aynı > EV 1 S öylüy O alg ipi o Ve O CE l fi Bi a h 2 ğa — v zi yi le H Le NN 4 ve El UK z e m Ep AN KL er a 


ei 


rat ve zengin, ben ise fıkranın 


Ğ 
Jleyi anlamıştı ki, gerçekten de Ünmuüke etrofını baldırıçıplak üniteyi 


1 


pi ELİN ye” - Dd ee idi z İn 
m NT kp eğ e İm | Vr EC A i ie 1. 
, yo Sai mele Söünd; 


: : 
e ME Se) pe 


-topuyordu. Çengizş bunun üzerine-'yarındcan tezi yok, 
diyor ve bunu tatbik e-iyor. bu haülişe ve Uyuya; mel wi ODaleri Bone. 

e A : P , >. m. Br bii k sl ay LR ag me a ee 
Avrupalı ve vbovyet alimlerinin büyük minaler çıksrmasınaı vesile olmuştur. 
Böylece Çengiz kapitalistlerin, Camukm ise proleterlerlerin tüemsileiş: 


ici. Durum Su kacar Kesin olmanakin 


Çİ 


Kinüı, Söz usunsı olcuğu için onlerla haşır neşir olruşuu. Çeöngiz ise 


İri “ 


Diğ ağ liç, saa Mi 1 v pa “ÇN > * ' . — UN ii Plani N yan —, şi -— 
us tün kab RE) ek t Viz sek râye Cl ki inssclerle v LEZ elm) el, ŞA İğ kek ICA ULU 
Gok iŞI) 


; 


! 


- | , —. een po ra ) a) t > > eri ya v a PN Pankek e 1 Ti e | SN 
Çengiz in ve mniyetinin, Moğolisten'en, eski Yyökürklerin 


ya M2 L ve ia se el Di A YA PE ie EE geek Ge ea va - Kin e am ei 
yea dığı sahnde ll SE eğ a e a kl lk e ei ei bl beş pi yer la 


pi 


setiyoruz. bu. 1201 de Oluyor. Bu sırecm Cecuhkr 1| m e ee  'loyi Wirlggw 


, , 1 - : - A — Li. a | İ aa, EN 7 ir; RE A, > çu NN e ee in 
t a 9 k eno uk S5 Er 1 G u Zi h El n Çİ Ag e ul K aj NT Lr gele J. Li gi ie lb ME e Sy ; 3 e Mai o I.! YE bire 


? >” 1 ei yap 17 zn ai ig 5 3 e v ir Ke ein Te İva — eş ea 
dü GurnenşmOrani sırı unvanlar oluy bu Osmanlı çÇevletini kursn kayaları 


Uzakdoğu'dan geldiklerine hiç şüp“e bırakmıven delillerden birisi "Orhan 


1 e a ç RE UM : ağ il e ei Mik iğ 3 z “e ii zay ENER ek a, e Re 
Heysın aşmilir;, “Orman” iemi odoak id bo uri e Monoyi Ugpa eğ 


N p z De > : pr — e — m şal yağ ei Ep ia ür e ği 
kezm kuke Nor taratisrında yedeyan köyinler orasınceoörulüycram. Gurben- 
larda birası KireoyitklercoA71 3 bamplsp a salik Hela Meşe ayi ÜARb aki A 

weli LI LUA ML LOY bl li te AN wipe di Ye eg hi e yl. A çi li 


dn ri o 
Üslsmm ex Jade 
1 


3 


n 


a e : a TAİ ei 7 > ep 
arAS ın ie e 51 Tİ Or t el. in Üntor ALS EM e) İz ği? bk on yi ei g aa Pi : vi iy e pe 5 y ederi 4 EN i e ima J Ke Xi pi ir 


Karehıtay(Kidenla lr? e e, er e e e ev e eme e ve m 
Ka lb .Y ( ni gi ai K S5 Sig ek il elele e Rİ a 0 a e am di. N. Zi edi saka e KM 
gi 


dince lürkiştamla çekil.ek <ecyurivelLimn(e kolfıkları geyen huk werlep; 
v 5 . e ad. m pe YL May Pari vir 

1 4 7 v Kn elek — a ps Ta lale e Tm e” e ik in n 
Gurhan ievini al'ışltış Gurman herhodlre kalelerin €xwoni bulunan Han, 


Mi < Li N » . 7 2 ” 1 “j7 ai . j : im. 
a) ÜN Lan İT . “e ; - - — eri moya ya iş ve o ağ p e < al 
kangüş vasgin ve LEesin aliya uavonlsirenm cam. yilsok rel exi vsli pe 
Cp <> Cc gi bun ramen ; 
pa * 7 > » a1? lk Yk : z * Le! >." i -N 'E : > . - .. - 
aokte Tİ ie - “al 3 Pa GE Gİ e e çin e İİ Sea e kr Kİ Gn RS ler e 7 ENİ MEP e e RM ana 
ni 8 Ş a Ş RİCE Vee Ula e Lak Mı kelli laa lll A ÖN e a 
w - 
. * r pi Gi . 
. 1 VI Çe ama le ye e Yi O ON m e e e ai 
tır. Çengiz, "Han", Camuka işe "Gurhan” &skebanı alg. 
Gurh e ei ği v” 5 ny IT ey İN Fay. İt EE ae OE a İrez ea aa il Ea im Mp Me 
k all I ii EE er me A Ki e öze ai İ Bai ekl 
. uğ dili i 


ea 


e -. , e — Mi MN a e Mir ere NE , ' i TE 
m mi ! , : rp > in iyi Rİ e GRİ ER EŞE A az eş rn N ç 7 
BOnlpbiın. buka caır bır hikaye Momz elma wep, Usuz'un o baai K& 


7 - İŞ e e sa ii ai a a ÜN a rg a 
Talon, amcaları Olarak cc Orhon; Uurhon We «Ey oeğmye me. Göenon wep in, 


47 


Oğuz babesını öldürüp hükümdarlığı eline aldıktnn sonrra ançalarıyla süvaş— 
mak mecburiyetinde kaldı. Zira önler Oğuz'u Han olarak kaul e tmenişler, 
Bu savaglar hayli uzun sürdü, neticede Oğuz galip geldi ve bunları Goğu- 
ya doğru kovaladı. Peşlerini hiç bırakmadı ve nihayet Orhon-Amur nehri 
sahasına geldiğinde artık onları bırrkmış ve “Siz burada kalın, artık sizin- 
le işim yok" demiştir. Oralar çorak, arazisinin otlerkinrı az, ahalisi az 
ve fakirdi. Anlaşılıyor ki meralar Batı Türkistan kaflar zengin değilfli. 
Oğuz onları Xurada siz "Mung (Mun) ol" diyerek yani hep gehyı, endişeli, 


mağmun olun burada aç perişan kalın diyerek bırakmıştır. 


Bu rivayet herhalde Çengiz, Ong Hon ve Camuka'nın hep bil-— 
diği seşlerdi. Zira onlarda hakim olân devlet fikri, Oğuz Cestanına uy- 
gun vir şekilde gelişmiş. Bu destana bakılırsa onlara bu"Moğol"lâfzını 
Oğuz vermiş. Herhalde Gurhan, Orhan'lan daha yüksek şeyılmış ki, Kara— 
hıtaylar da bu lâkabı aldılsr. Mes'uri Uygurların hükümderının lâkabı da 
Orhan idi, diyor. Belki doğrudur. Herhalde Or, Uğur, Yuğur, Uğur, Uygur, 
İyur, Gur isimlerdir. Orhan da bu itiberla Uygur hükümdarı demek olabilir. 
Lâkin Oğuz Han kenlisine "Ben Uygur Hanıyım”" diyordu ve lâkabı da "Uygur 
Hakan" idi. Bu destanın Farsça ve Uygurcasında yardır. Bu bakımdan Uy- 


gur'dan sonra ikinci derecede Ürhan olmuş olabilir, 


Bu şekilde 1201'de ir yandan Çengiz kenlisini "Han" ilân 
ederken, bir yanâüânn da Camuka "“Gurhan"lığını ilân etti. Henüz "Hakan'"lığı 
boştur. 0 da 1206 da Çengiz tarafından doldurulacaktı. Gerçek olan Çen- 
giz ve mniyeti, Ong Han vs. eski an'aneleri çok iyi »ildikleri ve ona bağ- 
lı olruklarıdır. Ong Han'ın Hristiyen olan cçddi. 1145'ler Papa'ya hile 
vasıta yazdığı mektu'undâsa ceddinin üç kişi olup, üç hükümdarın Önasye.'ya 
sefer yapıp Hemedan'ı al'ıklırını, Dicle'yi geçmediklerini anlatmıyor. 
Herhal'e M.E.VIII. asırda, 620-525 lerde Tünga Alp'ın batıya karşı büyük 
seferinin hatıralarından mülhem olsa gerek. Oğuz zamnsnında onlnr bir daha 
babıya gelmiş olabilirler, ki bu doha az bir ihtimaldir. Herhalde Tuğrul-— 
un basası kendilerinin batıdan gelip, şarkta Orhan, Gurhan ve Gözhan'ın 
ahfadı olarak tanımış. Bu hadise ne vakit olmuş, kenlileri bunu mektubharın- 
da milâd sularınca cereyan etmiş bir olay olarak gösteriyorlar. Yani bun- 
lar kendilerini, Oğuz gibi Batıda Kazakistan'ın merkezi kısımlarında 
yaşamış olan bir büyük hükümdarın evla'ı sayıyorki, Oğuz batıla kalmış, 


iiverlöri doğuyu EŞ Nİ Moğol olr Jlar'ır, 
Eş > 


48 


Çengiz'in Han olması dn, akrabalarının rızası ile olcu. fi 
Çengiz'in cedlinin Aoğru'en Joğruy' torunu olun Altan ile birlikte daha 
he kişi vah, “dan” oley” e Bunlar, tonl-nan kurultüaydâz, ken- 
di "Han"lık haklarından feragat ederek, "Han" olsası için Çengiz'in ISyık 
olduğunu belirterek ısrar ettil-r. Çengiz'in "sizler varken vana Han Ol- 
nek düşmez" demesin reğmen, hoelk Çenmiız'i itiitekla "Han" ilân ettilerj 
Bunu Tuğrul, yani Kireyit Ong Hen âpmüseit karşıladı ve dedi ki, "Evet, 
Moğollrın kendi veşlerına bir Hanları olunsı gerek. Bu haklarıdır" Orta— 
da Dir “hekoan" olmadızı için Ong Han, hs konlık pozleyonumc &  UlLUnUyOruu. 
Ken”'işini Kirevitlerin, Çengiz'i “e Moğfollrrın hanı kabul etmişti. Fakat 
Camuka'nın bir moehslli honlıkle iktifa et: eyip "daha büyük nânalı "Gur- 
han“ Ifkabını almasını hoş karşılanmnıdı ve one karşı voziyet aldı. Hatta 


aralarınfa snvegler dehi oldu. Bu seveşta Lamuka nehri başlerınün idi, 


Cengiz bu sıralarda Laycıyullarln yörosıyor ün Onlar çongız” 
in hanlığını kebul etmenişlerdi. Tayciyutlerle savaşta Çenrsiz omuzunC'n 
yarslan'ı ve en vakın orkadaşlorınn Ürenkiy e Celine, kanı 
enerek Çengiz'in heyntını kurtarf'ı., Bir one Çensız'i bırakıp, lovcıyulLlırın 
arasına gizlice giri, oradcen ayron seotiriıp Çongiz“c içırti, bu şekile 
Çengiz biraz iyiğeşti. Bu vokitllerde Çengiz'in enerjik hareketleri halkın 
hoşuna gitmişti. Bilnhessa Bisuut kn'il-si Çengiz'& iltihsk etti. Bu ars 
da Çinlilerle anlaşan Tatırlera karşı savaş olcu. Awcalarından Altan ve 
Kücar, bu savaşa pek tarafirr ceğillerti, Ancrk savaşın sonunda, genimeti 
de ön çok bunlar lılar. Çengiz ses etmeli ve kendisi, devrin güzellikle- 
riyle ünlü iki kızı İsü ve İsügen'i hanımı olarok aldı. Çengsiz bu ganümet 
neselesini fazla büyütmedi, Aâncok amncolerı Alten ve Kücar, Çengiz'in böy 
lece nüfuzunun artmasını kıskanıyorlr, hatta onun Han olması için kurul- 


tayda çalışdıklarınn teessüf ediyorler'ı. 


bu sırnds Navunnlarla âs savaşlar oluyordu. Biüsyette bu 
gayeçlırı Ko omar en kin vr op One ın, Cenpi2'i yalnız rok. van 
ihanet eğerek çekilli. Çengiz 'unc çok üzüllü, o da düşmanın takibini bı- 
rakıp, ordusuna çekildi. Bunlann istifmace eden Naymanlar Öng Han'a saldır- 
Gilar. Öng Han 'u geaveşlarda yar loncı, askerleri dağıldı ve Çengiz'e big 
vurdu: "Beni kurtar, dönk külüğünü (kohramanını) gönder." Çengiz'in yuka- 
rıda bahsedilen dört köpeginden eyrı 'ört külüğü, kohroerenı verdır:Bunlar 
gnliki Bovurcu, ArlşLlaromjcip. e.Cotüyır Mukalı, 54. Uysunlarcom Buravul 


4. Sulluzlarisn Cilevun. İşte Çengiz vu dört külüğüne enretwiş, onlar da 


49 


gidip Tuğrul'u kurtarmışlimr, Nayuanları ârğıtmışloarcır. Böyl-ce kentcisine 
ihanet eden eski dostlarına yardım, Çengiz'in en Oüyük vaşıflorıncan Dis 
risidir. Fakat Öng Han'ın karnkteri bozuktu. Yenilen ihanette geçikmeci. 
Çengiz, aslınde babasının dostu'olan Ong Han'ls dahr yakın münnmsebetler 
kurmak istiyordu. Bunun için Çevurveki isnili kızın tâlip oldu, kızı Ku- 
jin'i “e Ong Han'ın oğlu Singün'e vermek istedi. Ancak Öngen, Çenyiz'e 
kızını ver ek istemeli; Diğer taraftan yrakın nkrabaların”an olup, Çengiz'e 
korşı kırgın bulunn Âltan ve diğerlerini teşvik ve tahrik eliyvordu. Bunu 
Çensiz'in vakın dostları haber verdiler. Bu sırada Camuka &s Öng Ham'ın 
yanındadır ve Altan-Camuka nihayet Öng Han Çengiz'e “arşı birleşmişler 

ve müşterek hareket ediyorlardı. 'Çengiz de savaşın koçınılmnaz olduğunu, 
neselenin artık silnhin ler ii anlonıştı. Aralarında savaş oldu. 
Önckleri Çengiz'in cleyhinde gil'en savış, Uruğut'lardnan Cuciday ve Mingıt- 
lerden Kowuliry'ın düşuanın arfına silğiin orânn ssidırmalorı üzerine Öng 
Han ve müttefikleri çekilmişlerdi. bu vaşın akşamı, Çengiz karorg&âhına 
çekihdiği sırnda, dört külüğünden ikisi ve oğlu Ögeley yoktular. Çengiz 
bunun üzerine birbirlerini pek söven oğlu ve iki külüğünün birlikte öl-— 
düklerine üzülüyordu. Ancak wiroez sonrr üçü çıkagel'iler. Gerçi Ögeürv yp 


lanmış, lfkin Baravul, onun kanını emerek tedavi etmiş, 


Çengiz hodiseden sonrcelçi gönüerdi, ki bu şiirle iade edil- 
miştir. Bu elçisini Ong Hon'na ve amcası Altnanlea gönderdi. Burnda Camukn' 
nın enğeresnn bir durumu vardır. Bavaştan önce Nayman Beyi, karşıların-— 
daki kuvvet leri Camuka'ya soruyordu: Camuka mneğel&â: Bunlar onun dört kö- 
peğidir. Çengiz için canını verecek nülamlardar. Ve bu suretle onlorın fe- 
zilet ve cessretini söylüyor, Nayman Han'ı Buyruk, bunun üzerine “sen izin 
değil, Cüşsan ta cfını tutuyorsun, bizim ceserctinizi kırıyorsin" cüye kı- 
zıyor. Çengiz Ong Hen'a sulh teklif e'ivor ve 3siz babamın en yakın dogt-— 
sunuz. Benin «e babam sayılırsınız. Beni azarloayabilirdiniz. Gelip söz söy- 
liyebilir(iniz. Ama bunu yeapmıyıp.niye asker yolladınız. Ben gerçi sizlen 
yaşça küçüğün, ama şerefim vordıri Memleket seninle, benimle ve Altanla 
keaindir. Yurdu neaklelen arsbanın iki tekerleğinden birisi kırılırsa araba 
nasıl gi'er, Yine o arabanın "ok"larındon birisi kırılırsa tek okla nsszl 
gider. Birleşmek lâzımdır. Amerası Ö#ltean'o yazdcığı da çok güzeldir. Ondş 


Han şeçilirken yentıklarını güzel anlatmıştır. “Ava Sernver gittik, ben 


20 


a na Ud 
dağlarda avları hep senin tnrain, kaçırdın. Bun orı nasıl unutursun leniş-— 


tir. Böylece bir vaninn anlacak için teşevbiise geçerken; bir yanımı 
başkn tedbirler alfı. Halen bulunduğu yerin nüdafnava elgeriş li olunmadığı 


e il z - - ap n Me ml ala, ık 
nı görüp, heşke yere göçtü. Burosı Argun nehrinin aşnğılrrın.”, i 


? e Lİ TA ga (dj 1 m! 7 e Di. 
bir gehe idi. Sadece tek yolu olan saha, Brsicuvana ce ici, Çengiz'in mukad 


S 
> 


yi 
a RR 


deratı, büyük ölçüde bu sahoda korarlaşnıştı. 
20 Ocak 1970 


il rel KM ER e 
Balcuana'daki ikamet, Çengiz'in hayntınca bir dönün noktası 


dır. Tarihte bezen, böyle ha'iseler, veni herşeyin biter gibi olluğu, bü- 
tin ümidlerin azaldığı komanların, eslındn bir enerji ve karolılık verdiği, 
ndisel&rin bundaf sonra bambaşka yoldu geliştiği çok olmuştur. Bu hnci- 

se sonradan Hazreti Peygember'in Medine'ye hicreti sırasında, mağardün bü- 

tün ümitlerinin biter gibi olunası ile benzetilmiştir. Çengiz'in Balcuvana.' 


da, düşmanlarının saldırısını beklemesi ve son mücnfaasını yapmya azmet- 


tesi de böyledir. Çensiz'in sonraki hayatında bu hadisenin vüyük tesirleri 
olmuştur. Bnlcuvana Argun nehrinin sol 'sahili ilc Tarsynor gölü arasında- 
Ar. Oka nehrinin Teraynor'a Göküldüsü yerdedir. Burası onteklık, fenn koku 
lu, suyu acı ve içilmesi sıhhata muzır bir verli, İşte böyle bir yere Ss1I-— 
gınmış, "suna katlanmanız gerek. Sonumuz bu nisbette iyi olacak" diyerek 


kabilesine ve arkadaşlarına büyük moral gücü vermiştir. 


Bu sırnün Ong Han, oğlu songün ve Canuka, İlrsattan istifade 

Gerek burada onu kuşatıp yok etmg&yi düşüncüler. Her tarsfı batoklık olan 
Balcuvrna'nın tek bir giriş yeri varlı, Oradan salfırıp, Çengiz'i basacak 
lardı, Diğer tarrftoan bazı evlenme işlerihi de söyleyip, Çengiz'i aldata- 
ceklardı. Zirn dahr önce Çengiz'in bu yolla bir teşebbüsü olmuştu. Bu hi- 
Jeyi veteşebhüsü Ong Han'ın yanında bulunan bazı afnmlar Çengiz'e habe 
ver.ilsr. Bu haberi Urmavut aşiretinden Kışlık büyük fede Ke 
bir hayli alam öldürerek Çengiz'e eriştirdi. Çengiz buna son derecede 
sevinmiş, Kışlık'a nesillerce devom edecek “Tarhen" (her türlü vrzife ve 
vergiden maaf) lık bağışlanıştır. Bu Tarhan'ın evldlı sonrsdon tenürlüler 
devrinde büyük bir yer tuttu. Kendileri şairdi ve bu sebeple Çağatay edebi. 


yatının DE 416181 bunlar olmuştur. 


52i 


Çengiz Kışlık'a "sen ebedi Tarhan'sın. İarhonlık evlâd ve 
ahfadına da geçecek" dedi, Bu Tarhan'lardcan bazıları Karaçi'yr yakanla- 
rında Tarhanlı devletini kurmuşlardı. Bilindiği gibi 16. yy. başlarında 
1510'larda Temürlü devleti Özbekler tarrfından dağıtılıp, Temirlüler gü- 
neye, Hinlistan'a inmeye mecbur edildikleri sırada bu Tarhenlar ca Babür'le 
işbirliği vaparak Afgenisten srhasına inmisler(ti. Ancak bir ara Beabür'le 
.çatışınca, "biz de hir devlet kurarız, cesnret ve asaletimiz bizim de var" 
diyerek daha güneve inmişler, Karaşi yakınlarında bir de-let kurmuşlardır. 
Bunların tarihleri yakınlarda neşredildi. Bunlinr Hindistan'da, Hind muhiti 
ve kültürü içinde yoşamış olmalarına rağmen, an'ane ve benliklerini itina 
ile korumuşlar ve (-vam ettirmiş'lerdi. Bunu bunların tarihini yozan Tettevi 
de kaydedir. Kışlık Tarhan ve Oğullarının kültür ve edebiyat bakısıncean 
birinci derecede rol oynodâıklarını söylemiştik. Bunların şiveleri eyrı 
bir şive, bir Tarhan şivesi imiş. Ali Şirx Nevayi böyle söyler. Fahir İz, 
bu Farhan'lardan Mugimi allı şair hakkında bir tetkik neşretmiştik. Kış- 
lık Tarhan'ın evlâdı samimi Müslümandı. Belki Kışlık Tarhan'ın kendisi de 
bu Balcuvana 'dakâ Müslümanların tesiriyle İslâm olmu:tu. Tarhan'lılar 
kendi idere sahnlearı olan Sirderya boylsrını, Tarheonlı ülkesini cemi, 
mescic, hankâh'la süslemişler, onları mamar etmişhirdir. Ancak bu Tarhen' 
lı ülkesi Özseklerin gelişi ile çözüldü, bir kısın Tarhonler, güneye Hind 
denizi sühillerine kadar indiler. Tarhan'lorın vir kışmı da Herat'a gel- 
mişlerdiz ' | 


Balcuvata'yna gelen İslâmler Harezm'li Nahmud Yalavaç Karlık-— 
lardan Denişmenâ, Mersga'lı, yani Azerbaycan'lı Hasan ve sir de muhteme— 
len İran'lı Cafer di. Bunlar değişik yerlerden gelmislerdcil Çen iz onlerdan 
batı Asya'daki siyâsi durumu öğrendi. Asya'nın batısındıki ihtil&fları, 
Bağdat'deki halife'nin voziyetinin kötü olduğunu anlomıştı. Çengiz Harezm- 
şahlara karşı Abbas?t halifesiyle işbirliği Cüsündüz belki daha o zarandan 
bir münrsenet mevcudlu. Bu Müslümnnmnler hepsi bilgili kimselerdi. Genç 
Karlık Danişmend, mevcut Harezmşah.ilaresinlen memnun “eğildi. Mahmut Ynlr- 
vaç, Meragalı Hasan'da öyle idiler. Ticaretle uğrnson Sunlar Balcuvena'fde 
haylı erzak, koyun sürüleri vs. götirmişlerdi. Bir de Bedrettin Bitikçi 
vardır ki, Hearezmlidir. Çengiz'e hir mektup yazarak aynı nesilden olduk- 


ların, eancek Arapların istilâ ettiklerini, gelecekte is& yine beraber 


pi 


olacaklarını" söylemiştir. Bu mektup, Hamdullah Çazvini'nin Farsça manzum 
Zafernâme'sinden zikredilmiştir. Anlaşılıyor ki, vu zat, Kıçak' an'anesin— 
den hareket ederek bunu söylemektedir. Harezm'de Du wektubu Cuyulduğu 

için sonradan Çengiz Han'ın yanına kaçmıştır. Kezre bazı Harezmli general- 


lerin de böyle hislerle Çengiz'e yakınlık duydukları mealümdur. 


Çengiz dah sonr» Balcuvana''an kurtuldu ve çıktı. Bu da bir 
hile ile oldu. Çengiz'in kardeşi Cuci Kasar'ın ailesi Öng Han'ın terafında 
kalmıştı, Çengiz'in yanına geli liş ve Öng Han tarafının veziyetinin pek iyi 
olmadığını, fırsattan hemen istifade gerektiğini söylemiştir. Diğer tarni- 
tan Kasar da Ong Han'a bir mektup yazarak "Çengiz'in durumu berbattır. 
Henen onu bastırın" diyerek onları bir başka Balcuvano'ya sevketmiştir. 

Bu haciselerden sonra Çengiz artık gerek Öng Hen'les, gerekse Sengün'le iş— 
birliğinin imkânı olmadığını görüyor ve savaşı kaçınılız görüyor. Bu S1- 


— 
A, 


ada Öng Han'ın Naymanlarla arası nçıktı. Çengiz bunlan istifade etniş, 
savaşta Ong Han nağlup edilerek iki Naymen su'ayı yarafından öldürülmüş— 
tür, Çengiz sonra'an Naymanlarla savaştı. Bütün bu işlerde önayak olen ve 
düşmanları organize eden Caruka idi. Bu itibarla Cengiz önce Canmnuga'nın 
işini bitirmek istedi. Zaten bu sırada Camuka'nın msiyeti dağılmıştı. Ni- 
hayet Selenga başlarındaki savaşta Camuka esir alındı. Ona "Çengiz şimdi 
sana ne yapacak" diye sorduklrrındca, "Ben onu yakmlasaydın ne yapncaksan, 
onu" diyor. Çengiz bu kahraman eski dostununarzusunu yerine getirdi. Camu-— 
5 


ka öldürülmedi, kencisi intihen etti. Iki eski "anda" nın bu Sir macerası 


sir cestan gibicir. 


Camuka'nın da işini bitirdikten sonrn Çengiz, Nayusnlarla 
karşı karşıya kaldı. Savaşmak için Nayrenların otur'ukları yere, Kouda'ya 
kadar takip edip savaştı. Bu sırada bunlerın başında İnanç Bilge Buku Han! 
ın iki oğlu Taybuga ve Buyruk'den, ikindisi vardı. Bu savsşta Buyrak 
öldü. Taybuga savaştan sonra Sisirya ternafına gitbi. Bu setepten Batı 
bibirya taraflrrı sonraflnn "Taykbuge" liye isirlenmiştir. Burası ayrı hir 
muhtar ülke olmuş, hatta 17. Heritalarınde Vilç ismi "Nayren memleketi" 
olmuş. sonraki yüzyıllarda ca bu Taybusa evladı buüroalera hakir Olmuş, 
Kazan Han'ları ve Özbeklerle aralarında hafiseler geçmiştir. Şu halde 


Naymnanlar, Çengiz'e mağlup olduktan sonre da muhtelif yerlerde devan et- 


ee. 


nmişlerdi. Ancak Altnaylarde değil, Batı Sibiryo'da İrtiş “oylarındı.. Naynın-— 
Jar bugün Kazskistan'da Ca büyük ver tutarlar ki, Kınçok şivesi konuşur-— 
lar.("yedi” yerin "ceti" gibi) Aslıniz bunlar Yabaku yani Sekizoğuz aşi- 


ritidir ki, Oruk yozıtların(m böyle kayvdediltiştir. 


Naymenisr mağlup edildikten sonra bir kısın Nayhmanlearin 

bereber Loynsuca nın oslu buçluk, bası vereale Suıp, Anar hsnlı ülkesine 
saldırmış, Hareziuşahla işbirliği ederek bu İslâm-Türk devletini yıkı1ş- 
lardı. Küçlük mutvessıb bir nesturi Hristiyan idi. Bu sebeple Müslüün- 
Jarı öldürümüş, Kerchanlı ülkesim'eki cemileri yıktırbış, ez:.n okuyan 
nüezzinleri minaselerden aşağıy” altırmıştır, Hatta, Hüslümanirrın evlerin & 
ibadet etmencheri için de her eve asker yerleştirmişti. Aliüsylardan beri 
Naynanlorı takip ecden Çengiz, Küçlük'ün ..u davrapışınsa karşı İslânın hâ- 
misi oldu. Bu itib'rlia Küçlük'ü takip &“en Çengizli birlikleri su Müslümn- 
lardan büyük destek gördüler ve Küçlük'ün askerleri halk tarsfınden Öl- 
dürüldü. Kenisi de Pamir dağlarında Sarıkul'da öldürüldü. Çengiz dah son- 
ra camileri Samir ettirmiş, Müslümanların ibeacetlerini yopmisrına ceğil, 
izin vermek, hatta onları Dune zorlamıştır. “Me em âinimiz bunu enrelriş, 
yapnınnız lâzım" yene bile kıl arimıştır. gon/z ım Emrezüşgal kaplin 
savaşı sırnsında Orğasya'ys galen Çang-çun, Çengiz'in sus'şlarının zorlu 


nn kıl sırdızını gevler, 


... 4 


Çengiz bevletinde Yazı: 

Nayvanlerle müca'elenin diğ r bir yönü, Çersiz vevletinüec yaz 
(alfabe meselesiğir. 1227-24 yillerinda Çensiz'in yanında dulunan Çin'li 
taoist rahibi, kimyası Çanga-çun bunu tesvir ediyor ve üiyor ki: "Moğol- 
189r yazıyı Naymanlaraman öğrenci. Naymen hanının smiyeblınco <ulun m aça 
Tunga alınleki Uygur'u esir alıp, onu evladlarının mudâllimliğine tüâvin otti. 
ve onu yazı işlerinin ideresiyle veazitelennirdi. Bu hadts&den önce Moğol 
larda yazı yoktu. Onların ken'i aralarında ve diğer cevletlerle haner leg 
meleri şifahi idi, Faknt ağaç ve kayınağaçı kabakları üzerine bazı iş&- 


4 


retler yapırlınrdı.. Bu bip kerime, owsa veriş Hacırlıslan 4& ema olmuşş. Avar- 
ler ân bunu kullanmışlardı. Bunlisr'en bazı örnekler kalmıştır. Madeni eşyr 
üzerindeki bu yrezılar Göktürk yezısıdır ki, Asya'nın Sntısında, hatta 
Kuzeydoğu Avrupa'aki Fin kavimleri arasındr bil» biliniğordu. İbn Nedin, 
Fihrist'inde der ki “Türklerin veazıları yoktur. Fokat tahta Üzerine işa- 


retler yanıyorler" İbn Nedim, şu holde Göktürk alfabesini yazı olnrak ka- 


kul etmeyip, onu tahta üzerine yapılan işeretler olarak ka'ul ediyor. Bu 
kerime, oyma yazı, Çang-Çun'un dediğinin synıdır. Çinliler ce Göktürk yaz- 
sını yozı olsrak kobul etmeniş oluyorlar. Zira bu köşeli olup, cahe ziyade 
kazıyıp yozma'n müsaitti. Buna korşılık Üygur yazısı ârap yazısı gibi 
bitişikti. Bu itibarla Uygur alfabesi yazı sayılmış, Göktürk alfabesi yazı 
sayılmamış, Türkler yazıdan, alfa»elen mahrum bir kavim gibi yazılı kaynnk- 
lara geçmiştir. Moğolistan seahasınedn Orhun yazısı sonrnfdarı da devam etti. 
Bunu Moyunçur kitâbesinden anlıyoruz. Hatta, dahc önce de söylendiği gibi, 
Çengiz'in ölümünden sonraya ait iki küçük satırlık “ir cümle Gahi vardır. 


Ancak bu Orhun yozısının en önenli geç örneği Moyunçur. kitabesidir. 


Moyunçur kitâbesi, Türkçe en zengin walünmut ihtiva eden ki-—. 
tabel&rinden biridir. 8. asrın son yorısınlayagamıştırı. Bu hususta, ente 
resan bir haberi Cuveyni zikreden. (Ciyk I, s. 40-42) Orhhn havalisinde, 
bir kuyu kezerken Bir kitâbeye rostlanışlar. Toş üzerine kozılmış olan bu 
kitabeyi okuyan kimse çıkmadı. Nihayet bunu Çin'den gelen birisi okumuş 
ve muhtevasını, Cuveyni nakketmiştir: Bu Uygurların menşe efsönesi'ir. Re- 
sideddin'in Kut dağı dediği, Çuveyni'nin sadece Dağ dediği yerde, Uygur- 
lerin başında bulunn hükünder sülâlesinin ilk fertleri "Üzerleri giyimli 
olarak" 5 prens doğmuştu. Bunlordan Buku hükünlün, Tünge Naib olmuş, ciğer 
üç kerdeş de Çin, Tangut ve Kırgızların ülkesine 100.900 kişilik ordular- 

gönlerilmişlerdir. Ahloşılıyor ki, bu kitabe Orhuh kitâbesi değil, aynı 
yerde, ayrı bir kitâbedir. Anlaşıyıyor ki bu Uygurlsr devrinde 9. asrın 
gik yarısında yazılmıştır. Asıl tema ângğden beş prensin doğmasıdcır. Onlar 


"üniformalı, kılışçlı ve başlarından” börkleri" olduğu halde doğruştar iniş. 


Bu vip motif dahs başka yerlerde de rastlanır. BI Biruni Kâhil'de, M.Ö. ki 
devirlere ait olmak üzere Börütegin'lerin bir mnğaradan Couşlerını anlatır. 


Burnün da prens "üzeri üniformalı olduğu hslde" coğarken, hakk da bunu 
seyretmiş; bu olay, helkın gözü ününde olnuşgtur. Halk şairleri, Çengiz 
evlânından gelen pransleri meâhederken "üzerinde elbisesiyle doğmuş prens" 
derler. Kut dağı efsönesi bir yandan Karskurun taraflarında, Börütegin 
efsanesi Afganistan'da Kâbil tarsflarında, hihayet bozkur şairleri de ku- 
zeyde »ynışeyi, motüfi kullanmıktadırlar. Çengiz'li ülkesinde eskiden Or- 
hun yozısı bilimmiş, onu kullananlar da çıkmıştır. Daha sonrn kâtiple 


Uygur yezısını kullandılar. 


2) 


Çengiz Tatn Tunge'yı savşta esir alıp, kâtip yapıış, Oğul- 
Jarına Uygurca öğretmekle vazifelen'irdi, Bu şekilde Çin'ce Uygurcr—-Türk- 
çe resmi dil oldu. Gerçi Moğolca da yasılrış, ancak ruteter oleni Türkçe 
olmuştur. Bu durum, yani Uygurdanın Hakimiyeti 1204 Nayranlorla savaş- 
tan 1278 e kaânr devem etti. Bu arava Kublây Kaan Burizmi kabvl gelince, 
Budizm Türkçeyi unutturdu ve yerine Moğolca kabul efilci. Bu sırnda Kubi- 
lay Kann dörtgen şekilli yeni bir yazı icad etti. Bu “ört köşeli yazı 
Çin'e 1269'da girdi ve 1284 de Kaan'ın emriyle Üygure: yazı yasaklandı. 
Tibetli rahip mülhem köşeli Lir yazı Phog-ba yozısını icağ eğip, Kubilay 
la bunu kabul etmiştim Ancak buna bir de Budizm eklendi. Bulizmle sirlik-— 
te bütün Moğolca ve Tibetçeyi betbik ecen kültür yerleşti. Bu yazıy» Mo- 
Şollerın mill? yazısı de denli, zira yazıyı Kubilay tertip ettirmişti. 
Halvuki Kubilay kaonın ailesi Türkçe konuşuyordu. 


Ta 


Prof.Z.V.Togan, Saha 1912 de neşredilen Türk terihine dair 
eserinde (s.128) Kubilay kaanın kenlisinin Türkçeye ve Moğolce çok seher 
miyet verip, Çindeki memleket işlerini Türkçe yapmış diye yazmıştı. Kiin — 
bı tenkit eden bir Rus bilgini bunun yanliş olduğunu, Pagba yazısıyla se- 
dece Moğole- yazıldığını söyledi. Ancak Üniversite Kütüphanesi F 1423 
numaralı Mecnun ül Garaih'de (ki bunu Fetih'e Bayvgunkur gönlermiş olmolağdı; 
üzerinde Fatihlin Uyguren denemeleri de vardır; Fatih Uygurcayı nilli ya- 
zı kabul ediyordu. Anlaşılan bu Pak-ba yezısını Ca Baysunkur Fatih'e gön- 
dermiş olmalıdır) önceleri bahse'ilenN Kubileaylın ölümü sırmsında söyle— 
diği sözler, bu alfabe ile yazıllıfından Prof.Z.V.Togan'ın dah 1912 de 
tahminleri doğru çıkmıştır. Moğollar 1368 de Çin'i terkettikten sonra fa 
bu yazı Çin'de kaldı. Moğollerın kendileri Uygur yozısını kullandılar. 
Ancak Moğolisirn'da artık Moğol dili galip geldi. Moğolen Bulizmle bero- 
ber gelniş, Türkçe ile ilgiyi kesmiştir. Kubilay Keon devrine dil Türkçe 
nis EM 

Cihan herbi sıralarına Şarki (bir Türk subayı) Türkisten'de 
seyahat ederken kenlisine dağinrda Kubiley Kannın bir kitebesinden bnh- 
setnişler. Burada Kubiley Kaan: “Benim budunun Türk” demiş. Bu zat kitöbe 
yi gördüğü gübi nakletniş, ancak neşredememiş. Bu kitğbe Çin seddine hi- 


tişik bir yerdeydi Bu kitâbe ile artık onun Türkçe söylediği kesinlikle 


56 


anlaşılmış oluyor. Hocanız bu zottan kitabeyi, bugün yarın cerken alamacı.. 


Halbuki aynı hataya Abdülhak Hamic'de de düşmüş, adam çok geçmecen ölmüştü. 


Bu zat ân şimti vefat etmiş. Bu kitâbe ne halle bilinmiyor. Çengiz evlâ- 


dının Türkçeden kesinlikle ayrılıp Moğolcayı tercihleri, doğuda 1264 de 


olmuş ve Uygurcanın yerini 1284 &e bu Pagba alfavesi nmalrış. 


Çenmizile Ong Hın'ın savaşınlan ve Ong Han'ın mağlup olup, 
Naymanlar tarocfandan öldürülmesin(len sonra, oğlu Suengün askerini ve bir 
kısım kireyitleri alarak Moğolistan'dan Tibet hududuna gitti. Gittiği yer 
"Börü Tibet" tesmiye ediliyor. Börü bilindiği gibi kurt dâemektir. iarih- 
lerden anlaşılıyor ki Börü Tibet Kukenor'un batısı, Altındağ tareflarıdır. 
Burada Işık Balgosun adlı bir şehir de olmuş. Burndn Halaçlardan Kılıç- 
arklan'ir çarpışıp mağlup olmuş ve bir terrfıncan öldürülmüş. AKılaçars— 
ilanla savaş Reşideddin'de kesinlikle “elli değildir. Bu Markwart ve diğer- 
leri tarafından bahis konuşu edilmiş, lâkin tespit elilmemiştir. Bu defa 
Frof.Togan, 1964. Delhi 26. Müsteşrikler kongresin'e "Halaçirrın Tibet ve 


Şarki Türkistan'a seferleri" nmdâındeaki tebliği ile izah ciniştir. 


Bu hadise 1205 de yeni Çengiz'in kendisini "Çengiz" ilânın-— 
dan bir yıl önce olmuştur. Halraçlerden Muhiddin Bahtiyar'ın Tibet'e sefer 
ettiği Ebül Gazi'ng&n Şecere-i Terâkimesinde zikredilristir. Reşideddin'de 
Sengün'ün Börütibet'de gizlemiş bulunduğunu, burada Kılıçarslan tarefın- 
Gan öldürüldüğünü söyler. Ebül Gazi'feki malümat Bahtiyer'ın Çengiz'e 


karşı setericir kı, vunuu veldilaLı ilaç verinhlerin(o Ce varcır, kez Bu 


setlerden dönüşte Brahmaputrn üzerindeki bazı hadiseler dolsyısıyle orcda 
nehir üzerinde bir kitâbe kolmıştır. Burada, Halaçleari: Orândeki diğer 


lürkler arasında hadise çıktı. Türk generali burade bırakılınca köprüyü 
yıkmış, onler geçemenişler. Neticede onlar Bengal'e gilip, ornde süldl 
kurmuştur. İşte Regidediin, Ebül Gazi, Hind tarihleri ve köprü kitAÂbesim 
deki maümat birlikte mütalaa edilince Türk terihinin karanlık bir noktası 
aydınlanıyor. MHuhemmed Behtiynr, Yenındea bir hayli askor olduğu halde 
Assam'a, ora'an Neoal'e çıkmış, Brahmaputra'dan yukarıya, “ağluk yerlerden 
çıkmışlar. Börü Tibet'e geldiği sıradec orada Karnapeten adında bir yere 
varcl, Örade Hristiyan Türkler oturuyordu. İstihkâm ve kaleleri teogtondı. 
Muhammed Bahtiyar, az bir neşef& koldığını öğrenânce ihtiyntlı davrandı 

ve onlarla fazla savaşmadan vergi vs. alıp çekildi. Hind tarihleri onun 


geri çekildiğini zikreder. Ancak hepsi dönmemiştir. Kılaçarslan orada kal- 


1 


mış ve Sengünle savoşorak onu öldürmüştür ki, Reşided'in'in koybettiği 
bucur. Karapeten neresilir ve burada oturan Türkler Hristiyan olarek ola- 
rak tevsitf edilmiştir. Hristiyan Türkler Kireyitler olabilirdi. Nitekin 
Karapeven Ong Han'ın biri eri Çahenbu'nun. bir ismi imiş, Bü ZU, bir vo 
kitler Ong Han'ı memleketinden atmış, o dn Karahıtayiınra gitmiş, orada 
pek fakir Cüşmüş, ir keçi sürüsünün süğüyle karnını doyurmuş. Çengiz'in 
müsaid yardımıyla geri dönmüş, ancak Çengiz'e de ihanet etmişti. O sırn-— 
larda Çahanpu ds Tangut ülkesinle. bulunuyordu. Orada evlenmiş, kendisine 
Börü Tibet'de bir şehir vermişğen. Bu ca keni ismiyle, Karapeten diye 
anılmıştır. Anlaşılıyor ki, sonradan yeğeni Sengün de busahmyao amcasının 
nenlekctine gitiştir. İşte Muhenmeü Bahtiyar, orayakoder gelmiş, Hol“ç- 


Jar muvsffak olup, Kireyislerin kslelerini alıp Sengün'ü de öldürrüşlerdir. 


Kireyitler bu haliselerden sonre Kâşgar taroflorın indiler, 
Hatta daha ileri, katıy' gilerek Aral taraflarına da gelliler, Nasturi 
Kireyitlerinin bu hareketi Öng Hn, ii İslân kaynaklerının onun Hris- 
tiyan olması (olnyısıyla verdikleri isimle İvan'ın savaşi Abdüllatif Bağ- 
eyi nın alar fuvuha bım m eserinde Zikrecilmiştir. Bun'an 
nakiller Zehebi'nin “İerih-i İslâm'ıniz vardır. Burada "önler Kâşgar 
gelliğinde Hearezmşah Muhammec halife ile savaşmak üzere Hameinn'ea gttmniş— 
tir. Ancak ülkesinin doğu sınırlarına Kireyitlerin gel esi üzerine, geri 
çekilmek mecburiyetinde koldcı. 5cnmsrkant'a dönlüğü sırcda Kireyitler gel— 
di, ülken istilaya uğruvor diye hnber gelince çekildi, Yoksa İslâm tarih- 
lerinin zikrettiği gibi Halifenin manevi nüfuzu, onu kurtarmış üeğildi. 
Haleçinrın Börütibct8 sefer& ile o sahcnki Fi pal yerlerinden atıl- 
mışş onlar ca Gürçağ taroflarınönn Harezmşeh arnzisine girmek mecburiye- 

ır. Kireyitlerin böyle kelnbalık kütleler halinde gel- 


molori üzerine Hareznşah Muhammed, menleketinin istilüyn uğradığını haber. 


tinde kealmışl" 


alarak Halite üzerine; bogcdab'« yanlışı geferi yarıda bırnkarak dommuüşLüruü 


Fakat Kireyitlerin Su kalıntıları Harezmşahler için tehlikeli değilli. 


Çengiz'in Naynanicrle savaşından sonra, vir kısım Nayman- 
Ir. Batı Siyırya'd yapmmışlırcırı Onların vorıhıne dair kevıllar Si yi re 
ya gahonın kavinleri hekkındn molümnt toplamış, bunları kendi terihlerine 
yazmışlardır. EHrtto bezı tatarca tarihi kaynakların nelünatını kullanmış— 
lardır. Bu Navmanleardan bozı aileler, yokın zemenlara kadar mevcut ol- 


muş, hnüta Prof.Togon onimrüen unzılmrı ile de görüşmüştür. 


283 


27 Ocak 1970 


“ 4 * » Lİ pi 
Cengiz'in Tetihleri: 


.Çengiz'in hakan olduktan sonraki boşllıca işi Tangut ve Çin'i 
#cthetmesidir. Zaten köndisi de-bütün fütuhetının sonunda da Tsngutlarla 
uğraşmış o onları tamamen yok ettikten-sonra ölmüştür. Yoni Inmgul ilkesini 
elde etmek, Çengiz için çok mühim bir işti. Bunu tzmanladekta da epeyce 
zahmet çekti. Çengiz'in Tangut'learı ve Chin yahut Kin'leri elde cineyi, bu 
devletleri yok etmeyi niçin temel gaye edindiği cikkate değerdir. Çengiz 
acaba bu seferin'en önce bir gün Batı Türkisten'ı alncağını, şarki Avru- 
PA'ya yayılacağını tasavvur etmişmi idi? Kanaatıma göre bütün bunlor Çen- 
giz'in kafasında vardı, Kendisi büyük bir devlet kuracağını oiliyordu ve 
bunun şuurunda idi, Bunun içindir ki, hadiseler onu değil, o haciseleri 
sürüklemiştir, Kafasında büyük bir devlet taslağı varlı ve bu ona, gele . 
nek olarok ecdadındnn mihas kalınştı. Çengiz herhahde Oğuznâme'yi pek 
iyi bilmiştir. Zira bir dünya devleti kurmak için Önce Çin ve Tangut'u 
almanın, Örtaasya'ya sehip olmmnın, nihayet Hazar cenizini güneyen kuze- 
ve geçmenin şert oldu gunu âüşünmüş; bunlsrı yerine getirmiştir. Bu üç 
unsur, Çin, Ortaasya ve Hazar olmadan Çihan hâkimiyeti olmıvacaktı. Onun 


düşüncesi pu İCİ, 


(Çengiz, âaha Batı Türkistan seferini bitirmeden Cebe ile 
Sübideyi İran'a göncerdi, Hazar Conizi dolamsıp üç yılda işlerini bitirme- 
leri talimatını verdi ve kenlis ni Cungarya tarsaflarında bulmalarını söy-— 
ledi. Gerçekten de Cebe ile Sübidey Hazar'ı ÇŞengiz'in tosarladığınünn dcha 
kısa zamanda dolaçmışlar, iki yıl sonunda kererleaştırılen yerde Çengiz'e 
seferlerinin raporunu şunmuşlnardı., Bu vakın Çengizlin kafasındaki plânla- 


rın mükemmelliğini göstermektedir?) 


I 


. Çengiz'in Hakan olduktan sonreki seferleri de böyle glânlan- 
nıştı, Gerçi Çengiz'in Çin seferi için gereken pek kolabalık ordusu yök» 
tu. Fakat elindeki ordunun yapabileceğini yaptirmiş, mek ilerisine gitme-— 
mişti. Büyük seferlerine önce Tangutlorla başladı. Daha kendisi Oruhn ta 
raflarında iken, kunandanlearına ufak seferler yoptırdı..1209 da bizzat 
hareket etti. TJongutları beastırdıkton sonradan ki, Çin seferine başladı. 
Zira Tangutler dururken, Çin seferin&n başlamanın felâketle neticelenecce- 


gini biliyordu. Tangut seferi niçinoldu? Bu önemlidir. Çengiz de eski Hun 


7 


hukumcarları gibi tarını çek'ıyı bilyiştir; lineytelerie igili holişçlerim 
bazı teferTuutını ancnk şimdi biliyoruz. Çengbzlin ecdadı önce Çin ile 
Tibet arasın'n, Kansu taraflarında yaşıyorlerdıl Bir kısın Oğuzlnr ve 
Çengiz'in ecircı Kukenor'un Kuzeyinde Aliındağ-Nanşan civarında i'iler. Os- 
manlıların atalcrı ve Çengiz'in mensup oluğu Börçeginler burasını mnilâdi 
ll. asırür, 1030-1040 yıllarında terkettiler. Bu haciseler de büyük olay- 


ların neticesinde olmustur. 


Tangutler Libetlilere yakın bir kavim'ir. Tangutlar hayli kn- 
rışıktır. İçlerinde bir hayli Türk unsur olmuştur; ancak onler aslına bir 
Tibet kavimdir. İdare eden sülâle Türk olup, böylece bezen Türk kabul ekil- 
nektgdââr. Kâşgarlı'daki Tangut.Bevine ait şiirler Osmonlıların ve Çengiz'in 
eski tarihine aittir, Bu şiirlerde İnngut Beyinin “Hatun Sını" gehrini al- 
dığınüoan bahsedilir. lengutlar bu şehri 1030 yılların'a Kıpçak ve Uygur- 
ların elinlen alıp, bu sahrcaki kabileleri tazyik edip, yerlerin.en Çı- 
karmnışlardır. Çay ve Çunlar bntıys Coğru gittilsr. Diğer Tatar, Karakâtar 
aşiretleri ise kuzeye, Baykel gölüne Coğru gittiler, Bu göçler tabii ki pek 
büyük kayıplarima yapılmıştı. Bunun için şimdiki Moğolisten sahasında yaş 
yan Türkler, Tangut'u bir milli düşmen bildiler. Çengiz'in Tangut seferi— 


in 


nin menşei bu Cevreye daynnır. Böylece eski hıciselerin heşsohını soracaktı. 


Tangutlar ortadan keldırılmndan Örtaesye tem bir hekiniyete 
alınamazdı. Çengiz bu 1209 seferinde bazı Uygur tacirlerinin de tesirinde 
kaldı. dire Tangut, Çin ile batı arasındaki ticaret yolunun tem ortasında 
idi. Bu ticareti tem mânasıyln Tangutler kontrol ediyorlakdı. Bu sebeple 
Çengiz'i teşvik ettiler: Keza Müslümen' tacirleri de Çengiz'i Çin'i almnsı 
için teşvik ediyorlardı, Çengiz Iangutlor: karşı bizgot hareket etneden 
evvel, oraya dört külük ve dört köpeğini göndermişti. Daha sonra dört oğlu 
ile bernter Tangut seferine hereket etti, Onların beşşehrini muhasara etti. 
İlk defasında onları tamamen yok etmedi, Vergiye bağlinmeklnr. iktifa etti. 
diğer taraftan Tangut'dan, ordusu için gerekli alet ve maddeleri de elde 
etti. 


Çengiz 1211 baharında Çin seferine çıktı. Bu seferinin de 
bütün kumandan ve oğulinrı yanın: idi. Bu seferiğ&â de intikan hissi 
esas öânildir, Çengiz'en büyük babası. Ambekey Han, bir savaşta Cücen (Kin, C 


Chin) orduların& esir düşmüştü, Onu Pekin sokoklorında rezil ederek öl- 


60 


Gürrüşler“i. Onun böylesine öl”'ürülresine bozkırdn “estimn halinde yayıl-— 
hıştı. yengiz'i Çhin üzerine tahrik eden hir diğer sebep «öö, vu Cucen, yahut 
Türklerin “ediği gi'i Çürçütlerin bozkır kabile leri <rasın“a tat'ik ettik 
leri iğve, bir'irine düşürme siyâsetilir. Çengiz devrin'e vugünkü Çin sn 
hasın/a iki devlet wrdıs; Kuzeyde, Ghin (yahut Kin, Cucen, Çürçüt) ve gü- 
neyde Sung'lor. Çörçütler, Cucon, Ghin, X&in Türkler yakın Hançu asıllı 

bir Altey kovcitir. Ancak Türklere karşı (üşnnncn “ir sivsset takip etmiş-— 
ti.. Çengiz Kin Huluduna yaklaşırken bir tepeye çıkıp Samani usülün'e ila 
(Gt yaptı. Bu «ört gün sürrü ki, börkünü çıkarıp, Kemerini çözüyer ve Tan- 
rı'ya hit“ on; “benin hizievimnceyiık. Aziz rillecıLın sbekınıının Verilmnen 
sini istiyorum. Bu kevim vwizin başlıca vüşnanımız. Muzaffer olak isti- 
yorlar,."” ciyor.ı Dörü gun sonra oralan ayrıl'ıi Bunu #enzer sir yakın 

Mi tikar" olrrok Telfmayette, © vivdir. Bu yltikten sonr Çep Non” 
Kin-Yan-Gurn yahut Demir-Kalka, “eonir dıvor, kapı afınca Tangut hulu'uncun 
vulun'n, on hdi” gehrini almaya yolları. Çengiz'in keh'isi ie yoğruca 
San-tun'n gelli. Cebe ve Cuci, oroyna gidin şehri aldıktn sonr: 'itün 

ordu Pekin'etsoldi. Pokin önlerinde virez Şurdu, Oray kulandnnlarını tope 


inadı ve plfnını onlera söyleli. 


m or'usu Çin ve Toangut'u istilâ e7ip, oralara hâkim 
olacak kal“alıkin deyil?i, Bu itibarla planını onm görse vepmıştl, Çin- 
Jileri kenli itaatına alna siylsetini kullan”ı ve bövle kuvvetlerfe Çin'li 
fethetti. Çengiz Lu seferi sırosında misli görülmemiş katijanler da yap 
tı. heselâ bir gecele yarın wilyona veakın osirının olruryi Si givi; 
Ancak âsha çok önceleri Vladimirtsef Çengiz'in Çin seferindeki tutumunu 
güzelce izsh etmişti. Çengiz Tangut ve Çin seferinüc milleti ken'isinden 
nefret ettir e değil, aksine onları ken/isine çekek siyhseti güttü. Bu 


bi 


sivmsetinin veşarışı sevesinde ole ettiği Chinlileri Çürçütleri, onların 


l 


kuvvstlerins karşı kullmn'ı. Aânerk #erektiği yerde katlien yapmaktan öp 

çekin e“i. bunu d© iki gayeye matuf olarak verino getirni: Çengiz ken(isi- 

ne itast elenlere kerşı son derecnmde Acildi. Onlerde hiçnir haksızlık ve 

yolsuzluğ” yol veriivordu. Diğer gayesi de kendisine itazt etmiyenlere 

hiç merhoretinin oluodığını gösterrektir. Bu katliamlarla, sonraki here 
ra 


ketlerinde karşısında çıkacaıklara Ziers vermek isteli. 


Gİ 


Bu seferinde Chin imparatorluğunu yok etmedi. Zirc bu iş 

için ülkenin te jicerilerine girmek ve bunun için Cc çok &nha vüyük kuv- 
vetler gerekti, Halbuki bu iş için teşsekkül helinleki kondi ordusunu ezcir- 
nek istemedi, Çengiz'in bütn hsreketleri şuurlucur, plânlı'ır. Her oda- 
nımx akıl ve plân gereğidir. Bir yere koünr gideceğin dediğinde oraya gi— 
diyordu. Ve ornda yayacağı ân malümdu. İtant edenler adildâne idore edi? 
lecckler, cimiyenler yok ecilecekti. Çengiz siynsetle, bu sirateji ile 
ülkeye hakim olncaktı. Bunun için kendisine mâni olabilecek unsurları 
anamen ezivordu. Bu hususta rorhameti yoktu. Bunu komşuları gavet iyi 
biliyorlardı. Zira allığı yerlerde yaptığı malümdu. Diğer tüarettan LChin' 
Jlilore kerşı Kilanlerı isyan attirdp, onlordafğ istifnde etli. Kicanlarran 
teşkil ettiği birlikleri, ordusunun ön gaflerına koylu. Zaten Kidanlorın 
dilleri de ken'ilerine yakındı. 


3 Ja 


Çengiz bu seferi sırcsınia, Pekin''Gce bozı değerli devlet 
açmalarıyle dö karşılaştı ve onlar hizmetine girdiler. Yeh-lu-çu-ts2ai 
eyi bir tahsil görüştü ve alim hir kimse ili, Çengiz'in oğulları devrinde 
cevlet işlerinde büyük bir nüfuz kozandı. Çengiz Sununis karşılaşınca 
“ismini duylun. Ülkemde sen ilnini yükselteceksin. Eski Kidan devleti idarg 
sistenini tatkik edeceksin" demiştir. Bu sözler Gizli Tarih de manzum ola- 
rek nekledilmiştir. Çengiz 1212 ce bazı Biden dewyleti adonmlarını alerak | 
Kerulen havznsıns dâöndü. Bu sohnde daha Karskorum bine ediliemişti. Bu 
civarda bulunan Uygurlarâen k«len Ordu Bealık'ı ise Paytahti edinmedi. 1214 
de Çenyiz Çürçütleri yok et:ek, Sunglulsarın ülkesinin fetnine aşlamek 
üzere plön yaptı. Bu işi de Mukali Celâyirle hevnle etti. Çengiz bu sefe- 
rinde Sarıırmeok büklümünün kuzeyini £smamen ele geçirdi. Nenkivas ve Ka- 
raçar'ı da aldı ve vuraĞa bir devlet ilare mnakinesi kurdu. Bu makine gös- 
terdi ki, Çin Çengiz için büvük hareketlerin başlangıcı imiş. Çengiz or- 
ĞGusunun masraflarını kapamak için bu seferi yrptı. Onler Kerulen havza 


sına pek çok servet getirdiler. İşte bu servetle Türkistan seferinde or- 


Cusunun teçhizatını ve eksikliklerini tomomlaldı. 


29.1.1970 
Keza orodon aşkeri nakliyet için pek çok deve getirdi, 
Üçüncü olarak Çinlden teknik elen, uzmen ve sanntkörlar getirdi. Bun- 
ların çalışmnları içinüç hemen Winaların yapılmasına başladı. Bu vekitler- 
de Batı Türkistan'a gapacağı seferin plAânlorını hazırlamış ve oğullarını 


bazı küçük seferler de yaptırmıştı. Böylece sohayı tanımış oluyorlu. 


62 


Cengiz'in muvaffakiyetlerindn sebeplerinden birisi, seferlerinde hep ha- 
rite kullanmasıdır. Haritaları işleriyle oğlu Cuci meşgfli olmuştur. 1216 
da Cuci, Merkitleri tekin e'erek Kaznakisten. sahasının ortalarına kadr.r 
geldi. Merkitler Kıpçeklera yakın olduklarından bu sahalara kaçmışlardı ve 
Cuci onle#rı bakip eciyordu. Merkitlerin bu barolırgolışını. iarezmnşan «a 
biliyordu ve o da bu sahaya bir kuvvet göndermgti. Her iki kuvvet Batı 
Kazakistan'da, Ural yakınlarında Irguz'aa karşılaştıler. Her ikiside Mer- 
kitleri takip oder görünüyordu. Aralarına bir çarpışma olm. Harezmşah 


ülkene geliyorlar diye endişeli ola"ilirdi. 


Bu arade Çeggiz'in büyük diplomnctik teşebbüsleri oltu ki, 
Halife ile Temn-sı bu cümledendir. Bazı çağdaş Müslüman âlimler bunu vek 
nilkühx£ görmüyorlar: Zira İslâm halifesinin bir Müslüman hüküm'ara, Harezm 
şah'a karşı şanmani Çengiz'le işvirliği yapmasının imkan'ız olduğunu söyler— 
ler. Gerçi İbn Esir ve diğerleri bu mevzuda susmuşlardır. Ancak bu husus 
Mirhon& da açıktır. Alenddin Harezmşah Çengiz keder ihtireslı ve cihsngir 
olmak davasına ici. Kendisi inzelorını “İsken'er i sâni" olarak YNZIyOr- 
du. Çengiz ona bir mektuvsun(da herhelde kasıtlı olakak "oğlun" diye hatin 
etmiş, onu kendisin”"en ânhn aşağıda gördüğünü belli etmişti; Ancek bu Harez 
şeahön hoşuna gitmemiş olunlılır. Çehgiz 1215 de Pekin'i eldıkten sonra bir 
müccet orcd- kalmıştı. Bu vakitte Hsre&mşah'ın bir elçisi geldi. Bir diğer 
rivayete göre elçi, Çungarya tersflarındea geldi. Her ikisinde de Çengiz 
in siyasi olarık davrandığı, gelen elçiys çok hürmet gösterliği, kayde- 
dilmiştir. Çenşiz "dünyanın imarı, ticaretle krim olur; onun için ora 
mızda ticari münasebetleri güçlenrirelin" diye Harezmgşah'a karşılık verni-— 
tir. Harezmşah'ın elçileri aslınd: sırf tecessüs için, Çengiz ne yapıyor, 
nasıldır gibi şuallere cevap bulmak için gelmişlerdi. 

Hareznmşah gerçekten de bütün Asya'yı, İslâm âlemini ve Çin'i 
almak fikrinde olmuştur. Devrine Abdüllütif Bağdadi, Harezmşah'ın siynsetin 
ni etrnflıca tatbik etmiştir. Belki bir zamnlar kendis de Hrrezngah'ın 
hizmetinde bulunmuştur. Keza Yagut daHarezmşah Alaeddin'ân siyasetini 
tenkid eğerler. Her ikisi de ayri ayrı, aynı şeyi söylerler. “Harezmsah 
Son derece haristi, ancak bu ihtirasının tencli, esası dayanak noktası 
yoktu. Onu düşünemiyordı. İskender'in diyordu; Lâkin İskender'in yanında 
Aristo ve bir çok güzide kumanc-nı oluğu halle, harezmşeh herkesi öldü 


rüyorcu. Annesiyle, annesinin mensup olduğu Kıpçaklerla arası açaktı. 


65 


Bunların hepsi de sonradan Çensiz'e temâyül ettiler. Herezmşah Türkistan 
İslâmı korummdı, aksineHristiyan Küçlükle ittifak ederek, onun Müslüman- 
ları ezmesine ses etmedi. Bilhassa Fergane'de Müslümanlar pek çok tazyik 
gördüler. Bütün bunlara sebep Herezmşah gösteriliyordu. H.Çamzini de 

Zefernâme'sinde bu hususu güzelce yazmıştır. Dünya siyasetini tahlil ede- 
rek, "“Harozmşah'ın ihtirr»sı büvüktü, fakat tedbiri yoktu" dâcr. Çengiz bü— 
ün ordusuyla gelirken, o or'usunu türlü şehirlere dağıtmış, böylece ül- 
kesinin bir kısmının dahi Çengiz'in yağmasına müsaade elmiyeceğini gös- 


terrişti. 


Harezmşah, karşısıninki düşmanın, Çengiz'in büyüklüğünü 
müdrikti. Böyle olunca hiç olunssa Halife ile anlaşması lâzımlı. O ise 
Bağdat'ı almayı aklına koymuştu ve böylece Selçuklularınki gili sir curu- 
na gelniş düşünüyordu. Bağdattaki Abbasi Halifesi ise Harazmşah'a karşı 
hertürlü kuvvetle anleşmaya rezı iti. Halife kendisi zaten bir nevi tarikat 
la, kardeşlik vs. terikatiyle veşgulüü. Bu “ir nevi fütüvvet teşkilatı 
olup, Anadolu'da &a olmustu. Ancak bizde idâre ssker w'eanların elinde bu- 
ey Oyse Bağdat'ta savaşı değil, kerdeşliği düşünen bu teşkilat 

aha nüfuzlu dâldu ve orayı içerden çürüttü. Zira vu cins teşkilâtlardan, 
günümüzdeki masonlukta olduğu gibi, yahudi ve Hristiyanlar istisifzde eder-— 
lerdi. Gerçi halife kendisi kültürlü bir şehsivette. Ancak askeri teşki- 
atı, yoktu. Alaeddin Harezmşah onun ülkesini almak, kendi peytahtını Sel- 


çuklularda olduğu gibi Rey'e nskletmeği düşünüydrdu. 
N 
Harezuşeahlar kendileri Kıpçak-Kanglı aşiretindendi. Melikşah 


devrinde Enuştegin oraya, Hsrezx'e vali olruştu. Şimdiye kalar meçhul 
kalan bir gerçek vardır. Afganistan'ın kuzey kısımları, Sarıpur tarafla- 
rına Garcistan cenir. Buradaler 10. 11. yy.larda Kıpçakların elinde idi. 
P,.Köprülü vb. bu Kanglıların orad'n nosıl glemiş olabileceklerin& şaşar— 
lar. Anlıyoruz ki, Harezmşehların kendileri Kıpçak hanlarından olup Enuş— 
tegin'in "Tekin"liği dahi isminden bellirir. Onların o vekitki merkezi 
Garcistan tarafları Olmuştur. Fakat Herezugsehlar kendilerinin nensup Ol 
dukları Kıpçaklara karşı dostça hereket ee onlerı kırdılar. HereZm- 
şahlar oraâr, daha ziyâde şehir halkına dayandılar. Hatta Harezmşeh Atsız'ı 
öven bir şiirde, İjranlı bir şair "onun aslının Türk olduğumu dair rivn- 
yetin zayf olduğunu, Sasaniler neslin'en gösteren rivâyetin ise güneş ka-— 
dar açık olduğunu söyler. Belki Harezmşahların kendi tenayülleri Ge bU 


yor idi, ki devrin umumi kannatı oluolıdır. Yâni Harezmşahlar tamamen 


g4 


Türk oldukları halde, şehirli İranlıların tesirin'e kaluışlar, bozkur 
halkına karşı soğuk davrsnmışlardı. Gerçi Çengiz' in kendisi'de aristok- 
ratöz. Ancak, o helkiın li zaman ezilmesine müsrmace Değ onları 
Hareznşah ise böyle hareket etmedi. ÜN li e en devam eden 
Müslüman Türk sülâlesi Karahenlaların son ferBi, Oswan Han'ı öldürdü; yeri- 
ne geçirdiği Sencer'& de öldürlü. Semerkant'ın idaresini bu soylu olmak- 

la bereber halka yakın olsn Hanlardan alarak, Sedr'lern verli. Bu Sadrla 
devrindn en zengin, en aristokrat bir zümresi idi; dini hüviyete de sa- 

hip olup, halkl: katiyen münasebetleri yoktu. Semerkant uzun zam-ndanderi 


halka yakın olsnların idaresinde olduğundan bu halkın hoşuna gitmedi. 


Harezmşah Alanddin, Çin'i znaptederek kehdisinin Cihan fatihi 

olmak yoluniski emellerinden birinde kendisinden önce davranan Çengiz'in 
areketlerini dikkatle takip ediyordu. Bunun için Çengiz'e iki defa elçi 
göndermişti. Çengiz de bu elçilik heyetine karşılık çok zengin bir tica- 
ret kerwnı yolladı. Ancak bu kervanları Hareznşah yağma ettirli. Savaşın 
sebebi, bu kervan yağması, bunu Harezmşah'ın tozmin etmemesidir. Bu ker- 
vanın tacirleri tamamen Müslüman idiler. Bu sırade Otrar'da hakir bulunan 
Kanglılsrdan Çayır Ham, bu isi yaptırmıştı. Çayır, yahut Çadır, Arapça 
"kadir" olmayıp, kutret ifade eden Türkçe bir kelire/ir. Bu zat, Harezmşah' 


ıh rız“si ve ili ile bu kervanı Wii yağını elti; tacirleri de ölrür- 


düler. Otrar'dan kaçabilneleri, halkın KM memnun ol:<yın, onun. 
zulnüne uğrayoınlara yardım eğişleriyle münkün olmuş olmalıdır. İşte Çengiz 
bu olaydan son derece nüteessiroldu. Ve Batı Türks#an'a sefer kararlaştırdı. 
Artık bu seferinde bütün Batı Türkistan'ı alacaktı. Ayrıca Hazar denizini 


ülkesinin içine katrcaktı. 


Harezmşah, üzerine yürüyen Çengiz'in merkezi ordusunu, Yar 
çalayıp yenmeyi düsünüp; askerini Kalelere ayırdı. Çengiz'in.Kuhandanları 
değiştirilenilir kimseler olduğu halde, Harezuşah kuvvetleri, müstakil kusar 

danların idaresinde idi. Kumandanlrı mim en kudretli oğlu Celâleddin 
Harezmşah idi. Ancak oğlu ile arrsı açıktı ve oğlu, »nneşinin tara atını tu- 
tuyordu. Annesi Türkân Hatun, Çengiz'in tarafını ilzan ediyordu. Lâkin 


Çengiz buraları al(ıktüsn sonr, Meyil ihanet etngnin cezasını. vok di 


65 


ni'nin Zafernâme'ğinde verdır. Kıvçak generalleri Harezmşah'ea düşman olup, 
Çengiz'e “biz de aynı milletiz" dâiyorfardı. Bunlar Bayntliarden olup, 
Çengiz'in saiyetindeki Beysavut'larIn akrabalakı hissetmişler olsa gerek. 
Bu generallerin de teşviki ile Hare şah Çengiz'i, ayrı ayrı şehirlere 


bölünmüş bir ordu ile karşılamayn karar verdi. 


Çengiz Otrar'a kuwWar bütün ordusuyla birlikte geliliŞ Bufoda, 

Harezmşah'ın taktiğini öğrenince, bütün şehirlerin arasıne girin, öyle 
hareket etti. Böylece şehirlerin birbirine yardım etuesini önledi. Urmul- 
mayan yerlerden gelip, şehirleri birbiri ardınea zaptetmeye başlayınca 
Harezmşah, büyük bir manevi yıkıntıya uğradı ve kaçmak istedi: Çe giz bu 
sefere çıkmadan önce de jinvadet etti ki, sözleri Cemi üt-teverih'in Uygur- 
ca tercümeşinden nakledilmiştir: "Ey yüce Tanrı, Sart de yani İranlı, 
Türk de senin bendelerindir? Faknt size karşı hürmette Sartlılar yollarını 
şaşırmışlar. Baha yardım et? Bu parçayı Aâlmanlar Şarki Türkistan hefriya- 
tında bulmuşlarlır ki, halâ neşredilmeniştir. Çengiz bir yandın da bazı 
birliklerini Pamir'e gönderdiği zaman onlar Küçlük'ü öldürdüler. Kendisi 

de Otrar'dan Buhsra ile Senerkent'ın arsasına hereket etti,ki gelriği yola 
Han yolu öenir. Buhars'yı aldığında atı ile heraher Ulu Cami'ye girli. 
Minmere çıkıp hir Ce nutuk söyledci. Burnda söyledikleri Şems i Kâşâni'de 
nakledilmiştir." Siz ahlaksız insanlarsınız. Sizin sözünüze inanılmaz. Hel- 
buki sizin Peygâmberiniz ne doğru şeyler söyleniş. Siz onu tutnuyorsunuz" 


Buruğda âlimlere atını tubturuuş; yem verdirnhiştir. 


Çergiz Buharr'dan sonras Semerkant'a geçti. Harezn'e de oğul- 
ları Cuci'yi yolladı. Kemn'lisi Belh'e&, Hind sınırlarına gelfi. e 
Budist nanastırlarını ve Belh'i tehrip etti. Tuluy'u Nisabur'a, Çağatay'ı 
da Afgan taraflarına gönderdi. Bu sırndr etrafının sarılınkta ik li 
gören Ceolâlleddin Harezmşah, Hindistrn'ea geçti. Celâlediin Harezmşah'ın 
maceralı hayatı, Kâtibi bulunsn Nesevi tarofından yazılmıştır. Celâleddin 
Anadolu'ya kader geli. Hatta Yessıçemen'de Selçuklu Sultanı Alaaddin Ke ey— 
kubnad ile gavsstı ve Osmanlıların megzlüp curumun şkıi belçuklular« yerdın 
etmesi ile nağlup oldu. Ülkesini koybetmisti ems, niyeti Anadolu'yu alneak— 
ta. Nihayet bu taraflarda öldürüldü, Babası Alaaddin harezmşap da Hazar 
denizinin adalarınlan birisine kaçmıştı..Orada öldü. Hazinelerini de Çen-— 
giz'in casusları ele &eçirciler. Çengiz, dahe Türkisten seferi bitmeden, 


e er. sai e Gila İş li 
iki köşeği Cebe ve Sübitey'i Hazar denizinin etrafını dolaşmaları için 


66 


gönderdi. Bunlar üç senelik vezifelerini iki senede tannamlayıp, Çukaçek 
taraflarında Çengiz'e mülâki olöular. Çengiz de Türkistan seferind tamam 
layıp, dönüyordu. 

Çengiz, Cihan fatihi olmanın üç unsurunu da yerine getirrişli. 
Lâkin ecdadını yerinden yurdunjan çıkaran Tangutlerr hıncı sönücmişti. Bu 
kavme karşı nahâyi bir sefere çıktı. Tangut'u tomanen yok etti. Bu seferi 


bitirdikten sonra, 1227 -yılında, vefat etti.